- COGİTO
- KİTAP-LIK
-
SANAT DÜNYAMIZ
- Sayı 202 Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?
- Sayı 201 Gözlerimizi Kaçırmadan
- Sayı 200 Popüler Olan Üzerine
- Sayı 199 Atlaslar, Melekler, Hafızalar
- Sayı 198 Sanat Dünyamız ELLİ YAŞINDA
- Sayı 197 Ev: Neresi?
- Sayı 196 Bir 100 Yıl Listesi Denemesi
- Sayı 195 İnisiyatif Almak
- Sayı 194 Güneşli Günlerden
- Sayı 193 Saat Kaç?
- Sayı 192 Kesişimsellik ve Sanat
- Sayı 191 Direnişin Zihni
- Sayı 190 Bir Arada Olmak
- Sayı 189 Bienaller Mevsimi
- Sayı 188 Bir Varmış Bir Yokmuş
- Sayı 187 Müzeler / Hafızalar
- Sayı 186 Kültürün Tarihi
- Sayı 185 Mesafenin Politikası
- Sayı 184 Şehirlerin Katmanları
- Sayı 183 Anıtlar Düşerken
- Sayı 182 Sanata ve Sanatın Bağlarına Dair Her Şey
- Sayı 181 Sanatın Hayatta Kalma Yolları
- Sayı 180 Bugüne Bakma Sanatı
- Sayı 179 Teneffüs
- Sayı 178 Özen ve İhtimam
- Sayı 177 Geleceğe Eskizler
- Sayı 176 Bağlar ve sesler üzerine
- Sayı 175 Baharın Gelişiyle
- Sayı 174 Performansın Dönüşümü
- Sayı 173 “Sanat Dünyamız”, tarihin ve bugünün etkileşimlerinin izinde
- Sayı 172 Antroposenle Birlikte
- Sayı 171 Tutuşmuş Dünyamızda Sanatın Yöntemleri
- Sayı 170 Merakımızı Sürdürmek Üzerine
- Sayı 169 Zihnimizi Açan, Merakımızı Besleyen Sanat
- Sayı 168 Sanat Dünyamiz 45. Yayın Yılına Girdi
- Sayı 167 Günsel Renda: Türkiye Sanatı Tarihinde Zarif, Çalışkan, Üretken Bir Bilim Kadını ve Samimi Bir Hoca
- Sayı 166 Her Güne Bir Soru
- Sayı 165 Sanatta duygu, düşünce...
- Sayı 164 Sanat, Kütüphane, Bilim
- Sayı 163 Hissiyat
- Sayı 162 Sanata Bakışlar
- Sayı 161 2017 İzlenimleri
- Sayı 160 Meydana, İnsanlığa Açılan Kucak
- Sayı 159 Dünyalar İçin Dünyalar Açan Sanat ve Kültür
- Sayı 158 İlham Vermek, İlham Almak...
- Sayı 157 Sanatın Meselesi: Her Şey
- Sayı 156 İlk Sergiler - Bir Seçki
- Sayı 155 Kavramlar ve kategoriler derken...
- Sayı 154 Uçsuz bucaksız ilgi alanı
- Sayı 153 Kaybolan, kaybettirilen kavramların peşinde
- Sayı 152 Öteki kim, sahici ki?
- Sayı 151 Ortak ve Kalıcı Olan Değerler
- Sayı 150 Bienallerin Ardından
- Sayı 149 14. İstanbul Bienali
- Sayı 148 Yoğun Bir Döneme Girerken
- Sayı 147 Sanat Eğitimi Yeniden
- Sayı 146 Sanatın Kaydını Tutmak
- Sayı 145 Sanatı Anlamak
- Sayı 144 Yeni Yıl Demeti
- Sayı 143 Dünya Savaşının Sanata Yansımaları
- Sayı 142 Sanat Hayatı Değiştirir
- Sayı 141 Sürrealizm'den Kalan İzler
- Sayı 140 Dünden Bugüne Sürrealizm
- Sayı 139 Kitapla Sanatın Ebedi İlişkisi
- Sayı 138 Yılbaşı Notları
- Sayı 137 Bianeller ve Büyük Sergiler Dosyası
- Sayı 136 Çoğul Anlatım
- Sayı 135 Fotoğraf Nerede Biter? 0.2
- Sayı 134 Mevsimlerle İstanbul
- Sayı 133 Anılarımızda
- Sayı 132 Yapacak Çok Şey Var
- Sayı 131 Postanarşizm ve Güncel Sanat
- Sayı 130 Güncel Durum
- Sayı 129 Sanat Dünyasında Yedi Gün’den Alıntı
- Sayı 128 Metin Okuma Disiplini
- Sayı 127 Çağdaş Sanat, Basılı Yayınla Buluşuyor
- Sayı 126 Yıl Sonu Notları
- Sayı 125 Kanıt: Eserlerin Kendileri
- Sayı 124 Eşiksel Geçişler
- Sayı 123 Bulanık Suları Arındırmaya Çalışıyoruz...
