Zencefil Adam

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Sebastian Dangerfield: Amerikalı, Dublin’de hukuk öğrencisi, evli ve çocuklu, beş parasız. J. P. Donleavy’nin otobiyografik öğeler taşıyan kült romanı Zencefil Adam, Dangerfield’in Dublin’in bar ve sokaklarında, kendisi gibi Amerikalı arkadaşları ve işçi sınıfından İrlandalı genç kadınlar arasında geçen maceralarının dur durak bilmeyen, gülmekten kırıp geçiren hikâyesi. İlk kez 1955’te Paris’te yayımlanabilen, Amerika ve İrlanda’da yıllarca yasaklı kalan Zencefil Adam o dönemden bugüne milyonlar sattı, Modern Library’nin ünlü “20. yüzyılda İngilizce yazılmış en iyi 100 roman” listesine seçildi.

“Eh, dolu mideyleyken hayaletler beni rahatsız etmez, tam bir seks hayatım olduğundaysa hiçbir zaman edemez. Biliyor musun, Harvard’dayken sonunda Constance Kelly’yi etkim altına almıştım. İki yıl boyunca kancayı bana takan bir kız ama sonra Amerikan kadınının nasıl bir sahtekâr olduğunu anlayıp onu başparmağımın altında ezdim. Ama anlayamıyorum. Hiç anlayamadım. Beni hayatına kabul etmek dışında her şeyi yapardı. Beacon Hill’de servet avcısı. Onunla evlenirdim ama o benimle birlikte sosyal merdivenin en altında kıstırılmak istemedi. Kendi cinsinden biriyle. Tanrım, çok haklı. Ama ben ne yapacağım biliyor musun? Çuvallar dolusu param olduğunda Amerika’ya dönmüşüm, Saville Row takımlarımı çekmişim, ağzımda pipom, M.G.’yi şoförüm kullanıyor ve ben en ağdalı İngiliz aksanımla konuşuyorum. İrlandalı bir hödükle evlenip yerleştiği banliyö evinin önünde duracağım, bütün eski Bostonlular ondan yüz çevirmiş, adamımı direksiyonda bırakacağım. Çocukların oyuncaklarını bastonumla önümden iterek ön bahçedeki yolda ilerleyeceğim ve kapıyı birkaç kez sabırsızca tıklatacağım. Dışarı çıkacak. Yanağına un bulaşmış, mutfakta kaynayan lahananın leş gibi kokusu. Hayretler içinde bakakalıyorum. Yavaş yavaş kendime geliyorum ve mahvedici bir ses tonuyla konuşarak, en kusursuz aksanımla, Constance, diyorum... sen tam da... düşündüğüm gibi birisi olmuşsun. Sonra topuğumun üstünde geri dönüp kendi tasarımım bir bakışla ona bakacağım, bastonumla bir iki oyuncak daha devirip, basıp gideceğim.”

Neşe içinde, yeşil sallanan koltukta oturarak yüzlerce evetle başını sallayan Dangerfield. O’Keefe elindeki çatalı sallayarak mutfağın kırmızı karolarını arşınlarken, canlı tek gözü yüzünde parıldayan kaçık bir İrlandalı kuşkusuz. Belki de oyuncaklardan birine basıp kayarak kıçındaki bir kemiği kıracak.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.