- COGİTO
- KİTAP-LIK
-
SANAT DÜNYAMIZ
- Sayı 202 Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?
- Sayı 201 Gözlerimizi Kaçırmadan
- Sayı 200 Popüler Olan Üzerine
- Sayı 199 Atlaslar, Melekler, Hafızalar
- Sayı 198 Sanat Dünyamız ELLİ YAŞINDA
- Sayı 197 Ev: Neresi?
- Sayı 196 Bir 100 Yıl Listesi Denemesi
- Sayı 195 İnisiyatif Almak
- Sayı 194 Güneşli Günlerden
- Sayı 193 Saat Kaç?
- Sayı 192 Kesişimsellik ve Sanat
- Sayı 191 Direnişin Zihni
- Sayı 190 Bir Arada Olmak
- Sayı 189 Bienaller Mevsimi
- Sayı 188 Bir Varmış Bir Yokmuş
- Sayı 187 Müzeler / Hafızalar
- Sayı 186 Kültürün Tarihi
- Sayı 185 Mesafenin Politikası
- Sayı 184 Şehirlerin Katmanları
- Sayı 183 Anıtlar Düşerken
- Sayı 182 Sanata ve Sanatın Bağlarına Dair Her Şey
- Sayı 181 Sanatın Hayatta Kalma Yolları
- Sayı 180 Bugüne Bakma Sanatı
- Sayı 179 Teneffüs
- Sayı 178 Özen ve İhtimam
- Sayı 177 Geleceğe Eskizler
- Sayı 176 Bağlar ve sesler üzerine
- Sayı 175 Baharın Gelişiyle
- Sayı 174 Performansın Dönüşümü
- Sayı 173 “Sanat Dünyamız”, tarihin ve bugünün etkileşimlerinin izinde
- Sayı 172 Antroposenle Birlikte
- Sayı 171 Tutuşmuş Dünyamızda Sanatın Yöntemleri
- Sayı 170 Merakımızı Sürdürmek Üzerine
- Sayı 169 Zihnimizi Açan, Merakımızı Besleyen Sanat
- Sayı 168 Sanat Dünyamiz 45. Yayın Yılına Girdi
- Sayı 167 Günsel Renda: Türkiye Sanatı Tarihinde Zarif, Çalışkan, Üretken Bir Bilim Kadını ve Samimi Bir Hoca
- Sayı 166 Her Güne Bir Soru
- Sayı 165 Sanatta duygu, düşünce...
- Sayı 164 Sanat, Kütüphane, Bilim
- Sayı 163 Hissiyat
- Sayı 162 Sanata Bakışlar
- Sayı 161 2017 İzlenimleri
- Sayı 160 Meydana, İnsanlığa Açılan Kucak
- Sayı 159 Dünyalar İçin Dünyalar Açan Sanat ve Kültür
- Sayı 158 İlham Vermek, İlham Almak...
- Sayı 157 Sanatın Meselesi: Her Şey
- Sayı 156 İlk Sergiler - Bir Seçki
- Sayı 155 Kavramlar ve kategoriler derken...
- Sayı 154 Uçsuz bucaksız ilgi alanı
- Sayı 153 Kaybolan, kaybettirilen kavramların peşinde
- Sayı 152 Öteki kim, sahici ki?
- Sayı 151 Ortak ve Kalıcı Olan Değerler
- Sayı 150 Bienallerin Ardından
- Sayı 149 14. İstanbul Bienali
- Sayı 148 Yoğun Bir Döneme Girerken
- Sayı 147 Sanat Eğitimi Yeniden
- Sayı 146 Sanatın Kaydını Tutmak
- Sayı 145 Sanatı Anlamak
- Sayı 144 Yeni Yıl Demeti
- Sayı 143 Dünya Savaşının Sanata Yansımaları
- Sayı 142 Sanat Hayatı Değiştirir
- Sayı 141 Sürrealizm'den Kalan İzler
- Sayı 140 Dünden Bugüne Sürrealizm
- Sayı 139 Kitapla Sanatın Ebedi İlişkisi
- Sayı 138 Yılbaşı Notları
- Sayı 137 Bianeller ve Büyük Sergiler Dosyası
- Sayı 136 Çoğul Anlatım
- Sayı 135 Fotoğraf Nerede Biter? 0.2
- Sayı 134 Mevsimlerle İstanbul
- Sayı 133 Anılarımızda
- Sayı 132 Yapacak Çok Şey Var
- Sayı 131 Postanarşizm ve Güncel Sanat
- Sayı 130 Güncel Durum
- Sayı 129 Sanat Dünyasında Yedi Gün’den Alıntı
- Sayı 128 Metin Okuma Disiplini
- Sayı 127 Çağdaş Sanat, Basılı Yayınla Buluşuyor
- Sayı 126 Yıl Sonu Notları
- Sayı 125 Kanıt: Eserlerin Kendileri
- Sayı 124 Eşiksel Geçişler
- Sayı 123 Bulanık Suları Arındırmaya Çalışıyoruz...