- Sayı 122 Bir iki üç...
- Sayı 121 Bütünsel Yapıt: Gesamtkunstwerk
- Sayı 120 Hikâyeler ve Beklentiler
- Sayı 119 Sanatın Işığında Ali Can Ertuğ
- Sayı 118 Bir Yıllık Bilanço
- Sayı 117 Sanat İçin Alan
- Sayı 116 Tate Modern / Arter - Sanat İçin Alan
- Sayı 115 Sanatta Güzel Beden
- Sayı 114 Kaynak ve Platform
- Sayı 113 Hayvanlar / Hayvansı Güçler Âlemi...
- Sayı 112 Dinamikler
- Sayı 111 Japonya'da Sanat
- Sayı 110 Text Art (Yazı Sanat)
- Sayı 109 Çökerken Yükseliş (1880-1920)
- Sayı 108 Avrupa'nın Bienali Manifesta
- Sayı 107 Bir Beden Dili: Giyim Kuşam
- Sayı 106 Kıpkırmızı!
- Sayı 105 Uzakdoğu'dan Çizgi Roman: MANGA
- Sayı 104 Kısa ve Acımasız mı? Video Art
- Sayı 103 İçerdeki Dünyalar: Koleksiyon
- Sayı 102 Yaşayan Opera Yaşasın Opera!
- Sayı 101 Kırılmanın Öncesinde: Cézanne
- Sayı 100 100. sayıda 32 yaşında
- Sayı 99 Sanatın Merkezi... Nerede?
- Sayı 98 "Bir Kitapta Resim Şart"
- Sayı 97 Ezoterizm ve Sanat
- Sayı 96 Katılımcı Sanat
- Sayı 95 Yapıt Okumaları
- Sayı 94 Belge(sel)den Kurmacaya
- Sayı 93 Kirpi Tilki'ye Karşı: Schönberg, Stravinski
- Sayı 92 Kuram Sanatın Peşini Bırakmaz!
- Sayı 91 Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?
- Sayı 90 Eureka!
- Sayı 89 Ulus Sanatla Kurulur mu? Cumhuriyet (1923-1933)
- Sayı 88 Türk Resmi İçin Bir Müze Denemesi
- Sayı 87 Le Corbusier’den Türkiye’ye
Her Güne Bir Soru
Sanatın her dalı duygu ve düşünce açısından sayısız olanaklar sunuyor.
-
Sayı:
166 -
Dönem:
Eylül - Ekim 2018
- Her Güne Bir Soru - Mine Haydaroğlu
SANATIN HER DALI DUYGU VE DÜŞÜNCE AÇISINDAN SAYISIZ OLANAKLAR SUNUYOR. MÜZİKTE ÖRNEĞİN, DUYGULARA HİTAP EDEN BESTELER VARKEN, BEYNİN İÇİNDEN GEÇENLERİ YANSITTIĞI RAHATLIKLA İDDİA EDİLECEK (ÜSTELİK HİÇ SÖZ İÇERMEYEN) PARÇALAR DA VAR HER COĞRAFYADA, HER KÜLTÜRDE. VEYA SİNEMA DİYELİM: AYNI ANDA ÇOK KATMANLI BİR UYARICI OLDUĞU AŞİKÂR. TİYATRO KEZA.
NASIL Kİ MÜZİKTE ÖRNEĞİN BLUES AYIRT EDİLEBİLİR BİR HİS, BİR ANLATIYSA VEYA SİNEMADA 50’LERİN YENİ DALGA FİLMLERİ KENDİNE HAS BİR ESTETİK, ATMOSFER VE BİREY-TOPLUM İLİŞKİSİNE ANALİZ EDİLEBİLİR BİR KAYNAK SAĞLIYORSA, ÇAĞDAŞ SANATTA DA FARK EDİLEBİLİR, TANIMLANABİLİR DUYGULARIN VE DÜŞÜNCELERİN RESMİNİ ÇIKARMAK MÜMKÜN... VEYA HARİTASINI DİYELİM – GÜNÜMÜZDE ÖZELLİKLE TERCİH EDİLEN BİR İFADE OLARAK.
