- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Aristoteles-Filozof ve Bilme Meselesi
-
Özgün Adı:
Aristote le Philosophe Et les Savoirs -
Kategori:
Cogito -
Yazar:
Michel Crubellier / Pierre Pellegrin -
Çeviren:
Burag Garen Beşiktaşlıyan -
ISBN:
978-975-08-4002-9 -
Sayfa Sayısı:
276 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Haziran 2017
Günümüzde, birçok biçimde Aristotelesçi olunabilir. Gerçi istesek de istemesek de zaten Aristotelesçiyiz. Bunun nedeni, Aristoteles’in zihinsel ve entelektüel manzaramızda sahip olduğu tarihsel ağırlığın, başka hiç kimseninkiyle kıyas kabul etmiyor olmasıdır. Gözümüzün önünde gelişme kaydeden her disiplinin Aristotelesçi bir temeli vardır. Aristotelesçi olmanın bir nedeni de Aristotelesçiliğin bir tezler bütününden ziyade bir felsefe yapma biçimi olmasıdır. Bir başka deyişle, hem özneyi bilinen nesneye ve bizatihi bilgiye göre konumlandırma, hem de kelimenin coğrafî anlamıyla bilmenin haritasını çizme durumu söz konusudur. Dolayısıyla Aristoteles felsefesindeki kırılmaları tespit etmek, birleşme noktalarını ve geçişleri bulmak ve farklı yerlerde bulunan aynı şemaları teşhis etmek gerekir. Bu kitap da Aristoteles’in eserlerinin bütününe “bilme meselesi” doğrultusunda bir güzergâh çizmeyi öneriyor.
Aristoteles M.Ö. 384 yılında, Khalkidike’nin kuzeybatısında, bugünkü Stavro yakınlarındaki Stageira’da doğar –nitekim mahlası olan “Stageiralı” da buradan gelir. M.Ö. 322 yılında Khalkis’te ölür. Yaşamı hakkında yeteri kadar bilgimiz vardır. Kaynaklarımız nispeten yakın zamana ait olsa da bu kaynaklardan –2. ya da 3. yüzyıl tarihli “Ünlü Filozofların Yaşamları ve Öğretileri” üzerine derlemesinde Diogenes Laertios’un dediği gibi– bazıları Aristoteles’in çağdaşı olan –tıpkı yeğeni Kallisthenes ya da tarihçi Khioslu Theopompos gibi– daha eski yazarlara dayanır. Her halükârda, Carlo Natali, Aristoteles’in yaşamı üzerine sahip olduğumuz bilginin, diğer antik filozofların yaşamı üzerine sahip olduğumuz bilgiden fazla olduğunu söylerken haklıdır. Biz ise bunlar arasından, sadece felsefi açıdan önemli görünen bazı veçheleri tetkik edeceğiz. Bir Yunan kolonisinde doğmuş olmasına rağmen bu koloninin Makedon egemenliği altında olmasından dolayı, bir dönem boyunca yorumcuları oldukça meşgul eden Aristoteles’in “Yunanlığı” veya Aristoteles Yunan mıydı Makedon muydu tartışmasını bir kenara bırakarak, Aristoteles’in ailevi kökenleriyle ilgilenebiliriz. Babası ve annesi şüphesiz ki hekim ailelere mensuptur. Buradan yola çıkılarak, Aristoteles’in zooloji incelemelerinin ortaya koyduğu biyolojik gözlem iştahını ailesinden aldığı sonucu çıkarılabilir. O dönemde hekimler, eğitimlerini hekimlik soyundan gelenlerden alıyorlardı. Yabancı kişiler bunların arasına öğrenci olarak kabul edilebildiğinden dolayı, burada gerçek “kastlar” söz konusu değildi. Ama yine de bu soylardan her birinin kendi özel kültürü ve kendilerine atfettikleri mitik bir atası vardı. Tıpkı felsefe ekolleri gibi bunlar da diğer soylara kara çalmak, saldırmak ve onları çürütmek için epeyi bir zaman harcarlardı. En tanınmış iki Yunan hekim grubu, Asklepios’un iki oğlu olan Podaleirios’un ve Makhaon’un soyundan geldiklerini iddia ederler. Eldeki biyografik kaynaklara bakacak olursak, Aristoteles’in babası Nikomakhos ve belki de annesi Phaestis, Makhaon’dan gelen soya mensupturlar; buna karşılık, Koslu Hippokrates ekolü ise Podaleirios’un soyundan gelir. İhmal edilemeyecek kadar çok ve benzer tanıklıklara göre, Makedon sarayının avlusundaki hekimler Kos ekolüne yani Podaleirios’un soyuna mensupturlar. Hippokrates’in soyundan gelen hekimlerin, kraliyet hekimliği görevini Makhaonidlerle paylaşmayı kabul etmiş olmaları, açıkça olanaksızdır. Diogenes Laertios, Nikomakhos’un, “arkadaşlığını ve hekimliğini yaptığı Makedonya Kralı Amyntas ile yaşadığı”nı aktardığında, buradan anlaşılması gereken nokta, Nikomakhos’un, kralın hem hekimi hem arkadaşı olmuş olsa bile, bugünkü tabiriyle, onun aile hekimi olmadığıdır.
Öte taraftan, Aristoteles’in babasının altı ciltlik bir hekimlik kitabı ve tek ciltlik bir fizik kitabı yazdığı da bilinir. Yani Nikomakhos, bir tıp pratisyeninden ziyade bir tıp teorisyeni olarak görünür. Tıpkı oğlunun yapacağı gibi, kendisi de hekimlikte bir parça fizik görüyordu. Netice itibarıyla, eğer Aristoteles babasının erken ölümüne rağmen ailesinin etkisi altında kaldıysa, bu etki onu deneyime doğru değil de teoriye doğru çekmiştir.