- Sayı 122 Bir iki üç...
- Sayı 121 Bütünsel Yapıt: Gesamtkunstwerk
- Sayı 120 Hikâyeler ve Beklentiler
- Sayı 119 Sanatın Işığında Ali Can Ertuğ
- Sayı 118 Bir Yıllık Bilanço
- Sayı 117 Sanat İçin Alan
- Sayı 116 Tate Modern / Arter - Sanat İçin Alan
- Sayı 115 Sanatta Güzel Beden
- Sayı 114 Kaynak ve Platform
- Sayı 113 Hayvanlar / Hayvansı Güçler Âlemi...
- Sayı 112 Dinamikler
- Sayı 111 Japonya'da Sanat
- Sayı 110 Text Art (Yazı Sanat)
- Sayı 109 Çökerken Yükseliş (1880-1920)
- Sayı 108 Avrupa'nın Bienali Manifesta
- Sayı 107 Bir Beden Dili: Giyim Kuşam
- Sayı 106 Kıpkırmızı!
- Sayı 105 Uzakdoğu'dan Çizgi Roman: MANGA
- Sayı 104 Kısa ve Acımasız mı? Video Art
- Sayı 103 İçerdeki Dünyalar: Koleksiyon
- Sayı 102 Yaşayan Opera Yaşasın Opera!
- Sayı 101 Kırılmanın Öncesinde: Cézanne
- Sayı 100 100. sayıda 32 yaşında
- Sayı 99 Sanatın Merkezi... Nerede?
- Sayı 98 "Bir Kitapta Resim Şart"
- Sayı 97 Ezoterizm ve Sanat
- Sayı 96 Katılımcı Sanat
- Sayı 95 Yapıt Okumaları
- Sayı 94 Belge(sel)den Kurmacaya
- Sayı 93 Kirpi Tilki'ye Karşı: Schönberg, Stravinski
- Sayı 92 Kuram Sanatın Peşini Bırakmaz!
- Sayı 91 Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?
- Sayı 90 Eureka!
- Sayı 89 Ulus Sanatla Kurulur mu? Cumhuriyet (1923-1933)
- Sayı 88 Türk Resmi İçin Bir Müze Denemesi
- Sayı 87 Le Corbusier’den Türkiye’ye
Tutuşmuş Dünyamızda Sanatın Yöntemleri
"Sanat Dünyamız"ın Temmuz-Ağustos 2019 sayısında ‘Tutuşmuş Dünyamızda Sanatın Yöntemleri’ başlıklı bir dosyayı okurla buluşturuyor.
-
Sayı:
171 -
Dönem:
Temmuz - Ağustos 2019
"Sanat Dünyamız"ın Temmuz-Ağustos 2019 sayısında ‘Tutuşmuş Dünyamızda Sanatın Yöntemleri’ başlıklı bir dosyayı okurla buluşturuyor. Dosyada sanatın ekoloji ve doğayla kurduğu ilişki, gezegenimizde yaşanan krizlere sanat yoluyla verilen tepkiler ele alınıyor. Böylece 16. İstanbul Bienali, eylül ayında dev bir atık yığınına işaret eden "Yedinci Kıta" başlığıyla kapımızı çalmadan hemen önce okurlarına bir düşünsel hazırlık kapısı aralıyor. Dosyaya ek olarak, bu sayıdan itibaren dergide sanat etkinliklerinin eleştiri ve izlenimlerine yer verilen İz adlı bir bölüm başlıyor. Bu bölümdeki ilk yazı İlhan Ozan imzalı Cevdet Erek’in "chiçiçiçichiciçi" adlı eserinin değerlendirmesi. Dergi sayfalarında yer alan QR kodla dinlenebilecek Cevdet Erek’in açılış performansından bir kaydı da yazıya eşlik ediyor.
