- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Varlık Damıtan
-
Kategori:
Edebiyat -
Yazar:
C. Hakan Arslan -
ISBN:
978–975–08–1895–0 -
Sayfa Sayısı:
220 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Kasım 2010
Bunca yıl nasıl geçip gitti, inanamıyorum. Bin yıl öncesinin anıları şimdi bile canlı mı canlı gözlerimin önünde. Sonra 13. yüzyılın usuldan ivmelenişi beş yüzyıla yayılasıya. 18. yüzyılın kararsızlığı, 19. yüzyılın iyimserliği, 20. yüzyılın saçmalıkları. Şimdi de 22. yüzyılın som can sıkıntısı. Bilmiyorum, bu tümceler sarsıcı gelecek mi size? Ama işlerin kolaylaşması için, bizi birer ‘varlık’ değil, birer ‘bilinç durumu’ olarak görmeye çalışmalısınız daha çok. Yoksa Varlık Damıtan’ın varlıkları damıtmasının ne anlamı kalırdı ki?
Az önce ocağın başında oturmuş, içkimi yudumlayıp ayaklarımı ısıtıyordum. Bütün bunların bir yanılsama, düpedüz aldatıcı bir görüntü olduğu kaygısını taşıyarak içten içe. Oysa şimdi sağ elimle, orta parmağımı kaldığım yere sokmuş, benim için bir başvuru metninin ötesine geçmiş, yeni tatlar barındıran koyu mavi ciltli kitabı tutuyor, sol elimle de, masaya kaykılmış, bunları yazıyorum. Neden kalkıştım bu işe? Neden? Sağ elimdeki kitaba dönmeyi onca isterken ne demeye göze alıyorum bu uğraşı?
Şöyle bir düşününce bu sorunun yanıtı pek açık görünüyor gözüme.
Tanık diyorlar bana. Gözlemciyim ben. İzleyenim. Bir doğrulama eşiğiyim. Aşağıdaki nice olayı yazıya geçiren ben, bu yolla kendi doğrulamamı arıyorum olsa olsa. Bir anlam sekintisiyim ben. Yazdıklarımla kendimi doğrulamak istiyorum. Bir ışık çakımı olmak istiyorum. Bu doğrulama hepiniz için bir anlam taşısın istiyorum. Bu doğrulama acı verici bir değillemenin konusu olmasın diyorum. Bu an kuşatsın belleğinizi.
Bu doğru değil kuşkusuz. Böyle bir an yaşamıyorum, böyle bir evin, böyle bir ocağın başında değilim. Böyle bir od tutuşturmuyor düşüncelerimi. Böyle bir kitap yok elimde.
Hep böyle yaşamayı umdum, ama böyle yaşamıyorum.
Beceriksizlikle yoğrulmuş tümceler gerçekte böyle bir deneyimi uzun süredir yaşamıyor oluşumdan.
“İşte böyle!” diye sürdürmenin bayağılığına gönül indirmemek durumundayım. Göklerdeyim. Her zaman yaptığımca, ırmak kıyısında dinelen eskil puta, benim dışımdaki herşeyi gözlemekte olan Göz’e bakıyorum. Yoksa “Bir göz atıyorum” mu demeli, çünkü her günkü kaçamak bakışlarımdan biri bu.