- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Şeytanın Gör Dediği
-
Kategori:
Edebiyat -
Yazar:
Çetin Altan -
ISBN:
975-363-699-7 -
Sayfa Sayısı:
314 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2000
İşte, son on beş yılda "Şeytanın" Çetin Altan'a "Gör" Dediklerinden bazıları: "Neşe", "Şarap ve Rakı", "Türkiye ve İnsan Hakları", "Gövdesel Şehvet - Beyinsel Şehvet", "Uçuk", "Türklerin Kökeni Değişik Bir Gezegenden mi Geliyor?", "Beslenme Biçiminin Devlet Yapısına Etkisi", "Ne Mutlu 21. Yüzyıllıyım Diyene", "Züppeliğin Toplumsal Yararları", "Öpüş", "Karl Marks'ın Haklılığı Kanıtlanırken..." Köşe yazısını edebiyat düzeyine yükseltmiş bir ustanın penceresinden, -yüzümüzün hatlarını da ortaya çıkartan- seçilmiş 100 yazı. "Sizin hiç Türkçeyle sevişirken çocuğunuz oldu mu?"
Yıllarca önce, ertesi gün üniversite sınavlarına girecek öğrencilere kurs gördükleri okulun konferans salonunda bir konuşma yapıyordum. Kendilerine en çok neden kaygılandıklarını sormuştum. Ortak yanıt şu olmuştu: Bildiklerini hatırlayamamaktan... Yaşları yirmi dolaylarında olan kızlı erkekli gençlere: -- Peki demiştim, dudak dudağa öpüştüğünüz ilk kızı yahut erkeği hatırlayamadığınız hiç oluyor mu? Hep birlikte bağırmışlardı: -- Aynı şey değil, aynı şey değil... Gövdesel şehvet açısından Afrikalılar ile Japonlar, Kızılderililer ile İtalyanlar arasında "adam başına düşen ulusal gelir birimi" türünden alabildiğine uçurumlaşmış farklar görülebilir mi? Aynı yaştaki bir Tacik çiftinin sevişme coşkusuyla, bir İspanyol çiftinin sevişme coşkusu birbirine eşittir. Ya beyinsel coşku, beyinsel şehvet? O neden aynı değil? Konuya gerek kalıtımsallık, gerek beslenme, gerek köylülük-kentlilik gibi "toplumsal-bireysel açılardan bir çok yaklaşım oldu. Ancak varılmış ortak bir sonuç var ki, tartışma götürmeyecek kadar net ve açık...