GELİŞEN TEKNOLOJİLER VE SOSYAL MEDYANIN FARKLILAŞTIĞI İLETİŞİM BİÇİMLERİ NEDENİYLE ÇAĞDAŞ SANAT KENDİNİ DAHA GLOBAL, DAHA KAPSAYICI İLAN EDEBİLDİ, KİTLESEL NETWORK’LERLE YAPISAL AĞLARI DEŞİFRE ETMEK GİBİ BİR MİSYON EDİNDİ DİYEBİLİRİZ. PEK ÇOK DURUMDA VE YAPITTA HARİTALAR ÇİZİLİYOR, SINIRLAR TARTIŞILIYOR, DUYGULARIN BELİRSİZLİĞİ, KARMAŞASI VURGULANIYOR. ÇAĞDAŞ SANATTA ODAKTA İNSAN DEĞİL, YAPILAR VAR DİYEBİLİR MİYİZ?
ŞİMDİKİ GENEL RESMİ GÖRMEK ÇABASIYLA AKLA GELEBİLECEK SORULARDAN BİR DİĞERİ: YAPISAL AĞLARI ÇÖZERKEN GÖSTERİLEN TAVIRLARIN İNSANLARIN ÜZERİNDE NE TÜR ETKİLERİ OLDUĞUNU SÖYLEYEBİLİRİZ?
HER EDİM GİBİ SANAT ADINA YAPILAN HER ŞEYİN BİR KONUMU, DURUŞU, BAKIŞI VARDIR. TEMELİNDE DE İNSAN PSİKOLOJİSİ.
- Nevhiz’de Sevgi Duruşu - Mehmet Ergüven
YAZAR VE SANAT YÖNETMENİ MEHMET ERGÜVEN, SANATÇI NEVHİZ’İ YAPTIĞI BİR CİHAT BURAK PORTRESİNDEN YOLA ÇIKARAK YORUMLADI. ERGÜVEN, 2017’DE LOCUS YAYINLARI’NDAN ÇIKAN NEVHİZ BAŞLIKLI KİTABIN DA YAZARIDIR.
Nevhiz, temsiline talip olduğu şeyde aslı ile sureti ayrımını dikkate almaz. Öyle ki, kimi zaman gazete köşelerinde kalmış silik bir fotoğraf bile resmedilmeyi bekleyen görgü tanıklığı için yeterlidir burada.
Boş tuval, görmeye eklenenin taştığı kaptır esasen, ancak bu eklemenin yerine göre çıkarmayla örtüştüğünü unutmama koşuluyla elbette. Buna göre sanat tarihi bir yönüyle tuvalde tecrübe edilen toplama çıkarma işlemlerinin öyküsüdür, tıpkı sanatın diğer tüm dallarında olduğu gibi.
1980’lerin Türkiyesi fotoğraf yoluyla belgelenmiş olanın canlı model yerine geçtiği örneklerle doludur. İdeolojik ortamın tetiklediği kanlı olaylar, gündelik yaşamın doğal akışı içinde görmeden bakıp geçtiğimiz sıradan şeylere dönüşmüştür artık. Üniversite bahçesi yahut sokak ortasında güpegündüz katledilen öğrenciler, öğretim üyeleri vb adsız foto muhabirlerinin başlıca ilgi alanıdır şimdi.
Devamı bu sayıda...
İstanbul Modern Çağdaş Sanat Müzesi Kütüphanesi - Yücel Manyas, Gamze Pişkiner
- “Tasarım eleştirel bir duruş sergilememize yardımcı olur” - Kültigin Kağan Akbulut, Jan Boelen, Deniz Ova
22 EYLÜL - 4 KASIM 2108 TARİHLERİ ARASINDA BİRÇOK PROJEYE VE ETKİNLİĞE EV SAHİPLİĞİ YAPACAK OLAN 4. İSTANBUL TASARIM BİENALİ, BEYOĞLU’NDA ALTI MEKÂNDA İZLEYİCİLERLE BULUŞACAK. HER BİR MEKÂN, BİENALİN “OKULLAR OKULU” BAŞLIĞI ALTINDA BİRLEŞEN ALTI OKULUNDAN BİRİNE ODAKLANMAKTA. KÜLTİGİN KAĞAN AKBULUT BİENALİN KÜRATÖRÜ JAN BOELEN VE İKSV TASARIM BİENALİ DİREKTÖRÜ DENİZ OVA İLE BİR SÖYLEŞİ YAPTI.
