“Sanat Dünyamız”, tarihin ve bugünün etkileşimlerinin izinde

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
İçindekiler

Sanat Dünyamız”, tarihin ve bugünün etkileşimlerinin izinde
“Sanat Dünyamız” dergisi, Kasım Aralık 2019 sayısında, heykel, resim ve yerleştirme eserleriyle tanıdığımız sanatçı Hera Büyüktaşçıyan’ı bir söyleşiyle kapağına taşıyor. Yanı sıra Canan Tolon, Nur Koçak, Tayfun Gülnar, İz Öztat’ın aralarında bulunduğu sanatçıların sergilerine dair kapsamlı yazılar okurları bekliyor. Derginin “Sanat Kütüphaneleri” bölümünde Akbank Sanat Kütüphanesi geçmiş sanat etkinliklerinin izlenimlerine yer verilen “İz” bölümünde ise Maçka Sanat Galerisi’nde açılan “Bütün Gezegen İçerideydi” sergisi yer alıyor.

Yer Altı ve Yer Üstü Külliyatı – Hera Büyüktaşçıyan
"Reveries of an Underground Forest / Bir Yeraltı Ormanının Tahayyülleri" adlı eseriyle 1 Aralık’a dek süren Toronto Bienali’nde yer alan, Kasım 2019 – Mart 2020 tarihleri arasında gerçekleşecek Singapur Bienali’ne, 2020’nin ilk aylarında ise Lahore Bienali’ne eserleriyle katılacak sanatçı Hera Büyüktaşçıyan geçtiğimiz aylarda da Berlin ve Heybeliada’daki sergileriyle izleyicilerle buluştu. Sanatçı arşiv malzemeleri, kütüphaneler ve geçmişe dair görsel malzemelerle yaptığı araştırmalarla eserlerini dönüştürüyor. Hera Büyüktaşçıyan, Sanat Dünyamız’da yer alan söyleşisinde geçmişten bugüne sanata bakışını ve son dönem çalışmalarını anlatıyor.

Bir Mecburiyet Olarak ‘Mutluluk’
Gazeteci Pınar Üzeltüzenci, SALT Beyoğlu ve SALT Galata’da 29 Aralık 2019’a dek sürecek olan Nur Koçak’ın 1960’lar ile 2010’lar arasındaki desenleri ve resim serilerinden oluşan en kapsamlı sergisi “Mutluluk Resimlerimiz”i neoliberal politikaların dayattığı mutluluk söylemi üzerinden değerlendiriyor. Yazı, 1981 tarihli bir seriden esinle adlandırılan “Mutluluk Resimlerimiz”, sergisine yeni bir bakış sunuyor.

“Ben de Söylüyorum”: Canan Tolon’un “Sen Söyle” Sergisi
İstanbul Modern’de 2 Şubat 2020’ye kadar sürecek olan Canan Tolon’un kapsamlı kişisel sergisi “Sen Söyle”yi Güven Turan kaleme alıyor. Dergide yer alan yazıda hem Tolon’un geçmiş dönem eserleri hem de bu sergideki sunumlar değerlendiriliyor.

Tayfun Gülnar ve “Bir Anlık Sessizlik” Üzerine: Bir Tuhaf ya da Yorgun Bir Adamın Düş(ünce)leri
Galeri x-ist’te 7 Aralık 2019’a dek sürecek olan Tayfun Gülnar’ın “Bir Anlık Sessizlik” sergisindeki resimlerin detaylı bir incelemesini mimar Bilge Bal yazdı. Distopik sahnelere yer veren eserlerin yer aldığı “Bir Anlık Sessizlik” Gülnar’ın x-ist’te yer alan ikinci kişisel sergisi.

Tanpınar’ın Gözden Kaçmış Bir Söyleşisi
Ahmet Ulu, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın bugüne dek söyleşi kitaplarında yer bulmamış olan gözden kaçmış bir söyleşisini Sanat Dünyamız okurlarıyla bir sunuş yazısıyla birlikte paylaşıyor. Tanpınar bu söyleşisinde müzecilik faaliyetlerine bakışı ve yurt dışında sergilenen eserlerle ilgili fikirlerini anlatıyor.

