Başparmak Çocuklar

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

“Kırmızı Başlıklı Kız kurt olmak istiyor!”

Çocuk yazınının usta ismi Yalvaç Ural, “Başparmak Çocuklar”da bir araya getirdiği denemelerinde, internet ve bilgisayar oyunları başta olmak üzere, teknolojinin şekillendirdiği “yeni çocuk”lara ve onlara ayak uydurmaya çalışırken kendilerini de dönüştüren anne babalara odaklanıyor.

Yararın zarara evrildiği noktaların altını özenle çizerken, teknolojinin çocukların gelişiminde üstlendiği kritik role dikkat çekici ve düşündürücü örneklerle değinen Yalvaç Ural, “tetris”ten “tabletli lazımlık”a uzanan şaşırtıcı süreci kendine özgü mizahî üslubuyla değerlendiriyor.

Başparmak Çocuklar, kuşaklardan kuşaklara aktarılan ünlü masallara ve içinde kaybolduğumuz o ünlü romanlara inanmayan bu yeni çocuğun dünyasını anlamak isteyen anne babalar ve eğitimciler için bir rehber niteliğinde...

Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler

Bir anaokulu yöneticisi anlattı...

Yılsonu gösterileri için, çocukların da görüşünü alarak bir oyun seçerler: “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler”. Haber elektronik postayla anne babalara duyurulur:

Sayın Veli,
çocuğunuzun yılsonu gösterilerinde yer almasını ister misiniz? İstemeniz halinde, oyun kostümünü kiralamayı mı, yoksa diktirmeyi mi düşünürsünüz? Tercihinizi lütfen bize iletiniz. Not: Drama öğretmenlerimiz tarafından, gösteride çocuğunuza (...) rolü uygun bulunmuştur.

Ertesi gün okula erkenden gelen yönetici, kapısının önünde üçü kadın, biri erkek dört veliyi beklerken bulunca çok şaşırır. Hatta biraz kaygılanır. Hepsine birden “Bir şey mi oldu?” diye sorar. “Endişelenmeyin hocam, bir şey yok... Kostüm meselesini konuşmaya geldim” der ilk gelen genç anne. Diğerleri de “Biz de” der gibi başlarını sallarlar. Genç anne odaya girer girmez, “Hocam, sağ olun, kızıma Pamuk Prenses’in arkadaşı rolünü vermişsiniz” diye konuya girer. Ardından da “Ama inanın bütün gece, ‘Ben Pamuk Prenses olmak istiyorum!’ diye ağladı durdu. Hocam, lütfen, rica ediyorum, bizimkini Pamuk Prenses yapamaz mısınız? Üzüntüden hastalanacak diye ödüm kopuyor. Yardımlarınızı bekliyorum” diyerek odadan çıkar.

Sırayla öteki annelerle de konuşan yönetici, üç çocuğun da saraydaki kızlardan biri değil, prenses olmak istediğini öğrenir. Hatta annelerden biri, prensesin kimliğini öğrenmiştir ve kendi kızının ondan daha güzel olduğunu söyleyerek bu yanlışlığın bir an önce düzeltilmesini istemektedir.

Sıra baba veliye gelir. Yönetici onu görünce, prenses konusunun bittiğini düşünerek biraz da içini rahatlatmak için dedikoduya başlar: “Herkes kızının prenses olmasını istiyor! Bunu yapamam. Hem çocukları yeteneklerine göre, drama hocaları seçiyor. Oyunda bir tane prenses var!” Baba, “Ben de bunun için geldim” deyince yöneticinin gözleri yuvasından fırlar. “Nasıl yani?” diye sorar. Baba gülerek, “Hocam yanlış anladınız!” der, “Ben Murat’ın babasıyım. Oğlum cüce olmak istemiyor. Vallahi bütün gece ağladı, ‘Ya hep cüce kalırsam?’ diye... Çocuğumuzun bir travma geçirmesini istemiyoruz. İlerde arkadaşları ona ‘cüce’ falan diye isim takarlar diye çok endişeleniyoruz. Başka ne rol isterseniz verin, razıyız! Sizi ve okulumuzu çok seviyoruz, lütfen bu işi düzeltin. Kendinize iyi bakın!”

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.