EDİTÖRDEN
- Nazik Köprüler, Yeni İlişkiler - Fisun Yalçınkaya
İNSAN, VAROLUŞ HİKÂYESİ BAŞLADIĞINDAN BERİ, YUVASI OLAN GEZEGENDE, KENDİNİ KORUMAK VE TÜRÜNÜ SÜRDÜRMEK İÇİN YENİ ÇEVRELER YARATIYOR. KENDİ DOĞASI DA, BU ÇEVRELERLE İLİŞKİSİNE GÖRE DÖNÜŞMEYE DEVAM EDİYOR. BUGÜN GELİNEN NOKTADA YARALI, HASAR GÖRMÜŞ, KİMİ YERİNDE DUMANLAR TÜTEN DÜNYAMIZIN ÇAĞRISINI, KENDİ TÜRÜMÜZLE DİĞER TÜRLER ARASINDA YENİ İLİŞKILER YARATMA İHTİYACIYLA DİNLEMEYE MUHTACIZ. KENDİMİZDEN ÖNCEKİ KUŞAKLARIN TOHUMLA, TOPRAKLA İLİŞKİSİ, GELECEKTE, GEZEGENLE ARAMIZDAKİ NAZİK KÖPRÜLERİ YENİDEN YAPILANDIRMAMIZ İÇİN YOL GÖSTERİCİ OLUYOR. BU İTİBARLA DOĞA DA TEKRAR TEKRAR YAZILAN ANLAMLARLA, BİZİMLE YAŞIYOR. SANATSAL PRATİKLERİN BU MESELEYLE BAĞ KURMAMASI DA MÜMKÜN DEĞİL. BU SAYIDA, 16. İSTANBUL BİENALİ, DEV BİR ATIK YIĞININA İŞARET EDEN YEDİNCİ KITA BAŞLIĞIYLA KAPIMIZI ÇALMADAN HEMEN ÖNCE BU KONUDAKİ SESLERE KULAK VERDİK. “TUTUŞMUŞ DÜNYAMIZDA SANATIN YÖNTEMLERİ” BAŞLIĞI ALTINDAKİ DOSYAMIZDA, SANATIN İNSAN SONRASI ÇAĞI TARTIŞMALARINDA NEREDE DURDUĞUNU ARAŞTIRDIK.
BU SAYIDA YER ALAN, MARK CHEETHAM’IN EKOLOJİ, SANAT VE DEĞİŞİME YÖNELİK YAZISI, SANATÇILARIN BU HAREKETLİ ALANDAKİ DURUŞLARINA DİKKAT ÇEKİYOR. YAĞMUR YILDIRIM, “EKO-VİZYONERLER” (ECO-VISIONARIES) PROJESİNDEKI SANAT PRATİKLERİNİ EKOFEMİNİZM VE İNSAN SONRASI PRATİKLER OLARAK TARTIŞIYOR. SÜREYYYA EVREN, “SANATIN BİZE DOĞA YANLISI BİR FİKİR OLARAK GELMESİ VE İNSANMERKEZCİLİĞİ BIRAKMAMIZA DAİR BİR ÖNERİYLE YAKLAŞMASININ ANLAMI NEDİR?” SORUSUYLA YOLA ÇIKIYOR. ÇELENK BAFRA İSE 58. VENEDİK BİENALİ’NDEKİ ÜLKE PAVYONLARINDAN EKOLOJİYLE BAĞ KURANLARIN İZİNİ SÜRÜYOR.
KOLEKTİF BİR BUÇUK, “ETTEN KEMİKTEN” SERGİ SERİSİNİ BAŞLATAN KÜRATÖR KEVSER GÜLER, ‘YEŞİL KÜTÜPHANELER’ ÜZERİNE DETAYLI BİLGİLER PAYLAŞAN SERAP KURBANOĞLU, DÜNYANIN SONUNDAKİ MANTAR KİTABIYLA SANAT PRATİKLERİ ARASINDA İLİŞKİ KURAN SEVİL TUNABOYLU VE EDA GECİKMEZ BU SAYININ SÖYLEŞİ KONUKLARI ARASINDA. NERGİS ABIYEVA, URAS KIZIL VE FIRAT ARAPOĞLU İSE FARKLI PRATİKLERİN DOĞAYLA İLİŞKİLERİNİ İNCELİYOR.