Esin Perisinin Kürasyonu ve Editlenmesi
Süreyyya Evren, Deneyim Şapkaları serisinin dördüncü yazısında İz Öztat’ın “Askıda” sergisine bakarak ‘esin perileri’ne ve sonraki süreçlere dair düşüncelerini paylaşıyor.

Yeni Teknolojiler, Felsefe ve Sanatın Birleşimi: Meltem Şahin
Genç sanatçı Meltem Şahin’in GIF’ler, videolar, resimler ve illüstrasyonlardan oluşan sanatını Kültigin Kağan Akbulut inceliyor. Dergide Meltem Şahin’in bir GIF eserine QR kod aracılığıyla yer veriliyor. Sayfalar arasında gezinen okurlar, akıllı telefonlarıyla Şahin’in hareketli eserini görüntüleyebilir.

Anlamlı ve Ufuk Açıcı Bir Öykü
Nedim Günsür’ün sanat serüvenine, eserlerine ve sanata bakışına dair kapsamlı bir yazıyı Mehmet Ergüven kaleme alıyor.

Akbank Sanat Kütüphanesi
“Sanat Kütüphaneleri” serisinde Yücel Manyas bu kez Akbank Sanat Kütüphanesi’nden Hanife Yalçın’la kapsamlı kaynak kitaplara yer veren kütüphane üzerine bir söyleşi gerçekleştiriyor.

Açık Mektup: Osman Bozkurt’un Çalışmalarında Kamusal Kısa Devre
Nermin Saybaşılı, sanatçı Osman Bozkurt’un çalışmalarını kamusal alan kavramı etrafında değerlendiriyor.

Meraklar, Sınırlar ve Harikalar Kabinesi
Abdülmecid Efendi Köşkü’nde izleyicileri çocukluk, oyun, merak gibi kavramların eşliğinde bir gezintiye davet eden “İçimdeki Çocuk” sergisini sanat tarihçi Ali Kayaalp inceledi.

Dünyaya Değen Tenler
“Sanat Dünyamız”da geçmiş sergi ve sanat etkinliklerinin izlenim ve değerlendirmelerine yer verilen “İz” bölümünde Nergis Abıyeva, Maçka Sanat Galerisi’nde açılan “Bütün Gezegen İçerideydi” sergisine dair görüşlerini paylaşıyor.

EDİTÖRDEN
 
  • Tarihle Düşünmek - Fisun Yalçınkaya

    SANAT ÜZERİNE YAPILAN TARİFLERİN BULUŞTUĞU NOKTALARDAN BİR TANESİ, SORULMAYANI SORDURAN, BAKILMAYAN YERE İŞARET EDEN BİR YAPISI OLDUĞU YÖNÜNDE. BU SORULARI VE BAKIŞI HEM BUGÜNE YÖNELİK HEM DE GEÇMİŞE DÖNÜK KURABİLİYOR SANATÇILAR. KİMİ ZAMAN TARİH SAYFALARINA, ARŞİVLERE UZANARAK ANLATILMAYAN AKTÖRLERİ, SAHNEDE GÖRÜNMEYEN AMA ORADA OLAN KAHRAMANLARI İŞARET EDİYORLAR. BÖYLECE BİR ZAMANLAR OLANLAR, BUGÜN YENİ YAZILAN HİKÂYELERLE ANLATILABİLİYOR. GEÇMİŞTEN ÇIKAN BU KAHRAMANLAR HER ZAMAN İNSANLAR DEĞİL BAZEN ORMANLAR BAZEN DE NEHİRLER OLABİLİYOR. TIPKI HERA BÜYÜKTAŞÇIYAN’IN TORONTO BİENALİ’NDE SERGİLENMEKTE OLAN REVERIES OF AN UNDERGROUND FOREST / BİR YERALTI ORMANININ TAHAYYÜLLERİ ESERİNDE OLDUĞU GİBİ.

