Yahya Kemal

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın kaleminden Türk şiir ve düşünce yaşamına damgasını vurmuş Yahya Kemal üzerine yapılmış birinci derecede bir tanıklık... Modernleşme serüveninde hem Yahya Kemal'in yerini hem de çağdaş Türk edebiyatının doğuşunu ve gelişimini kavrayabilmek için mutlaka başvurulması gereken temel bir kaynak... Osmanlı ile Cumhuriyet arasındaki başlıca kültür köprülerinden birisini kuran Yahya Kemal, aynı zamanda öğrencisi Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da hayata bakış tarzını belirlemiş önemli bir kişiliktir. Tanpınar, ustası olarak kabul ettiği Yahya Kemal için yazdığı bu kitapta, Doğu-Batı kutuplaşmasının girdabına kapılan son dönem Osmanlı aydınlarının serüvenini adım adım izler. Ahmed Midhat Efendi'den Halid Ziya'ya, Tevfik Fikret'ten Ahmet Haşim'e kadar her biri Türk edebiyatında öncü rol oynamış yazarlar ve Ziya Gökalp gibi düşünce adamları bu kitapta Yahya Kemal'in çevresinde buluşurlar. Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal başlıklı bu çalışmasında, yakın dönem kültür tarihimizin pek çok canalıcı sorununa değinmiş, Yahya Kemal'in bu konulardaki düşüncelerine ayrıntılı şekilde yer vermiştir. Tanzimat, Servet-i Fünûn, Fecr-i Ati ve Millî Edebiyat dönemleri, Tanpınar'ın merceğinden ayrıntılı bir şekilde incelenerek, temel sorunları tartışılmıştır. Ayrıca Tanzimat sonrası düşünce hayatımızın belkemiğini oluşturan Osmanlıcılık, İslâmcılık ve Türkçülük akımları, merkezinde Yahya Kemal'in yer aldığı ideoloji tartışmalarının Cumhuriyet'e bıraktığı miras olarak değerlendirilmiştir. Tanpınar'ın kurduğu bu geniş ölçekli kültür tartışması içinde, Yahya Kemal'in dil, estetik, tarih bilinci ve toplumsal yaşam üzerine oluşturduğu poetikayı, bütün çarpıcı renkleriyle görürüz. Kitap bu açıdan hem düşünce tarihimiz için sağlam bir çerçeve, hem de çağdaş edebiyatımızın serüvenine tanıklık eden birinci derecede önemli bir kaynaktır.

Önsöz

Bu kitap, Yahya Kemal'in sağlığında yazılmış makalelerin genişletilmiş şeklidir. Aile mecmuasında çıkan "Yahya Kemal İstanbul Şairi" makalemden sonra "Yahya Kemal'in Gazelleri" adlı bir makale ile düşüncelerimi tamamlamak istemiştim. 1954 yıllarındaki bu düşüncelerimi bir türlü tahakkuk ettiremedim. Her defasında birtakım problemleri ele almak zaruretini duyuyor ve işi biraz daha geri atıyordum. İki dili, kendi getirdiği ile eski şiirlerimizin dilini bu kadar mükemmellikle kullanan bir şairi; bu ikiliğin yarattığı ayrılığın üstünde ve bir bütün olarak mütâlâa etmek, bu kadar sarih kutuplarda kendi şaşırtıcı cünbüşünü yapan bu iki eseri birleştirmek benim için çok güçtü. Bu güçlüklerin diğer bir sebebi de, Yahya Kemal'in şiirlerini, kendi şiir anlayış zaviyemden görmenin tesirleridir. "Açık Deniz" şairi saf şiir etrafındaki münakaşaları başından itibaren benimsemiş, Baudelaire'in, Mallarmé ve Valéry'nin, Abbé Bremond'un nazariyelerinden kendisine, dilin imkânlarına ve şairin bu imkânları yoklama kudretine dayanan bir estetik yapmıştı. Onlar gibi muhteva ve şekli birbirinden ayırmıyor, müzikaliteyi şiirde üstün vasıf görüyor, mükemmeliyet dediğimiz şeyi hepsinin üstünde tutuyordu. Eserle hiçbir zıdlık göstermeyen bu tercihler, araya koyduğu büyük nüansları bile kendiliğinden siliyordu. Filhakika Yahya Kemal, şiiri bir zekâ işinden ziyade kalb işi telâkki etmekle, halk dilinde mevcut ifade güzelliklerini şiirin büyük kaynağı addetmekle, umumiyi aramasıyla ve nihayet ilhamı kabul etmesiyle, teknikte o kadar yaklaştığı bu estetikten zannedildiğinden fazla ayrılıyordu. Ona kendi sevgimden bir türbe yapmak için, yazılmış yazılarımı bir araya topladığım zaman bu ayrılığın farkına vardım ve Yahya Kemal'in gazelleriyle öbür eserlerinin arasında zannedildiğinden çok büyük bağlar bulunduğunu, her iki eserin bir bütün yaptığını gördüm. Bu kitap, işte bu sakat görüşün düzeltilmesi için yazıldı. Valéry, Mallarmé'ye dair bir kitap yazması teklif edildiği zaman, böyle bir kitapta kendinden bahsetmek zorunda kalacağı için yazmayı reddettiğini söyler. Aradaki nispet bir yana, bu mahzur benim için de kuvvetle varittir ve bundan çok mahcubum. Fakat aziz üstadın hiç olmazsa kendimce bir portresini çizmek arzusu galip geldi. Yahya Kemal'in eserleri üzerinde çok şeyler yazıldı, söylendi. Bu küçük eser, daha uzun zaman sürecek olan bu yazışma ve konuşmaları, hakikî mecrasına çevirirse ayrıca bahtiyar olurum. Ayrıca diyorum, çünkü ben bu sahifeleri yazarken, kaybettiğimiz insanla yeniden başbaşa kalmak imkânını buldum. Ve bu, hiçbir şeyi telâfi etmese bile, benim için bir saadettir.



A. H. Tanpınar

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.