Üç Roman - Altın Maskeli Kral, Monelle’nin Kitabı, Düşsel Yaşamlar

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Borges’e göre, yirmi birinci yüzyıl edebiyatının yıldızı Marcel Schwob ilk kez Türkçe’de!

Marcel Schwob (1867-1905), 19. yüzyılın en ilginç kişiliklerinden biridir. Mallarmé ve Jules Renard’ın arkadaşı, Paul Valéry ile Alfred Jarry’nin ustası, Klasik Yunan ve Latin edebiyatları hakkında derin bilgisiyle döneminde hayranlık uyandırmış bir edebiyat adamıdır. Dünya çeşitliliğinin ve  sanat ile gerçek arayışının uzlaşmasının yazarı, toplum dışında kalanların diline ve tarihine meraklı, gerçek okurun yazar kadar metni kurduğuna inanan, ölçüleri belirli edebiyatta çok bilindik ama aynı zamanda eşi benzeri bulunmayan, insana dair açık bir alan oluşturan Marcel Schwob’un adı "Altın Maskeli Kral", "Düşsel Yaşamlar ve Monelle’in Kitabı" adlı başyapıtlarla anılır. Özgün üslubu ve biçimiyle, olağandışıyla tuhafın ve tarihin farklı dönemlerinin farklı kültürleriyle karıştığı, ince bir mizah duygusu ve eşsiz bir hayalgücünün eşliğinde gelişen hikâyeleriyle Borges, Schwob’u yirmi birinci yüzyıl edebiyatının yıldızı ilan eder.

KİM BU Marcel Schwob?

Edebiyat dünyası hatta daha da genellersek tüm sanat dünyası ya zamanında tanınmış bir adken unutulmuş ya da hiç farkına varılmamış bir seçkin yazar ya da sanatçının birden keşfedilme öyküleriyle doludur. Bu keşifler yirminci yüzyılda yoğunlaşır. Öyle ki, örneğin Franz Kafka’yı düşünerek, zamanında bir avuç yakın dostunun tanıyıp izlediği biri oluşuna şaşırabiliriz. Şimdilerde bir başka ad daha ağır ağır yükseliyor geçmişin karanlığı içinden: Marcel Schwob. Şu soyadı yanıltmasın sizi: Alman ya da Avusturyalı değil, Fransız. Ama Fransız edebiyatı bilgisine güvendiğim kime sorsam, tanımadıklarını, hatta duymadıklarını söyledi... Ben adına Alfred Jarry’nin Kral Ubu’sünde rastlamıştım ilkin, Jarry ona adamıştı bu başyapıtı... Sonraki aramalarım sadece edebiyatçı sözlüklerinde tıkanıp kalmıştı... Her neyse, şimdi en önemli üç yapıtını nihayet okuyabileceğimiz şu Marcel Schwob kim, bir kurcalayalım bakalım:
Marcel Schwob 1867 yılında Fransa’nın Ile-de-France bölgesinde, Chaville’de doğar. Çocukluğu Nantes’da geçer. Ailenin erkekleri ya hahamdır ya tıp doktoru. Onun için, çok iyi bir öğrenimin ardından 1882’de Paris’te Collège Sainte-Barbe’a girer. Almanca, İngilizce ve klasik dilleri daha önce öğrenmiştir. Burada okumalarını derinleştirir. Apuleius’a, Petronius’a, Hugo’ya ve Poe’ya hayrandır. Bunlar ileride yazarlığı belirleyecek adlardır bir bakıma. Sainte-Barbe’ın ardından Lycée Louis-le-Grande’a kaydolur. Léon Daudet, Paul Claudel sınıf arkadaşıdır... Kendini bütünüyle edebiyata vermek peşindedir. Yepyeni bir Faustus, yepyeni bir Prometeus yazma düşleri kurar... Villon ve çağdaşlarıyla ilgilenir... Onların dillerini didik didik inceler. Şiir yazmaya başlar. Sanskritçe öğrenir..
Schwob yazarlık mesleğine Evénement gazetesinde başlar. Bu arada öyküler gönderir dergilere. 1890’larda art arda kitapları çıkmaya başlar: Etude de l’argot français, 1889; Le jargon des Coquillards en 1451, 1890; Le Beau double (öyküler), 1892; Le Roi au masque d’or (Altın Maskeli Kral), 1893; Mimes (düzyazı şiirler), 1894; Le Livre de Monelle (Monelle’in Kitabı), 1894...
Bu tarihte birden hastalanır... Geçirdiği ameliyat, onu iyileştirmek bir yana, tam anlamıyla sakat bırakır. 1927’de Marcel Schwob et son temps adıyla onun tek biyografisini yazan Pierre Champion’a göre, artık sadece “efsanelerin Schwob”udur yaşayan. Gene de o hasta, bitkin, çökmüş halinde bile boş durmaz. Paris’in kütüphanelerini, arşivlerini hallaç pamuğu gibi atar. Bu çalışmalardan iki yapıt çıkar ortaya 1896 yılında: La Croisade des enfants veVies imaginaires (Düşsel Yaşamlar). Bu son yapıt ilk bakışta bir biyografi gibi görünse de öylesine yeniden kurgulanmıştır ki bu önemli kişilerin yaşamları, artık birer kurmacaya dönüşmüştür. Aynı yıl, süreli yayınlarda çıkan çeşitli yazılarını Spicilège’de toplar. Döneminde bu yazılar, Schwob’un kişiliğini en fazla yansıtan çalışma diye adlandırılır.
Sağlığının bozuk olmasına karşın, kütüphaneleri ve arşivleri boşlamadığı gibi, dostlarını da boşlamaz. İngiliz yazar dostları Meredith ve Stevenson’la mektuplaşır, Gourmont, Valery ve Mirbeau’yla görüşür. 1895’te, hastalanmadan hemen önce tanıştığı, Comédie Française’in seçkin oyuncularından Marguerite Moreno ile 1900’de evlenir.1901’de, günün modasına uyarak ya da Stevenson’un teşvikiyle, Samoa adasına gider, bir yıla yakın kalır orada. Döndüğünde Paul Morand’la birlikte, tiyatro tarihinin en ilginç çalışmalarından birini yapar, Hamlet’in Sarah Bernhardt için bir uyarlamasını hazırlar. İtalya’ya, İspanya’ya ve Portekiz’e gider. Dönüşünde Villon üzerine yaptığı çalışmaları yeniden ele alır ve Ecole des Hautes Etudes Sociales’de Grand Testament üzerine ders vermeye başlar. Sağlığı birden kötüleşir ve 1905 yılında ölür.
Schwob’un adı ölümüyle hemen silinmez ortadan. Onun biyografisini yazan Pierre Champion, toplu eserlerini on cilt olarak 1907-1930 yılları arasında bastırır... Ama çağ değişmiş, bu gizemli, tutkulu yazar, “dekadant bir sembolist” olarak damgalanıp, yirminci yüzyılın sonlarına dek, şurada burada ortaya çıkan gizemli bir ad olarak kalmıştır.
Bugün, çağ da edebiyata bakış da değişmektedir. Ve birdenbire Marcel Schwob, bugünün bakışına yanıt veren bir yazar olarak yeniden çıkmaktadır ortaya. Külünde ne kadar kalırsa kalsın, her gerçek yaratıcı sanatçı, bir Anka’dır.

Güven Turan

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.