    HEYKEL, YERLEŞTİRME, RESİMLERİYLE TANINAN SANATÇI HERA BÜYÜKTAŞÇIYAN, BU SAYIDA YER ALAN SÖYLEŞİSİNDE “ARŞİVLERLE, KÜTÜPHANE VE GÖRSEL BELGELERİN OLDUĞU KAYNAKLARLA ÇALIŞMAYI SEVİYORUM VE BİR NEVİ BİRÇOK BİLİNMEYENE DAİR İPUCU VERDİĞİNDEN, İPUCU VERMEDİĞİNDE DE BUGÜNÜN GÖZÜNDEN OKUNMAYA AÇIK OLARAK YENİ ANLATILARA DÖNÜŞMEYE MEYİLLERİNDEN ETKİLENİYORUM” DİYEREK ANLATIYOR ARAŞTIRMA SÜREÇLERİNİ.

    KASIM ARALIK SAYISINDA SANAT DÜNYAMIZ, ŞEHİRDE SÜRMEKTE OLAN SERGİLERİ TAKİP ETMEYE DEVAM EDİYOR. İSTANBUL MODERN’DE DEVAM EDEN CANAN TOLON’UN SERGİSİ “SEN SÖYLE”, SALT’TA YER ALAN NUR KOÇAK’IN SERGİSİ “MUTLULUK RESİMLERİ”, GALERİ X-İST’TEKİ TAYFUN GÜLNAR SERGİSİ “BİR ANLIK SESSİZLİK” ÜZERİNE YAZILAR SANATÇILARA ODAKLANMAK İÇİN FIRSAT TANIYOR. ONLARLA BİRLİKTE OSMAN BOZKURT, İZ ÖZTAT, NEDİM GÜNSÜR VE MELTEM ŞAHİN ÜZERİNE BİRER YAZI DA OKURLARI BEKLİYOR.

    AHMET HAMDİ TANPINAR’IN BUGÜNE DEK YAYIMLANAN KİTAPLARINDA YER ALMAMIŞ BİR SÖYLEŞİSİ DE ARŞİV SAYFALARINDAN SIYRILARAK KASIM ARALIK SAYISINDA YER ALIYOR. YAZARIN MÜZECİLİK VE TÜRKİYE’DEN ESERLERİN YURTDIŞINDA SERGİLENMESİ ÜZERİNE FİKİRLERİNİ YANSITAN SÖYLEŞİ BUGÜNKÜ DÜNYADA YENİDEN DÜŞÜNÜLMEYE DEĞER.

  • Yeraltı ve Yer Üstü Külliyatı - Fisun Yalçınkaya, Hera Büyüktaşçıyan

    SANATÇI HERA BÜYÜKTAŞÇIYAN’IN 1 ARALIK’A KADAR SÜRECEK, CANDICE HOPKINS VE TAIRONE BASTIEN’İN KÜRATÖRLÜĞÜNÜ ÜSTLENDİĞİ TORONTO BİENALİ’NDE YER ALAN ESERİ ÖDÜLE LAYIK GÖRÜLDÜ. SANATÇI AYNI ZAMANDA GEÇTİĞİMİZ AYLARDA BERLİN’DEKİ KİŞİSEL SERGİSİ VE HEYBELİADA’DAKİ KARMA SERGİSİYLE DE İZLEYİCİLERLE BULUŞTU. ŞİMDİ İSE 22 KASIM’DA BAŞLAYACAK SİNGAPUR BİENALİ’NİN HAZIRLIĞI İÇİNDE. FİSUN YALÇINKAYA, HERA BÜYÜKTAŞÇIYAN’LA SON DÖNEM ÇALIŞMALARINA ODAKLANAN BİR SÖYLEŞİ GERÇEKLEŞTİRDİ.