“Dünyada var olan bilgi miktarı, her iki yıl sonunda, iki katından fazla artış gösteriyor. İnsanlar daha önce hiç olmadıkları kadar bilgililer. İşinize de, aklınıza da sahip çıkabilmenin tek yolunun hayat boyu öğrenmeye devam etmek olduğu söylenip duruyor. Karatahtaların, sözlülerin, ezberlenmiş çarpım tablolarının, ceplerimizdeki cıvıl cıvıl eğlencelikler karşısında en ufak bir şansı kalmadı. Bu esnada makinelerin kendileri de öğrenmeye başladılar. Sonunda insanların yapacağı bir şey kalıp kalmayacağı ve hangi insani yetilerin yerlerinin doldurulamaz olduğu merak konusu.”
İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 4. İstanbul Tasarım Bienali tema metnine bu cümleleri aktararak başlıyor. Ve devamında şu soruyu soruyor: “Acaba okula dönmenin ve okulu baştan tasarlamanın vakti geldi mi?” “Okullar Okulu” temasıyla düzenlenen bienal 22 Eylül - 4 Kasım tarihleri arasında altı farklı mekânda yer alacak. Tasarımın, tasarım eğitiminin ve bienal kavramının kendisinin de sorgulanacağı 4. İstanbul Tasarım Bienali’nin küratörlüğünü üstlenen Jan Boelen uzun zamandır tasarım eğitimi üzerine çalışmalar gerçekleştiriyor. Küratör Boelen’le ve Tasarım Bienali Direktörü Deniz Ova’yla son üç bienalin mirasını, tasarımın geleceğini ve bu bienalde göreceklerimizi konuştuk.
Devamı bu sayıda...
Ferah Doğan, Eda Gecikmez, Erkin Gören, Selen Hayal, Ata Kam, Ekin Kano, Nadine El Khoury, Uluç Ali Kılıç, Oddviz, Mert Öztekin, Elçin Poyraz, Sevil Tunaboylu, “Güneş Yerinde”, .artSümer; Alp Sime, İhsan Oturmak, Zeynep Sayın, “Ölüme Ne İyi Gelir?”, Karavil Contemporary / Galata Rum Okulu; Adekan, Ares, Cins, “Sandığın 3 Gözü”, Kasa Galeri; Aenne Biermann,“Photographer’s Name”, Museum Ludwig - Süreyyya Evren
Semih Fırıncıoğlu ile Söyleşi - Ali Erdemci - Semih Fırıncıoğlu
- Mimari Birimin Uyarlanabilir Estetiği: Yokyerler - Halil Yıldırır
SANAT YÖNETİMİ YÜKSEK LİSANS ÖĞRENCİSİ HALİL YILDIRIR SANATÇI DENİZ AKTAŞ’IN ARTSÜMER’DE İZLENEN “YOKYERLER” SERGİSİNİ YORUMLADI.
Deniz Aktaş’ın artSümer’deki ilk kişisel sergisi “Yokyerler”de (6 Nisan - 12 Mayıs 2018) sanatçının "Yokyerler Serisi" ve "Uyarlanabilir Estetik" adını verdiği mürekkep çalışmaları ile "İsimsiz" fotoğrafları yer aldı.
Aktaş’ın, Pilot Galeri’deki “Açık Şehir” ve Kasa Galeri’deki “İmkânsız Uzam” sergilerinin devamı niteliğinde bakabileceğimiz “Yokyerler” sergisi uzun bir yoldaki duraklardan biri olarak karşımıza çıktı. Aktaş, “Açık Şehir” sergisinde yıkımın izlerini paylaşırken, tarihle yurt arasındaki çelişkiden beslenen bir sürecin sonunda “İmkânsız Uzam” sergisini İhsan Oturmak ve Hasan Pehlevan ile birlikte seyirciyle buluşturmuştu. Bu iki sergi ile birlikte ‘yokyerler’ düşüncesinin kafasında iyice yer ettiğini belirten sanatçı, yer ve mekân üzerine tarif edilemez bir çekimin kendisini bu yolculuğa ittiğini söylüyor.
