Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Osmanlı Devleti’nin son silkinme dönemi sayılabilecek II. Meşrutiyet ortamında yetişen ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında özellikle Ankara’da olgun eserlerini veren Arif Hikmet Koyunoğlu’nun yaşam öyküsü ve anıları.

“Ulusal Mimarlık” akımının önemli bir temsilcisi olarak belirip 1930’lara doğru “Modern Mimarlık” anlayışına yaklaşmasının belgeleri ve değerlendirilmesi. Son olarak da Selçuklu-Osmanlı mimarlık tarihine ve döneminin mimarlığına ilişkin tüm yazıları, eleştirileri.

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e aydın bir mimarın bütüncül bir portresi.

Koyunoğlu ve Milli Mimari


Arif Hikmet Koyunoğlu’nun mimarlık yaşamının  ilk bölümü, eğitimi de dahil, Milli Mimari dönemi içinde yer alır. Koyunoğlu  mimarlık eğitimi sırasında, daha 16 yaşında, yeni yeni biçimlenip yayılmakta  olan bu anlayışla karşılaşmıştır. Onun gibi çevresine çok açık bir gencin, bu  mimarlık üslubunun kaynaklandığı düşünce sistemine de ilgi ve merak duymaması  olanaksızdır. Nitekim Koyunoğlu o günlerde yeni kurulan Türk Ocağı’na üye  olmuştur. Ancak, Ocak’ın siyasal etkinlikleriyle hiç ilgilenmemiştir, hatta  Türkçülüğün siyasal yanının belki farkında bile değildir. Çökme noktasına  yaklaşmış bir devletin aydın bir bireyi olarak o, kurtuluşun kendi öz, “milli”  değerlerine dönmekte olduğu savındaki bir düşüncenin, mimarlık başta olmak  üzere sanat alanındaki yansımalarından etkilenmiş, onları kendine yakın  bulmuştur. Türk Ocağı ile ilişkisini anılarında şöyle anlatıyor: “Türk Ocağı açılmıştı. Bu benim  amacıma uygun bir teşekküldü. Türklüğün yükselmesi, bu aziz milletin bütün  anlamıyla yüksek bir seviyeye ulaşması için çaba sarf eden bu hayırlı cemiyet  benim çalışmalarım için de ideal bir yer olacaktı. Ben de ona  katıldım ve kendi alanımda, Ocak büyüklerinin de teşvikiyle senelerce çalıştım.  Ocak’ın asıl beğendiğim hali, onun hiçbir siyasi teşekkülle alakadar olmaması, yalnız ilm ü irfan  sahasında ve hiçbir tesir altında kalmayarak çalışması idi. İlmi, fenni, edebi  konferanslar; lisan, musıki dersleri verilirdi ve büyük kitaplığımızda yüzlerce  genç istedikleri gibi serbestçe çalışırlardı.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.