    Fisun Yalçınkaya: Öncelikle Toronto Bienali’ne  katıldığınız eserinizden ve buradaki çalışmanızdan bahsetmek istiyorum. "Reveries of an Underground Forest / Bir Yeraltı Ormanının Tahayyülleri" adlı eserinizle şimdi artık göremediğimiz ormanları, şehrin içinde kaybolan  bir doğa parçasını ele aldınız. Bu eserden biraz bahsedebilir misiniz? Eserin hazırlık  ve çalışma süreci nasıl ilerledi?

    Hera Büyüktaşçıyan: "Reveries of an Underground Forest / Bir Yeraltı Ormanının Tahayyülleri" yeraltı ve yer üstünün biriktirdiği külliyata, gerek öznel  gerek toplumsal gerekse  yapı-  sal bağlamdaki  ‘temellere’  dair bir tür soyutlama. Üzerinde durduğumuz ve bütün tekinsizliğine rağmen soyut  ve somut anlamda temellerimizi attığı-  mız zeminin, bir zamanlar üzerinde olup  sonradan altına  gömülen izleri-  ne bir tür bakış gibi de okunabilir.

    İşin araştırma  sürecinde, bienalin kavramsal  çerçevesine ilham kaynağı olan  Toronto’nun kayıp nehirleri ve yersiz yurtsuzlaştırılarak tarihleri yok sayılan yerli kavimler ve beraberinde kaybolanlar üzerinden yola çıkarak, toplumsal, zamansal izlere ve referanslara odaklandım. ‘Modern kent–modern toplum’ mottosuyla var olanın izlerinin silinerek üzerine inşa edilen kentin tarihi, sadece nehirler değil, birçok yerlinin yaşadığı arazileri de kapsayan ormanlar kaybolarak, kentin yapılandırılması sırasında inşa aracı olarak kullanılıyor. Yok olan ormanlar, yeryüzünden yeraltına geçerek, biriktirdikleri izler ve hafıza ile beraber birer taşıyıcı niteliğinde kenti ayakta tutan görünmez bir role bürünüyor. Kolonyal tarihin başlangıcından günümüze kadar geçen süreçte kayıp ormanların taşıdığı yeryüzü, zamanla değişen, büyüyen insan dalgalarına ve köklerine dair belleklerinin de taşıyıcısına dönüşüyor. Göç tarihinden koparılan kökleri, tarihin tekrarı ile üzerinde durduğumuz zeminimizin sarsılması üzerine düşünürken, daha önceki başka işlerime de ilham olmuş ve bir nevi geçicilik ile kalıcılık kavramlarını aynı anda barındıran bir element olan halı üzerine düşünmeye başladım.

    Devamı bu sayıda...
  • Bir Mecburiyet Olarak ‘Mutluluk’ - Pınar Üzeltüzenci

    GAZETECİ PINAR ÜZELTÜZENCİ, NUR KOÇAK’IN SALT’TA, 29 ARALIK 2019’A
    KADAR SÜRECEK SERGİSİ “MUTLULUK RESİMLERİMİZ”İ, NEOLİBERAL DÜNYANIN BİR HİZAYA GETİRME ARACI OLARAK KULLANDIĞI MUTLULUK KAVRAMI ETRAFINDA DEĞERLENDİRDİ.

