Şiir Konuşması

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Şiir Konuşması, Oktay Rifat’in 1940’lardan 1980’lere uzanan, yaklaşık kırk yıllık düşünsel güzergâhını ortaya koyan yazılarını bir araya getiriyor...

“Azgelişmiş toplumların başlıca özelliklerinden biri de gelişmiş toplumlardan kültür dışalımı yapmalarıdır. Azgelişmişliği işleyen bütün toplumbilimciler bu özelliğin üstünde duruyorlar. Gözlem doğrudur ama eksiktir. Azgelişmiş toplumun sanata, bilime, tekniğe, felsefeye gereksinimi vardır, ama bu gereksinmeye ve bütün çabalara karşın kültür dışalımı gerçekleştirilemiyor. Sanatı ele alalım. Şinasi’den hatta daha öncesinden bu yana Batı sanatına özendik, öykündük, Batı sanatını doyurucu anlamda getirebildik mi? Sözgelimi 19. yüzyılın ikinci yarısında Batı’yı çılgınca saran simgeci akımdan Haşim’in mercan dallarıyla birkaç leyleğinden, Piyale önsözünden başka ne geçti elimize? Batı sanatının, Memet Fuat’ın deyimiyle ‘bir çatışmanın yani bir çöküşün ama aynı zamanda bir oluşun içinde bulunduğunu’ anlamak istemeyenler galiba bu kültüre yanaşamadıkları için karşı çıkıyorlar. Gerici sanat adamının deneylerinden ders almasını bilen ilerici, öğrendiklerini kendi sanatına yararlı kılmayı da beceriyor. Başka bir memlekette bir bunalım felsefesi olan varoluşçuluk, Fransa’da Sartre’ın elinde kılık değiştirerek insancıl bir öğretiye dönüşüyor. Bir Fransız düşünürü Alain, boşalan sanat yelkenini yeniden şişirmek için başka toplumların sanatına öykünmelerini öğütlüyor Fransız sanatçılarına.”

 


Samih Rifat Bey’le Münevver Hanım’ın küçük oğluyum. Eski tarihle 28 Mayıs 1330, yeni tarihle 10 Haziran 1914’te Trabzon’da doğdum. Babam oranın valisiydi. Beş altı aylık İstanbul’a getirmişler. Çocukluğum ve ilk gençliğim Ankara’da geçti. Ankara Lisesi’ni ve Ankara Hukuk Fakültesi’ni bitirdim. 1937 yılında, hukuk doktorası yapmak için, Devlet hesabına, Paris’e gittim. Üç yıl kaldım. Savaş yüzünden hukuk doktoru olamadım. Orhan Veli, Melih Cevdet ve Cahit Sıtkı ile arkadaşlık ettim. Ozanlık dışında her iş bana ikinci derecede bir uğraş göründü. Avukatlık yaparak geçinirim. Parayı pulu sevmem. Bilgisizliği, üstün-körü bilgiye yeğ tutarım. Yalandan, yalancıdan, hele çıkarı için yalan söyleyenden iğrenirim. Sosyalistim. Şiir, sosyalizm ve yalandan sakınma, bana kişiliğimin temel direkleri gibi görünür. Bana kalırsa, şiirin bir ayağı toplumda, bir ayağı kişinin içindedir. Her ozan topluma mal olan, başka bir deyimle, nesnelleşen şiirle ilgili kural, ilke ve düşünceleri bilmek ve öğrenmek zorundadır. Ozan, başka ozanlardan kendine, kendinden başka ozanlara gide gele pişer ve olgunlaşır. Ozanın kendine varışı kolay olmaz. Uzun bir yoldur bu.

 Oktay Rifat

 (Şairlerin Seçtikleri, Antoloji)


 

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.