Vatan Kurtaran Şaban

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Kabare tiyatrosunun ülkemizdeki ilk örneği sayılan “Vatan Kurtaran Şaban” Haldun Taner’in öncülüğünde 1967’de kurulan Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun ilk oyunu olarak 449 kez sahnelenmiştir. Halen sahnelenen, güncelliğini hiç yitirmeyen bir başyapıt, bir güldürü klasiğidir.

Ayşegül Yüksel’in bu oyunla ilgili değerlendirmesi şöyledir:
““Vatan Kurtaran Şaban”, sanat ve kültür sorunlarının, güncel politikanın vazgeçilmez bir parçası olarak değerlendirildiği ve dolayısıyla, değişen hükümetlere karşın değişmeyecek, genel bir sanat ve kültür politikasının oluşturulmadığı ülkemizde, sanat ve kültür adına yapılan gülünç uygulamalara ağır bir eleştiri getirir.”

“Vatan Kurtaran Şaban”ı 1965’te yazdım. İlk olarak 1967 ekiminde oynandı. Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun kuruluşuna, kabare türünün Türkiye’de sevilip, yerleşmesine neden oldu.

O günden bugüne tam on yıl geçmiş. “Vatan Kurtaran Şaban” hâlâ güncelliğini, geçerliğini sürdürüyor.

Devekuşu Kabare Tiyatrosu onuncu yılını kutlayan programında yine baş yeri “Vatan Kurtaran Şaban”a verdi, Milliyet geçenlerde onu iki ay boyu sütunlarında tefrika etti.

Sevinilecek bir olay, çünkü yapılmış bir hizmet böylece belgelenmiş oluyor. Ama aynı zamanda üzülünecek de bir olay, çünkü “Vatan Kurtaran Şaban”ın 1978 Türkiye’sinde aynı güncelliği muhafaza etmesi bir arpa boyu yol almadığımızı gösteriyor.

Bu oyunu bugün artık kabare türünün birer virtüözü haline gelen Devekuşu Kabare Tiyatrosu’nun genç sanatçılarına sevgiyle adıyorum.

GİRİŞ ŞANSONU

Ferhat Şirin’i görmeseydi
Şirin gözünü süzmeseydi
O destan çıkar mıydı hiç
Napolyon cüce olmasaydı
Korsika’da doğmasaydı
Dünyayı fethe çıkar mıydı hiç
Fatih kum sancısı çekmeseydi
Çırçırın methini duymasaydı
İstanbul’u almaya kalkar mıydı hiç
İşte tıpkı bunlar gibi
Tapu kadastro müdiranından
İsfendiyar oğlu Mehmet Şaban
Birdenbire hastalanan
Komşusunun bileti ile
Sali hayatında
Bir tek kere
Kuğu kuşu balesine gitmeseydi
Fuayede başbakanlık özel kaleminden
Dostu Kutbettin Beyi görmeseydi
Bütün bunlar gelmeyecekti
Dertsiz başına
Yeni ihdas edilen
Sanat ve Kültür müsteşarı
İki aday atanmak istenir kabinede
Biri hafızı kütüp Süleymaniye Kütüphanesinde
Öbürü İslam tarihi müderrisi
İlahiyat fakültesinde
Ne var ki her birini hatırlı bir bakan tutar
Başbakan ikisini de kırmaktan korkar
Ne şiş yansın, ne kebap
Diye ortaya bir başka teklif atar
Bir gayretkeş
Üçüncü yeni bir aday bulalım der
Hepsinin aklı buna yatar.
Taranır devlet kadrosu bütün
Cümle yüksek rütbeli müdiran arasından
Kültürle ilgili bir aday bulmak ne mümkün
Sonunda bir uyguncası bulunur yine
Yeni aday ne hafızı kütebadan
Ne de ilmiye sınıfından
Tahmin ettiğiniz gibi
Tapu kadastro müdiranından
İsfendiyar oğlu Şaban
Zavallı Kadastrocu Şaban
Bilmediği bir alana atanınca
Af diler hemen
Rica eder
Kerem edin ihtisasım değil der
İlle ve lakin
Emir yüksek yerden
Amirleri gülerler
İhtisasa boş ver derler
Bak dahiliye vekilimiz neci
Doktor, hem de bevliyeci
Turizm bakanımız
Turist olmamış ömründe
Hariciyenin dümeni
Emekli bir valinin elinde
Devlet işinde ihtisas sonradan gelir Şaban
Hem efendim
Bu sahte tevazu niye
Zira cümle müdiran içinde
Koca başkentte
Bir sen bellenmişsin
Sanat muhibbi diye
Sen değil misin geçen gece
Ördek gölü balesine giden
Sen değil misin
Evde
Dairede
Ehibba arasında
Safahat’tan
Eşber’den Muallim Naci’den
Mısralar döktüren
Boşuna Şaban direnmen
Maksat vatanı kurtarmak
İhtisası da nereden çıkardın
Ahbap
Vatanperverlik ihtisasa sığar mı hiç
İş ki niyetin halis
Azmin kavi
Yüreğin temiz
Olsun
Her nefes alıp verişte
İçin vatan aşkı ile dolsun
Vatanın gültürü mademki soysuzlar elinde
Mademki sathı vatan
Büyük tehlikede
Silah başına Şaban
Silah başına
Arkanda biz varız dayan
Dayan dayan dayan
Düşünür bizimki öyle ya
Mademki hulusi kalbi var
Mademki vatanperver
Ehli iman
Madem tehlikedeymiş
Sathı vatan
O da kolları sıvar
Vatanı kurtarmaya savaşır
Böylece işte
Kültür işlerine
Bulaşır
Nasıl varsa Don Kişot’un bir Sanşo Pançosu
Nasıl edemezse Göthe Eckermansız
Nasıl kavuklu pişekârsız olamazsa
Her büyük işe girenin
Olacak ille bir sağ kolu
Sağ bacağı
Yardakçısı
Kâtibi
Kalemi mahsus müdürü
Şaban gider
Bahçelivelerden komşusu
Dostu
Pişbirik arkadaşı
Mısta Beyin inhasını yaptırır
Yirmi dört saat içinde
Gerçi emekli sandığında muhasip ama
Mısta Bey
Domates fidesi
Hıyar tohumundan başka
Şeylerden de anlar
Hatta Mısta Beyin
Kalem tutmuşluğu
Mürekkep yalamışlığı da var
Gerçi okumasa da Behiye Aksoy
Aruz üzre kaleme aldığı
İki firaklı güftesi bile var
Yani kültürden az buçuk çakar
Bu da bitince, vermeden mola
Çıkar bizim iki ahbap yola
İmdi
Kulak verin bakalım
Dinleyin
Ey din kardeşlerim
Ey ehli vatan ve iman
Ey cemaatı Müslimin
Başlıyor hikâyetül Şaban

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.