Suç Dosyaları

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Üç yaşındayken sırra kadem basan kardeşlerini arayan iki kızkardeş, on yıl önce çok sevdiği kızı faili meçhul bir cinayete kurban giden bir baba ve bir sinir krizi sırasında kocasını baltayla öldüren ablasının çocuğunu arayan bir hemşire... Polis kayıtlarında kapanmış görünen bu üç dosya, eski polis yeni özel detektif Jackson Brodie’nin önüne gelir. Brodie dosyaları yeniden açarken, kendi geçmişiyle de yüzleşecektir. Atkinson’ın başarısı, olay örgüsü ve kurguyu öne çıkartan tipik polisiyelerin aksine, kahramanlarının kişiliklerini ve psikolojilerini de ele alarak insani zaaflarla malul, zaman zaman kendilerini trajikomik olayların içinde bulan, kanlı canlı karakterler yaratmasında. Son derece karmaşık ve dokunaklı bir polisiye. Bitirdiğiniz anda başa dönüp yeniden okumak isteyeceksiniz. Guardian

NE KADAR ŞANSLIYDILAR. YAZ TATİLİNİN TAM ORTASINDA bir sıcak hava dalgası, tam da olması gereken yerde. Her sabah onlar uyanmadan, hatta Olivia bile gözlerini açmadan çok önce doğan, daha o saatte bile kızgın ve yapış yapış olan bir güneş yatak odalarının penceresindeki dökümlü ve ince yazlık perdelerde ışık oyunları yaparak yükselirdi. En erken kalkan hep bir horoz kadar dakik Olivia olurdu, öyle ki, üç yıl önceki doğumundan bu yana evde hiç kimse çalar saati kurmaya gerek duymamıştı.
Olivia ailenin en küçüğü olduğu için zamanında hepsinin bir süre kalıp günü geldiğinde de boşalttığı, duvarları çocuk şiirleriyle bezeli duvar kâğıdıyla kaplı, arkadaki küçük odada uyuyordu. Bir masal perisi kadar sevimliydi; o kadar ki, evdeki herkes, hatta Olivia doğmadan önceki beş güzel yıl boyunca ailenin bebeği konumunda hayatın tadını çıkaran ve yerinden edilmesi uzunca bir vakit alan Julia bile bu konuda hemfikirdi.
Anneleri Rosemary, Olivia o kadar şirin ki keşke sonsuza dek bu yaşlarda kalsa, derdi. Annelerinin içlerinden birini tarif ederken bu deyimi kullandığını daha önce hiç duymamışlardı. Hatta genellikle gel bakayım buraya, git başımdan, sessiz olun ve gözdesi olan yapmayın şunu gibi yasaklarla, insanı canından bezdiren emirler içeren kelime dağarcığında bu sözün var olduğunu bile bilmiyorlardı. Bazen anneleri odalarına gelir veya bahçede yanlarına yaklaşırdı; sertçe bakarak, yaptığınız her neyse artık kesin şunu, derdi. Onları, genelde, Sylvia’nın başının altından çıkan yaramazlıklarında suçüstü yakalanmanın mahcubiyeti veya pişmanlığı ile yüz yüze bırakarak geldiği gibi uzaklaşırdı.
Özellikle Sylvia’nın pervasız elebaşılığında haylazlık yapma kapasiteleri açıkçası sınır tanımıyordu. En büyük üç kardeş “azılı yaramazlardı” (herkes aynı fikirdeydi), yaşları annelerinin bile ayırt edemeyeceği kadar birbirine yakındı, öyle ki anneleri onlara bireysel özellikler atfetmekte zorlandığı ve sanki sayıca çok olmaları çocukların hatasıymış gibi bıkkın bir tonla rasgele, JuliaSylviaAmelia sen hangisiysen artık, diye seslendiği için tek bir çocuğa dönüşmüşlerdi. Genelde Olivia insanı canından bezdiren bu azarlamalardan ayrı tutulurdu; Rosemary, bebeği diğerleriyle hiç karıştırmıyor gibiydi.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.