DOSYAYA EK OLARAK BU SAYIDAN İTİBAREN “İZ” BAŞLIĞI ALTINDA FARKLI DİSİPLİNLERDEN SANAT ESERLERİNİN BIRAKTIĞI ETKİLERE ODAKLANACAK ELEŞTİRİ, DEĞERLENDİRME, İZLENİM YAZILARINDAN OLUŞAN BİR BÖLÜME DE YER VERİYORUZ. BU KISIMDAKİ İLK YAZI İLHAN OZAN’IN, CEVDET EREK’İN CHİÇİÇİÇİCHİCİÇİ ADLI ESERİNE DAİR YAZISI OLDU.
- Ekolojik Sanat: Şimdi Ne Yapacağız? - Mark Cheetham
TORONTO ÜNİVERSİTESİ SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ PROFESÖRLERİNDEN MARK CHEETHAM’IN 2013’TE YAYIMLANAN YAZISI EKOLOJİ, SANAT VE İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ DEĞİŞİME YENİDEN BAKMAYI AMAÇLIYOR. “SANATÇILARIN DÜNYAYI KURTARABİLECEKLERİNE İNANMAMIZ GEREKMİYOR. AMA AYNI ZAMANDA, ÖRNEĞİN BİR SU İYİLEŞTİRME PROJESİNİN KÜRESEL ÇAPTA TAM OLARAK NASIL BİR FARK YARATACAĞINI BİLMEMEK, SİNİZM VE PASİFLİK İÇİN YETERİ KADAR İYİ BİR BAHANE DEĞİL.”
Sanatçı, kültür eleştirmeni ve Third Text editörü Rasheed Araeen’in Ekoestetik: 21. Yüzyıl İçin Manifesto?’yu (Ecoaesthetics: A Manifesto for the Twenty-First Century) yayımlamasının üzerinden dört sene geçti. Araeen, hızlı çevresel değişim ve ekolojik kıyamet tartışmaları karşısında sanatçılara “stüdyolarını terk edip bir şeyler üretmeyi bırakmaları”, bunun yerine “hem kendi yaratıcı potansiyellerini hem de dünya nüfusunun ortak yaşamını geliştirmek için hayatın neler sunabileceğine dair tahayyüllerine odaklanmaları” (s. 684) çağrısında bulunuyordu. Hem tarihsel avangardın ticarileşmeye kapılmasını hem de 1960’ların öncü land art akımına ait sanatçılarını sert bir şekilde eleştiren Araeen, söz konusu sanatçıların çalışmalarını fazla bireyci buluyor ve aynı şekilde çağdaş sanat kurumları tarafından yutulup körleştirildiğine inanıyordu.
Araeen’in avangard için yaktığı ağıt hiç yabancı değil; 1960’lı yıllardan itibaren land art akımına ait çalışmalarıyla tanınan Smithson ve Morris gibi ABD’li sanatçıların kör egoistliklerini eleştirenler oldu daha önce. Aareen’in manifestosunda sıra dışı olan, pek çoğuna sanatçılar tarafından dikkat çekilen ekolojik krize yönelik ikaz işaretlerine rağmen, iyimser duruşu. Doğaya odaklanan sanat alanındaki egoyu eleştiren Araeen, bir yandan da toprağı sanata çevirme fikrinin kuvvetini ciddi anlamda koruduğunu iddia ediyor. Nasıl mı? “Kolektif çalışma” dediği (s. 683), insan bilincinin radikal dönüşümüyle. Ağaç dikimini nasıl “insanların günlük hayatının bir parçası” (s. 682) haline getirebileceğimize örnek olarak, Beuys’un –1982’de Documenta 7’de başlayan ve New York’ta devam eden– ünlü 7000 Oaks [7000 Meşe] projesine atıfta bulunuyor. Araeen, etkili bir biçimde çevreci olan sanatın gündelik davranışlarımızı büyük ölçüde değiştirmesi gerektiğini savunuyor. Bizim de Beuys gibi birer “sanatçı” olmamızı istiyor: “Dünyanın ihtiyaç duyduğu şey, temiz suyla dolu nehirler ve göller, kolektif çiftlikler ve ağaçlandırma. Sanatsal bir tahayyül, tüm bu hedeflere ulaşılmasını gerçekten sağlayabilir; ayrıca 21. yüzyıl için radikal bir sanat manifestosunun da temelini atmalıdır” (s. 683).
