Winnie the Pooh

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

“Sen Dünyadaki En Müthiş Ayıcıksın” demiş Christopher Robin. “Öyle miyim?” demiş Pooh umutla.

Dünyanın en sevimli ayıcığıyla tanışın!

A.A. Milne’in klasikleşmiş öykülerinde, Winnie-the-Pooh arkadaşı Tavşan’ın evinden çıkarken sıkışıp kalıyor, bir ağacın tepesindeki bala ulaşmak için türlü numaralar deniyor, Piglet’le beraber bir Vızıl’ın peşine düşüyor ve daha bir sürü maceraya atılıyor!

Winnie-the-Pooh ve arkadaşlarının öyküleri, ilk yayımlandıkları 1926 yılından bu yana bütün dünyada hem küçüklerin hem de büyüklerin sevgilisi oldu.

İşte Ayı Edward, kafasının arkası bam bam bam diye merdivenlere vurarak Christopher Robin’in arkasından aşağıya iniyor. Bildiği kadarıyla aşağıya inmenin tek yolu bu, ama bazen gerçekten de başka bir yolu olduğunu hissediyor, ah bir anlığına kafasını vurmayı kesip düşünebilse. Ama sonra, belki de başka bir yolu yoktur diye düşünüyor. Her neyse, işte aşağıda ve sizinle tanışmaya hazır. Winnie-the-Pooh.
Adını ilk duyduğumda, aynı sizin de diyeceğiniz gibi, “Ama erkek olduğunu sanıyordum” dedim.
“Ben de öyle” dedi Christopher Robin.
“Öyleyse ona Winnie diyemezsin.”
“Demiyorum.”
“Ama dedin ki...”
“Adı Winnie-the-Pooh. Sadece Winnie değil, anladın mı?”
“Haa evet, şimdi anladım” dedim çabucak, umarım siz de anlamışsınızdır, çünkü duyacağınız tek açıklama bu.
Winnie-the-Pooh aşağıya indiğinde oyun oynamayı sever; bazen de sessizce ateşin önünde oturup hikâye dinlemeyi.
Bu akşam da...
“Bir hikâyeye ne dersin?” dedi Christopher Robin.
“Ne hikâyesi?” dedim.
“Rica etsem Winnie-the-Pooh’ya hikâye anlatır mısın?”
“Sanırım anlatabilirim” dedim. “Nasıl hikâyelerden hoşlanır?”
“Kendisiyle ilgili olanlardan. Çünkü o, öyle bir ayı.”
“Hımm, anladım.”
“Yani anlatabilir misin?”
“Denerim” dedim. Denedim de.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.