- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bundan Sonrası Ateş
-
Kategori:
Edebiyat / Modern Klasikler -
Yazar:
James Baldwin -
Çeviren:
Kıvanç Güney -
ISBN:
978-975-08-6317-2 -
Sayfa Sayısı:
79 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2006 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
2. Baskı / Mayıs 2017
James Baldwin’in yazarlığının doruğunda olduğu 1962 yılında yayımladığı iki mektup-denemenin, 14 yaşındaki yeğeni ve adaşı James’e yazdığı “Zindanım Sarsıldı” ile “Bundan Sonrası Ateş”in, birlikte basımından oluşan Bundan Sonrası Ateş 1963 yılında yayımlanmış ve klasikler arasına girmişti. Hem ABD’de hem de bütün dünyada Siyah hareket için yeni bir yol gösterici, bir “kalk borusu” olan kitap, YKY farkıyla okurla buluşuyor...
Henüz çok gençken ve o şarap lekeli ve sidikle kaplı boş binalarda arkadaşlarımla uğraşırken, içimden bir şey merak ederdi, Bütün bu güzelliğe ne olacak? Beyaz da olsak siyah da, bazılarımızın bunu henüz bilmediğinin farkındayım ama siyah insanlar çok güzeller. Ve Elijah’nın masasında oturup o bebeği, kadınları ve erkekleri izleyerek Tanrı’nın –ya da Allah’ın– intikamından bahsederken, düşündüm ki o intikam alındığında, O zaman bütün bu güzelliğe ne olacak? Ayrıca beyaz dünyanın uzlaşmazlığı ve cehaletinin bu intikamı kaçınılmaz kılabileceğini de görüyordum: Hiçbir kişi ya da kuruma bağımlı olmayan, hiç kimse tarafından alınamayacak ve hiçbir polis gücü ya da ordunun engel olamayacağı bir intikam; tarihi bir intikam, “Ne ekersen onu biçersin” dediğimiz her seferinde doğruladığımız yasaya bağlı kozmik bir intikam. Ve işte buradayız, gökkuşağının yayının merkezinde, dünyadaki gelmiş geçmiş en şatafatlı, en değerli ve en inanılmaz su değirmeninde kapana kısılmışız. Şu anda her şeyin bizim elimizde olduğunu varsaymalıyız, başka türlüsüne hakkımız yok. Eğer biz –şimdi âşıklar gibi diğerlerinin bilincini oluşturması ve bunda ısrarlı olması gereken nispeten bilinçli beyazlardan ve nispeten bilinçli siyahlardan söz ediyorum– görevimizden kaçınmazsak, bir avuç insan da olsak, bu ırk kâbusuna bir son verebilir, ülkemize kavuşarak dünya tarihini değiştirmeyi başarabiliriz. Eğer her şeyi kaybetmeyi göze almazsak, bizi bekleyen şey Kitabı Mukaddes’ten alınıp bir köle tarafından şarkı haline getirilen kehanetin gerçekleşmesi olacaktır: Tanrı Nuh’a gökkuşağını gösterdi, Artık su yok, bundan sonrası ateş!