Araeen gibi pek çok çağdaş sanatçı da durumun aciliyetini hissediyor. Sanatçıların ekolojik meselelere odaklanmaları gerektiği konusunda hemfikirler, fakat aynı zamanda bu meseleye küresel ölçekte yeterince önem verilmediğine de dikkat çekiyorlar. Araeen, sanatın bir şeyleri iyileştirme gücüne dair verdiği örnekler suyla alakalı sorunları –özellikle de daha yaygın olan tuzdan arındırma meselesini– gündeme getirmek etrafında dönüyor. Kendi eko sanatçı olarak tanımlayan ve çalışmalarında su iyileştirmeye de yer veren İsrailli Shai Zakai, 2003’te Japonya’da gerçekleştirilen 3. Dünya Su Forumu’na cevaben şunları yazmıştı: “Tüm sanatçılar suyun durumundan büyük kaygı duymalıdır. Sanatçıların, politikacıların ulaşamadığı yerlere, insanlara, topluluklara ulaşabilmesinden faydalanmak gerekiyor.” Aynı şekilde Basia Irland da toplumsal örgütlenme ve katılımın gücünü pek çok “Gathering” çalışmasında vurguluyor. Örneğin, 1995’te başlayan A Gathering of Waters; Rio Grande, Source to Sea çalışmasının 1995’te başladığını söylüyor: “Tamamlanması beş yıl sürdü. Yüzlerce katılımcıdan küçük bir miktar nehir suyunu bir mataraya koymaları, kayıt defterine yazmaları ve bunu nehrin aşağısında bulunan birine vermeleri istendi. Kalıcı temaslar kuruldu ve başka türlü bir araya gelemeyecek gruplar birlikte çalıştı. Bu projede yer alabilmek için bizzat nehirde olmanız ve nehrin aşağısında bulunan biriyle etkileşim kurmanız gerekiyordu. Bu sayede, her zaman sahip olduğundan daha fazlasını vermesi talep edilen bu çektiği çileye dair bir farkındalık oluşturan bir tür insan nehri oluşmuş oldu.”
Devamı bu sayıda...
- Hasar Görmüş Bir Gezegende Yaşanabilir Gelecek Tahayyülleri - Yağmur Yıldırım
MİMAR YAĞMUR YILDIRIM, DONNA HARAWAY VE ROSI BRAIDOTTI’NİN REHBERLİĞİNDE, SON AYAĞI 13 HAZİRAN TARİHİNDE MATADERO MADRİD’DE AÇILAN GEZİCİ “EKO-VİZYONERLER” (ECO-VISIONARIES) PROJESİ BÜNYESİNDE YER ALAN KİMİ SANAT PRATİKLERİNİ EKOFEMİNİST VE İNSAN SONRASI PRATİKLER OLARAK TARTIŞTI.
“Farkında mısın,” diyecek botani-dilbilimci estetik eleştirmenine, “Patlıcanı bile okuyamamışlar.” Cahilliğimize gülümseyerek sırt çantalarını omuzlayacaklar ve Kargı Tepesi’ne, kuzey yüzündeki likenin yeni deşifre edilmiş sözlerini okumaya tırmanacaklar.
Ursula K. Le Guin,
Akasya Tohumlarının Yazarıİklim değişimi, savaşlar, göçler ve salgınların etkisinde, hasar görmüş bir gezegende yaşanabilir bir geleceği nasıl tahayyül edebiliriz? Ortak kırılganlık ve soyun tükenmesi ihtimalinin bir araya getirdikleri olarak, bugünün adaletsizliklerine, şiddetine ve bayağılığına direnen, ‘zamanımıza layık’ bir pratiği nasıl edimselleştirebiliriz? Bu yazıda, üçüncü milenyumun karmaşık manzaralarının üstesinden gelebilmek için düşünme ve eyleme yolları öneren Donna Haraway ve Rosi Braidotti’nin rehberliğinde, kimi sanat pratiklerini ekofeminist ve insan sonrası pratikler olarak tartışmayı amaçlıyorum. Söz konusu pratikler, son ayağı 13 Haziran tarihinde Matadero Madrid’de açılan gezici ‘Eko-Vizyonerler’ (Eco-Visionaries) projesi bünyesinde yer alıyor.
