Bir Mimar ve Bir Psikanalistin Ev Üzerine Çağrışımları - Kültür ve Psikanaliz Söyleşileri

Edip Cansever’in dediği gibi insan yaşadığı yere benzer. En çok da, içinde doğup büyüdüğü eve ve o evde olan bitene… Yaşamımızın sonraki evrelerinde farklı farklı evlerde yaşasak bile ilk evden kalanlar ruhsallığımızda silinmeyen izler bırakır. Bu yüzden İbni Haldun’a atfedilen “coğrafya kaderdir” mottosunda kastedilen “coğrafya”nın en küçük parçası, çevresi ve içiyle ev olmalıdır. Çünkü evlerden bize kalanlar yaşamsaldır. Dahası doğumun ve ilk yılların izlerinin üzerine yansıdığı yüzey olarak ev, geleceği şekillendirir. Yaşamın başlangıcında koruyucu sığınak olur, ergenlikte ise uzaklaşılması gereken bir tuzak. İlk evden kalanlarla çatışmak değil de onlarla birlikte olma evresine ulaşılınca kalıntılar sorun olmaktan çıkıp veri olmaya geçer ve bizi biz yapan öykülerin içine girerler. Bu süreçte yeni evlerin bulunduğu yer ve evin mekânsal nitelikleri de ilk evde olduğu gibi evde yaşananlara biçim, renk ve hatta ruh verir. İşte bu yüzden kaderimizi etkileyen evleri değiştirsek bile onlardan bizde kalanlarla yaşamayı sürdürürüz…

Peki, eve düşkün bir mimar ve eve düşkün bir psikanalist evin mekânsal nitelikleri ve evde yaşananlar üzerine konuşmaya kalkarsa ne olur? Bol serbest çağrışımlı bu söyleşiye hepinizi bekliyoruz. 
 
Etkinlik herkese açık ve ücretsizdir.
Kapılar etkinlikten yarım saat önce açılır.
Katılımcılar etkinlik sırasında çekilecek fotoğrafların YKKSY’nin sosyal medya hesaplarında kullanılmasına izin vermiş kabul edilirler.
YKKSY etkinlik saatinde değişiklik yapma ve iptal hakkını saklı tutar.