Devamı bu sayıda...
Zeugma’nın ‘Çingene Kızı’ - Uğur Kökden
- İstanbul’un Ressamı Hoca Ali Rıza ve Yabancı Dostları - Mine Haydaroğlu, Ömer Faruk Şerifoğlu
SANAT TARİHÇİ ÖMER FARUK ŞERİFOĞLU’NUN HAZIRLADIĞI “İSTANBUL’UN RESSAMI HOCA ALİ RIZA / EV VE ŞEHİR” BAŞLIKLI İKİ CİLTLİK KİTAP, YAŞAYAN VE ARAMIZDAN AYRILMIŞ ÇEŞİTLİ YAZARLARIN KALEMİNDEN YAZILAR VE ZENGİN GÖRSEL MALZEMEYLE, SANAT TARİHİMİZİN EN ÖNEMLİ İSİMLERİNDEN OLAN SANATÇI VE DÖNEMİ ÜZERİNE YENİ PERSPEKTİFLER SUNDU. AŞAĞIDAKİ SÖYLEŞİDE ŞERİFOĞLU KİTABA VE HOCA ALİ RIZA’YA DAİR SORULARA CEVAP VERDİ, KİTAPTAN ALINTILARLA BU ARAŞTIRMANIN IŞIĞINDA HOCA ALİ RIZA’YA YENİ AÇILIMLAR GETİRDİ.
Mine Haydaroğlu: Neden Hoca Ali Rıza?
Ömer Faruk Şerifoğlu: Hoca Ali Rıza, bugün “Türk Resim Sanatı” diye bir olgudan söz edebiliyorsak bunu borçlu olduğumuz ilk isimlerden. Türk resim sanatının kurucularındandır yani...
Karakalem ve suluboyanın şiirsel ifadeleri, efsunkâr İstanbul peyzajlarıyla tanınan Ressam Hoca Ali Rıza Bey (1858-1930) manzara ressamı olarak bilinir. Doğayı en büyük öğretici kabul eden ve İstanbul’un kaybolan kültürel değerlerini, belgesel bir yaklaşımla ölümsüzleştiren Ali Rıza Bey, üstün gözlem gücü ve sanat tutkusuyla kişisel üslûbunu oluşturmuş ilk ressamlarımızdandır. Hoca Ali Rıza Bey’in eserleri İstanbul’un yüz yıl öncesine, yüzlerce yıl kaynaklık edecek eşsiz bir birikim ve görsel kaynaktır. Gebze’den Beykoz’a Boğaziçi’nin bütün sahil köylerini, tepelerini gezip gördüğü semtleri kayda geçirmiştir. Onlarca defteri ve tuttuğu notlarla yaşadığı zamanın kaybolan kültürel değerlerini ve bu değerler arasında gündelik yaşamı tasvir etmiştir. 73 yıllık ömrüne sığdırdığı binlerce resmin yanı sıra 47 yılını önce askeri okullarda, emekli olduktan sonra da farklı okullarda resim öğretmenliği yaparak geçiren Hoca Ali Rıza Bey, yüzlerce öğrenci yetiştirmiş bir ustadır. 1880-1930 yıllarının sanat ortamına bakıldığında, özgün çizgisini bulan sanatçıların büyük çoğunluğu ondan etkilenmiş, onun çevresinde yetişmiş isimlerdir.
Sadece Hoca Ali Rıza için değil, Türk resim sanatında özgün ve önemli bir yeri/katkısı olan her sanatçı hakkında kapsamlı bir kitap yapılmalı... Bu anlamda çok büyük boşluk var. Eserleri müzelere girmiş, müzayedelerde yüzbinlerce liralara satılan sanatçılarımız var, haklarında kitap değil, nitelikli bir makale dahi yok... Hoca Ali Rıza gibi büyük ustalar için onlarca kitap olması gerekir. Bizim yaptığımız, Hoca Ali Rıza’ya dair pek çok yeni bilgiyi günışığına çıkarmak ve hakkındaki boşlukları bir nebze doldurmak için ortaya konmuş bir çabadır, diyebiliriz.
Devamı bu sayıda...