Tanıdıklarım

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Hüseyin Cahit Yalçın'ın kaleminden İttihat-Terakki erkanı; Enver Paşa, Talat Paşa, Cemal Paşa, Mithat Şükrü, Ubeydullah Efendi, Ömer Naci ve diğerleri... 1936 yılında haftalık Yedigün'de tefrika edilen Tanıdıklarım ilk kez kitaplaşıyor. Hüseyin Cahit Yalçın'ın bizzat tanık olduğu olaylar ve tahlillerle tanıttığı şahsiyetlerin birçoğunu sadece ismen biliyoruz. Dönemin dergilerinden derlenen fotoğraf ve karikatürler portreleri daha belirginleştiriyor...

Hüseyin Cahit Yalçın ve Portreleri Üzerine Bazı Notlar

CEMİL KOÇAK*

“Felsefe-i Mücâdele

Hayatta en çok mübârezeyi severim. En mesut günlerim, en şiddetle hücuma uğradığım, en şiddetle hücum ettiğim zamanlardır. O zaman damarlarımda hayat veren bir ateş tutuşur, hayatın solukluğu silinir ve gözümün önünde bir gaye canlanır, mübarek ve muazzez bir gaye… Vatanın hayrı için, fenalığı ezmek ve iyiliği galebe ettirmek için bir mücadele… Bütün etrafıma bu ateşten bir parça vermek isterim. Fenalığa karşı müsamahakâr, lakayd veya müsadekar duranları sarsmak, hepsini bu mübareze meydanına çekmek isterim. Yalnız fena olmamak kâfi gelir fikrinde değilim. Fenalığı ezmek için uğraşmak lüzumuna iman ediyorum. Bazen, ‘Sana ne?’ derler… Bu hodgâmane felsefeden nefret ederim. Çünkü, onun memleketi mahvettiğine kaniim. Gördüğüm şahsi fenalık için değil, memlekete gelen umumi fenalık için, kalbimde tükenmez bir gayz vardır. Ne vakit fenalığa karşı herkes bir fikri taavvün ile müttefikan çalışırsa, ancak o zaman kurtulacağımızı zannediyorum. İşte bunun için hücumlarımda her vakit fena bir galeyan ve biaman oldum ve en büyük hazzı vicdaniyeyi buldum.”
Hüseyin Cahit Yalçın/Nevsâl-i Millî

Hüseyin Cahit Yalçın, uzun yaşamının çok önemli bir kısmını siyasetin içinde geçirdi. Doğuda bunun bir şans mı, yoksa bir talihsizlik mi olduğu sorulmaya değer bir sorudur. Ancak yanıtlanması kolay değildir. Yalçın, her iki yanıtın da kendisine yeteri kadar argüman bulabileceği zengin bir siyaset tecrübesi geçirmiştir. Gazetecidir, ama gazeteciliğin nerede bitip, siyasetin nerede başladığının pek belli ol(a)madığı, aradaki sınırın belli belirsiz kaldığı bir geleneğin iyi bir örneğidir. Gençlik yıllarını bir edebiyatçı olarak tamamladığı söylenebilir. Kendisinin ve döneminin edebiyat yaşamını, ilk kez 1935 yılında yayınlanan, Edebi Hatıralar adlı kitabında canlandırmıştır.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.