Övgü

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Rachel Cusk, “Çerçeve”yle başlayıp Geçiş’le sürdürdüğü ses getiren üçlemesini “Övgü” ile tamamlıyor.

Bir edebiyat festivaline katılmak için Brexit’in gölgesindeki İngiltere’den Avrupa’nın güneyindeki bir ülkeye seyahat eden romancı Faye, etkinlikler için çeşitli mekânlar arasında mekik dokurken bir yandan da yazarlar, yayıncılar, çevirmenler ve gazetecilerle sohbet eder. Günümüzde sanatın ve edebiyatın işlevi, evlilik ve aile, özgürlük ve adalet gibi konulara temas eden bu konuşmaların her biri, bir romanın derinliğine sahip öyküler meydana getirir. Erkeklerin açık ve gizli güç gösterileri içinde kadınların nefes alma çabasının giderek daha çok belirginlik kazandığı bir kapanışla, Cusk’ın üçlemesi unutulmaz bir sona kavuşuyor.

“Cusk hem radikal hem de güzel olabilen bir şeye ulaşmış... Nefes kesici bir başarı.” - The New Yorker

“Çerçeve, Geçiş ve Övgü, 21. yüzyıl İngiliz edebiyatında bir dönüm noktası; bir sanatçının kendi yolunu çizme yönündeki sarsılmaz çabalarının vardığı zirve.” - The Guardian

“Cusk’ın, okumaktan çok düşünmeye yakın bir tecrübe sunan üçlemesi yaşamaya devam edecek gibi görünüyor.” - The Times Literary Supplement

Uçakta yanımda oturan adam öyle uzun boyluydu ki, koltuğuna sığamıyordu. Kolları koltuğun kolçaklarından dışarı taşıyor, dizleri önündeki koltuğun arkalığının ardında sıkıştığı için her kıpırdadığında önde oturan kişi canı sıkılmış bir halde dönüp ters ters bakıyordu. Adam bacak bacak üstüne atıp sonra tekrar düz oturarak kıvranıp dururken, sağındaki kişiye istemeden bir tekme attı.

“Affedersiniz” dedi.
Birkaç dakika, ellerini kucağında kavuşturup burun deliklerinden derin derin soluyarak kıpırdamadan oturdu, ama kısa bir süre sonra huzursuzlanmaya başladı ve yine bacaklarını kıpırdatmaya çalışınca ön sıra bütünüyle ileri geri sallanmaya başladı. Sonunda benimle yer değiştirmek isteyip istemediğini sordum, zira ben koridor tarafındaki koltukta oturuyordum. Adam, sanki ona bir iş fırsatı sunmuşum gibi teklifimi canıgönülden kabul etti.

“Ben genelde business class’ta yolculuk ederim” diye açıkladı ikimiz de ayağa kalkıp yer değiştirirken. “Orada bacakların sığacağı koltuk araları çok daha geniş.”
Bacaklarını koridora doğru uzattı ve başını koltuğun arkalığına huzur içinde yasladı.
“Çok teşekkür ederim” dedi.

Uçak pistte yavaş yavaş ilerlemeye başladı. Koltuk komşum halinden memnun iç çekti ve görünüşe göre neredeyse bir saniye içinde uykuya daldı. Koridorda bir hostes göründü ve komşumun bacaklarının önünde durdu.

“Beyefendi?” dedi. “Beyefendi?”
Komşum sıçrayıp uyandı ve hostesin geçebilmesi için beceriksizce derlenip toparlanıp tekrar önündeki dar alana sıkıştı. Uçak birkaç dakika durakladı, sonra tekrar öne atılıp bir kez daha durakladı. Pencereden, önde kuyruğa girmiş sıralarını bekleyen uçaklar görülebiliyordu. Tekrar uykuya dalan adamın kafası öne düştü ve kısa süre sonra bacakları yine koridora yayıldı. Hostes geri döndü.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.