Bu yazının yazıldığı günlerde 15 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg TIME dergisinin kapak yüzü oldu, Thunberg’in öncülüğünde bin dört yüz şehirde toplam bir milyonun üzerinde öğrenci iklim değişimi için okul grevi gerçekleştirdi, Katolik dünyasının lideri Papa Francis ve Birleşik Krallık’ın en saygın mimarlık ödülü olan Stirling Ödülü’nü kazanan 17 mimar iklim acil durumu ilan etti. İklim değişimi protestolarının yasa koyuculara etkisi üzerine ilgiye şayan bir yüksek lisans tezi hazırlayan Leo Barasi, geçtiğimiz nisan ayında ‘climate change’ (iklim değişimi) deyişinin Birleşik Krallık basınında ve internet aralamalarında yer alışının rekor sayıda olduğunu ortaya koydu. Bu gündemde Oslo Mimarlık Trienali’nden Cooper Hewitt Smithsonian Müzesi’ne, çok sayıda kültür ve sanat alanı birbiri ardına 2019 yılı programlarına gezegenin bugününe ve geleceğine dair tartışmaları dahil etti. Lizbon’da görme fırsatı bulduğum, ilham verici eleştirel ve spekülatif araştırmaları öğrenmemi sağlayan Eko-Vizyonerler: Antroposen’den Sonra Sanat ve Mimarlık projesi de bunlardan biri.
Pedro Gadanho ve Maria Pestana’nın küratörlüğünü gerçekleştirdiği proje, Lizbon’daki Sanat, Mimarlık ve Teknoloji Müzesi’nin (MAAT) Avrupa müzeleriyle işbirliğinin bir sonucu – gezici proje, her durağında yeni müdahalelere uğrayıp genişleyerek İsveç’te Bildmuseet, İsviçre’de HeK, İspanya’da LABoral’ın ardından şimdiki durağı olan Matadero Madrid’e geldi. Kendisini bir ‘manifesto-sergi’ olarak tanımlayan proje, gezegenin hızla değişen ekolojik koşullarının yeşerteceği yeni ifade biçimlerini ve düşünce sistemlerini tartışıyor. ‘Felaket’, ‘Bir Aradalık’, ‘Soy Tükenişi’ ve ‘Uyum Sağlama’ bölümlerinde içerdiği gelecek tahayyülleriyle, umudu elden bırakmadan Aydınlanma’nın insan merkezli gelişim rüyasını sorguluyor.
Devamı bu sayıda...
Sanatın Doğa Yanlısı Olması Sanat Ziyaretçisine Ne Söyler? - Süreyyya Evren
Diğerkâm Bir Yaklaşımla Doğa Tahayyülü - Nergis Abıyeva
- Venedik’te Tuhaf (Ekolojik) Zamanlar - Çelenk Bafra
KÜRATÖR ÇELENK BAFRA, 11 MAYIS’TA BAŞLAYAN 24 KASIM 2019’A DEK SÜRECEK OLAN VENEDİK BİENALİ 58. ULUSLARARASI SANAT SERGİSİ’NE KATILAN ÜLKE PAVYONLARINI EKOLOJİK KRİZLERE VERDİKLERİ TEPKİLERLE DEĞERLENDİRDİ VE VENEDİK’E DAİR YENİ SORULAR ÜRETTİ.
Küresel sanat diskuruna yön verme iddiasını bu kez birden çok yapıtla davet ettiği 79 uluslararası sanatçı ve 89 ulusal pavyonun yanı sıra kente taşınan yüzlerce sergi, eser, proje, performans ve etkinlikle taçlandıran Venedik Bienali, pek çok unvanın yanında karbon ayak izi en yüksek sanat etkinliği sıfatını da fazlasıyla hak ediyor. Sanat alanında çalışıyorsanız ya da günümüz sanatına meraklıysanız muhtemelen gitmek isteyeceğiniz ilk yer Venedik. Nitekim 3500 medya mensubu ve 25 bin civarı sanat profesyonelinin sırf Venedik Bienali’nde iş yapmak veya açılışa katılmak için seyahat ettiği Venedik’te bir önceki bienalin ziyaretçi sayısı 615 bin. Tarihi ve kültürüyle olduğu kadar korunması gereken kırılgan yapısıyla da konuşulan Venedik içinse turizm nerdeyse mücadele edilmesi gereken bir alana dönüşmüş durumda; küresel karbon salınımına etkisi bir yana kentte artan deniz kirliliği, atıklar ve ekolojik dokunun bozulmasıyla tehlike çanları çalıyor.