    Nur Koçak’ın bugüne kadarki sanat üretiminden yapılan en kapsamlı seçki olan “Mutluluk Resimlerimiz’’ sergisi, müdahale edilmiş kartpostalların, yeniden canlandırılmış aile fotoğraflarının, Türkiye’nin neoliberal tarihinin başlangıcını mimleyen kamusal alan reklamlarının, erotik iç çamaşırı vitrinlerinin ve fetişleştirilen kozmetik nesnelerin hiper gerçekçi bir dökümünden oluşuyor. Nur Koçak’ın sergideki, özellikle iç çamaşırı ve kozmetik odaklı, İstanbul’un devasa reklam panolarıyla sarmalanmasını gösteren eserlerinde, neoliberal ekonomi modelinin sosyal alana yansımasını net bir şekilde görmek mümkün. Ancak Koçak, kamusal alanda vitrin ve panolar vasıtasıyla yapılan mutluluk propagandalarına olduğu kadar mutluluğun aile ve askerlik gibi toplumun “zorla’’ sosyalleştirildiği bazı kurumlar içindeki işlev ve tezahürleri ile de yakından ilgileniyor. Sara Ahmed "Mutluluk Vaadi 1" isimli kitabında mutluluğun başkalarıyla hizalanmayı, doğru yöne bakmayı içerdiğini öne sürer ve bu açıdan mutluluğun toplumsal bir düzenleme olarak işlediğinin altını çizer. Bahsettiği doğru yönler ise önceden ‘birileri’ tarafından ‘iyi’ olarak tasdiklenmiş, dolayısıyla çoktan ‘mutluluk vaat eder hale gelmiş’ yönlerdir. Böylece hizaya gelmek, vaat edilen mutluluğa doğru atılması gereken mecburi bir adım olur. Koçak’ın eserlerinde aile üyeleri ve askerler, temsil ettikleri kurumlar dolayısıyla zaten önceden hazırlanmış beden ve varoluşlarını doğru yön olarak kameraya (ya da birbirlerine) bakıp, doğru şekillerde poz vererek bir kere daha hizaya sokuyorlar. Böylece bir tür pazarlık sonucu uyumlu ve uslu özneler yaratılıyor.

    Devamı bu sayıda...
“Ben de Söylüyorum”: Canan Tolon’un “Sen Söyle” Sergisi - Güven Turan
Tayfun Gülnar ve “Bir Anlık Sessizlik” Üzerine: Bir Tuhaf ya da Yorgun Bir Adamın Düş(ünce)leri  - Bilge Bal
  • Tanpınar’ın Gözden Kaçmış Bir Söyleşisi - Ahmet Ulu

    AHMET HAMDİ TANPINAR’IN SÖYLEŞİLERİNİN DERLENDİĞİ KİTAPLARIN DIŞINDA KALMIŞ, 16 MAYIS 1953 TARİHLİ TÜRKİYE GAZETESİ’NDE YAYIMLANAN BİR SÖYLEŞİSİ, AHMET ULU’NUN SUNUMUYLA SANAT DÜNYAMIZ’DA. SÖYLEŞİDE TANPINAR, MÜZECİLİK VE TÜRKİYE’DEN YURTDIŞINA GİDEN VE SERGİLENEN ESERLER ÜZERİNE FİKİRLERİNİ PAYLAŞIYOR. SÖYLEŞİ, TANPINAR’IN MÜZECİLİĞE BAKIŞINI YANSITMASI BAKIMINDAN ÖNEM TAŞIYOR.

    Ahmet Hamdi Tanpınar’la yapılan söyleşiler, Tanpınar’ın ölümü üzerine yıllarca çalıştığı İstanbul Üniversitesi Türkoloji bölümü uhdesinde yayımlanan Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi’nin 12. cildinde asistanı Ömer Faruk Akün’ün makalesinde künye bilgileri şeklinde yayımlandı. Bu röportajlar daha sonra Birol Emil tarafından derlenen Yaşadığım Gibi’ye dahil edildi. Eksik kalan, gözden kaçan birtakım röportaj ve anketlerse YKY tarafından yayımlanan "Mücevherlerin Sırrı"nda derlendi. Son olarak yayımlanan Hep Aynı Boşluk’a sonradan farklı araştırmacılarca bulunup yayımlanan birtakım yazılar ve röportajlar da eklendi.

    Babıali’nin önemli yayıncılarından Türkiye Yayınevi sahibi Tahsin Demiray’ın yayıneviyle aynı adla yayımlamaya başladığı Türkiye gazetesi çok uzun ömürlü olamadığı için derleyicilerin gazete taramalarında gözden kaçmış olması muhtemel bir yayın.

