Türk Felsefesinin Boyutları - Bütün Yapıtları

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Nermi Uygur, kendine özgü o tok deyişle: "Türkiye Cumhuriyetinin 50. kuruluş yıldönümü dolayısıyla çıkardığı Türk Felsefesinin Boyutları adlı kitabına, süregiden güncelliğinden ötürü, özellikle bağlı olduğunu" söylemekte.

Türk Felsefesi'nin Boyutları bugün, Nermi Uygur'un, 25 yılı aşan bir zaman sonra yazdığı kısacık "Sunuş"la birlikte, nerdeyse tıpkıbasım olarak, Cogito dizisinin "Bütün Yapıtlarına Doğru" bölümünde yerini alıyor.

Hemen söyleyim: Türk Felsefesinin Boyutları, işlediğim konu-çevresini tastamam dilegetirmiyor. Neyin üzerine eğildiğimi, bunu hangi açıdan yapmaya çalıştığımı, hangi amaca yöneldiğimi yansıtmaktan uzak. Epeyce gevşek bir adlandırma. Kımıldanma alanımı en geniş çizgileriyle, o da birbakıma sezdiriyor. Gelgelelim kısalığından ötürü yetinmemiz gerekiyor bu adla. Yoksa, uzunluğu olmasaydı, Cumhuriyetin 50. Yıldönümünün Kutlandığı Şu Son Yılda Türkiye’de Felsefenin Geleceğine İlişkin Aykırı Düşünceler başlığıyla çıkardım ortaya. Gene başlık olarak kullanamadım diye anıp geçmek istemiyorum bu sözleri. Konumu daha şimdiden belli bir aydınlıkta görmek için, bir ipucu olarak kullanacağım.

Türk Felsefesi Üzerinde Ne Tür Düşünceler Öne Süreceğim?
Aykırı düşünceler bu benimkiler. Şu anlamda: Okuyucuya, beklediğini, alıştığını sunmak kaygısını gütmüyorum. “Aman rahat bozmayayım; neye baksan karmakarışık zaten, bir de ben karıştırmayayım” çeşidinden bir kollamayla alış-verişim yok. İlgi toplamak, göze çarpmak için ille de aykırı görünmeye kalkışıp gülünç olmak istemiyorum. Yanlış düşüncelerim olabilir. Doğruluğuna ençok güvendiğim düşüncelerimin bile, irili ufaklı eksiklikleri bulunabilir. Kılığı etkisi hoşuma da gitse, yanlış olup olmadığından işkillendiğim hiçbir düşüncenin çekimine kapılmamaya kararlıyım. Düşüncelerimi, hiçbirşeyi örtbas etmeden, birlikte getirdiği sallantılarla sunacağım. İşte bundan, pekçoğuna “aykırı” damgasının basılacağı apaçık; katlanmak gerek. Ne var ki bir umut beliriyor zaman zaman, gerçekleşmesi için çalışıyorum, basıncını duydukça da seviniyorum: Aykırı düşüncelerim günün birinde aykırı olmaktan çıkacak, artık yadırganmayan doğrular diye benimsenecek... Çok mu uzaklarda o gün, umduğumdan da yakın mı, kestiremem şimdiden. Kesinlikle söyleyebileceğim şu: Kendini kandırmak istemeyen herkes, dürüstlükle “aykırı” diye nitelenen pekçok düşüncenin, aslında, “doğru”dan başka hiçbir nitelemeyi amaçlamadığını bilir.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.