Peki, Venedik Bienali’nin dahi dolaylı müsebbipleri arasında sayılabileceği bu yerel ve küresel aciliyete günümüz sanatı nasıl cevap veriyor? Bunu tam da Venedik Bienali ölçeğinde incelemek bize bir şey söyler mi? Yoksa gezegenimiz için en iyisi Venedik Bienali’ni hiç yapmamak ya da nasıl daha az zararlı hale getirmek üzerine düşünmek mi? Konuyu sanat açısından olduğu kadar politika bağlamında da değerlendirebilmek adına içeriğini 58. Venedik Bienali küratörü Ralph Rugoff’un oluşturduğu ve doğası gereği küratörün tercihlerini yansıtan uluslararası sergi yerine her ülkenin farklı kişi ve kurumlarla işbirliği yaparak kendi coğrafyasının en güncel ve nitelikli üretimlerini dünya arenasına çıkarmayı hedeflediği ulusal pavyonlara bakmak daha anlamlı olabilir.
Devamı bu sayıda...
Adım Atma Zamanı - Fırat Arapoğlu
Bir Mantar Bunu Yapabiliyorsa - Fisun Yalçınkaya
Karanın Bittiği Yerde - Uras Kızıl
Yeşil Kütüphaneler - Yücel Manyas - Serap Kurbanoğlu
- chiçiçiçichiciçi: Sesin Yankısı, Görselin Tınısı - İlhan Ozan
PITTSBURGH ÜNİVERSİTESİ’NİN SANAT VE MiMARLIK TARiHi BÖLÜMÜ’NDE DOKTORA ÖĞRENİMİNİ SÜRDÜREN İLHAN OZAN, CEVDET EREK’İN chiçiçiçichiciçi ADLI 18 KANALLI SES YERLEŞTİRMESİNİ SANATÇININ FARKLI DÖNEMLERİNDEN ESERLERİYLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRDİ.
Cevdet Erek, The Art Institute of Chicago’da gerçekleştirdiği "chiçiçiçichiciçi" adlı sergi ve performansında sesi, zaman ve mekân üzerinden bir nevi ölçü birimi olarak kurgularken, gündelik hayatta farklı şekillerde çıkardığımız ritmik seslerle ilişkilendiriyor. Sesin temel bir öğe olarak kullanıldığı bu büyük ölçekli yerleştirmede, ses çeşitlemeleri aynı zamanda güçlü bir görsellikle sunulmuş. Sanatçının 28 Şubat’ta Tolga Yenilmez’le birlikte yaptığı performansla açılan ve 23 Haziran’da son bulan sergi, müzenin başlattığı yeni bir performans siparişleri serisi olan “Iterations” kapsamında düzenlendi. Cevdet Erek, serinin ilk programı olan "chiçiçiçichiciçi" için sergi alanı olarak müzenin galerilerinden birini kullanmak yerine müze girişi ve farklı galerilere geçiş alanı olan Kenneth and Anne Griffin Court kısmını kullanmayı tercih etmiş. Mekâna özgü bu yerleştirme, yer aldığı duvarda salon boyunca yayılarak mimari yapıyı takip ederken, aynı zamanda seyirciyi çevreleyip yönlendiren bir diğer yapı olarak işliyor. Bu yönden ses ve mimarinin etkileşimi doğrultusunda bir deneyim yaratan "chiçiçiçichiciçi", bedenin mekânla ilişkisini yeniden kurarken eklemlendiği mimari yapıyı da dönüştürüyor. Bedenin mekândaki hareketini hem görsel hem de işitsel duyular üzerinden düşünen bu çalışmada, kişinin deneyimi mekândaki konumuna göre etkileniyor.
Devamı bu sayıda...