    Bu haftalık gazetenin 16 Mayıs 1953 tarihli ilk sayısında o dönem Topkapı Sarayı Müzesi’ndeki eserlerin Paris’te sergilenmesi üzerine Hulki Atay konuya ilişkin Mazhar Şevket İpşiroğlu ve Tanpınar’la röportajlar yapar.

    Tanpınar sorulara verdiği cevapta eserlerin dışarıda teşhirinden memnuniyetini belirtir ve bazı gazetelerde eserlerin bazılarının kaybolabileceği şeklindeki endişe taşıyan yazıların gereksiz olduğunu söyleyerek eserlerin dışarı çıkmasındaki kazancımızın muhtemel birkaç eser kaybının getireceği zarardan çok daha önemli olduğunu ifade eder.

    Devamı bu sayıda...
Esin Perisinin Kürasyonu ve Editlenmesi - Süreyyya Evren
Yeni Teknolojiler, Felsefe ve Sanatın Birleşimi: Meltem Şahin - Kültigin Kağan Akbulut
Anlamlı ve Ufuk Açıcı Bir Öykü - Mehmet Ergüven
Akbank Sanat Kütüphanesi - Yücel Manyas, Hanife Yalçın
Açık Mektup: Osman Bozkurt’un Çalışmalarında Kamusal Kısa Devre - Nermin Saybaşılı
Meraklar, Sınırlar ve Harikalar Kabinesi - Ali Kayaalp
  • Dünyaya Değen Tenler - Nergis Abiyeva

    MAÇKA SANAT GALERİSİ 11 EYLÜL - 19 EKİM 2019 ARASINDA “BÜTÜN GEZEGEN İÇERİDEYDİ” SERGİSİNİ AĞIRLADI. EDA GECİKMEZ, CANDEĞER FURTUN, ZEREN GÖKTAN, EROL AKYAVAŞ, YÜKSEL ARSLAN, MEHTAP BAYDU, SEMİHA BERKSOY, SELİM CEBECİ, NEJAD DEVRİM, NERMİN KURA, SEFER MEMİŞOĞLU, NECLA RÜZGAR, ANIL SALDIRAN’IN ESERLERİNİN YER ALDIĞI, 11 EYLÜL - 19 EKİM 2019 ARASINDA ZİYARETÇİLERİ AĞIRLAYAN SERGİYE DAİR İZLENİMLERİNİ SANAT TARİHÇİ NERGİS ABIYEVA KALEME ALDI.

    Maçka Sanat Galerisi, 2016’nın sonunda “40. Yıl Arşiv Sergileri” ve 40. yıl kitabı "Görünmeyene Bakmak" ile kapılarını kapatmıştı. Galerinin kapanış sergisi, mekânın yaratıcısı olan mimar Mehmet Konuralp tarafından gerçekleştirilmiş, böylece sanat tarihine kazınacak bir jest nakşedilmişti. MSG, işte bu tarihten yaklaşık üç yıl sonra, 11 Eylül - 19 Ekim 2019 tarihleri arasında Deniz Artun küratörlüğünde “Bütün Gezegen İçerideydi” sergisine ev sahipliği yaptı. Serginin başlığını duyduğum an, Ankara Galeri Nev’in bulunduğu, birkaç kez arşiv için ziyaret ettiğim Gezegen Sokak’ı düşündüm. Sonra bu ifadenin Ursula K. Le Guin’in Mülksüzler kitabından alıntı olduğunu öğrendim. Tam da Mülksüzler’i okuduğum bir ana denk gelmesi; üstelik elimde tuttuğum Mülksüzler’in kapağını, sergide bir çizimi yer alan Deniz Bilgin’in yapmış olması serginin gizemli tesadüfüydü.

    Devamı bu sayıda...
Abone olmak için idealdergi@idealkultur.com adresine mail atabilir ya da 05559811838 - 02125288541 numaralı telefonları arayabilirsiniz.
* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.