Senfoniler

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Vladimir Nabokov’un değerlendirmesiyle 20. yüzyılın en büyük dört romanından biri olan Petersburg’un yazarı, ikinci kuşak Rus simgeciliğinin önde gelen temsilcilerinden ünlü Rus şair, kuramcı, romancı ve edebiyat eleştirmeni Andrey Belıy’ın Senfoniler’i, müzik kurallarına göre yazılmış şiirsel bir düzyazıdır. Konuları birbirinden farklı dört senfoninin ana motifi, hayatın sona ermesi ve ölüm sonrası yeni bir hayatın başlangıcına ilişkin apokaliptik ve eskatolojik mitlerdir. Zaman-zamansızlık, dünya-dünyasızlık, ışık-karanlık, Doğu-Batı, gece-gündüz, yukarı-aşağı, iyilik-kötülük gibi karşıtlıkların sıkça kullanıldığı Senfoniler, gerçek dünyadan fantastik dünyaya, ölümden dirilmeye, dünyevi aşktan ilahi aşka çok çeşitli temalarıyla, kral, kraliçe ve şövalyeleriyle, Pan, kurtadam, gnom gibi mitik yaratıklarıyla, insanüstü kahramanlarıyla, Belıy’ın canlı ve çokrenkli anlatım diliyle yoğurduğu, keyifli, aynı zamanda düşündürücü, sıradışı bir yapıt.

1. Kocaman ay, parçalanmış bulutların yanından süzülerek gidiyordu.
2. Orada burada genç akağaçlarla örtülü tepeler yükseliyordu.
3. Çıplak tepeler görünüyordu boydan boya ağaç kütükleriyle dolu.
4. Tek kümede birbirine sokulmuş çamlara bazen rastlanıyordu.
5. Şiddetli bir rüzgâr esiyor, ağaçların uzun dallarını sallıyordu.
6. Çayın kenarına oturdum ve titrek sesle dedim ki:
7. “Nasıl? Hâlâ sağ mısın? Hâlâ uyumadın mı?
8. Uyu, uyu... Ey, harap olmuş yürek!”
9. Yanıt olarak alaycı bir kahkaha duydum: “Uyu... ha, ha,...Uyu... ha, ha, ha...”
10. Bir devin gürlemesiydi bu. Çayın üzerinde kocaman gölgesini gördüm...
11. Ve gözlerimi dehşet içinde gürleyen deve, isyancı doruklara kaldırdığımda, çam ağaçlarının tepelerinden devin gözleri dikildi üzerime.
12. Çayın kenarına oturdum, titrek sesle dedim ki:
13. “Uzun mu, uzun mu sürer odun kesmek? Ve ot biçmek?”
14. Yanıt olarak alaycı bir kahkaha duydum:
15. “Ha, ha... ot biçmek mi? Ha, ha, ha...”
16. Ve gözlerimi dehşet içinde gürleyen doruklara kaldırdığımda, çam ağaçlarının tepelerinin arasından devin yüzünün asıldığını gördüm...
17. Dev beyaz dişlerini gösteriyor ve gülmekten kırılıyordu.
18. Bunun üzerine başımı iyice yere eğdim ve titreyen sesimle şöyle dedim:

19. “Hey, seni genç budala, kukumav ve bozuk laterna!...
20. Kırık bir baston ne işe yarayabilir ki soba odunundan başka?
21. Ey, sen puslu zamansızlık!”
22. ..Ama bu anda sık ağaçların içinden benim çamlık arkadaşım dev fırladı, ellerini böğrüne koyarak alay edip eğlendi benimle.
23. Kulağıma ıslık çalıyor ve aptal burnumun önünde parmaklarını şaklatıyordu.
24. Ve zavallı pılı pırtımı hemen topladım. Oradan uzaklaşıp gittim.
25. Kocaman ay, parçalanmış bulutların yanından süzülerek gidiyordu...
26. Bu gece yüzyıllarca sürecekmiş ve önümde binlerce yıl uzanacakmış gibi geliyordu bana...
27. Pek çok şey görür gibi oluyordum. Pek çok şeyi ilk defa öğrendim...
28. İleride, karşımda, sisli ufukta asık suratlı bir dev koyu mavi bulutlarla oynuyordu.
29. Gümüşsü yıldırımla parıldayan mavi bulut yumağını kaldırıyordu.
30. Kaslarını gerdi ve kükredi vahşi bir hayvan gibi...
31. Gümüşsü yıldırım çılgın gözlerini kamaştırmıştı.
32. Taş gibi soluk yüzü al al olmuş, ansız parlamadan ve patlamadan ışıldamıştı...
33. Ayaklarının dibine sığınan mavi bulut kümelerini böyle kaldırıyordu...
34. Bulutları böyle parçalıyor ve etrafına savuruyordu, dudaklarından da fırtına şarkıları dökülüyordu...
35. Ve, Titan’ın bu gayretini görünce, ben de kükredim.
36. İşte, koyu mavi bulutu güçlü omuzlarına kaldırdı ve mavi bulutla geniş ufuk boyunca yürüdü...
37. İşte, asık suratlı titan yırtıldı ve çöktü ve şimşekler içinde parıldayan taş gibi soluk yüzü son bir defa göründü bulut yarıklarında...

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.