Öğrenmenin Yaşı Yok 1: Meraklısına Darwin

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Darwin ve evrimle ilgili sorulara cevap arayan, evrim düşüncesinin nasıl ortaya çıktığını ve zaman içinde nasıl geliştiğini öğrenmek isteyen yediden yetmişe tüm meraklılar için elzem bir kitap.

Meraklısına Darwin, öğrenmeye  meraklı bir çocuğun evrim hakkında sorduğu sorulara, bu konuda araştırmalarını yürüten, Collège de France’ta öğretim üyesi olarak görev yapan Pascal Picq’in verdiği cevaplardan oluşuyor.

Evrim Nedir?  Takım, familya, cins, tür nedir, niçin hayvanların Latince iki adı vardır? Canlılar nasıl sınıflanır? Sınıflama fikri kimden çıkmıştır? Darwin’den önce evrim düşüncesi var mıydı? Darwin’in evrime katkısı nedir? gibi evrim ve canlılarla ilgili bir çok soruya konunun elverdiği kadarıyla basit cevaplar veriyor.

Çocuklarım artık kocaman oldu. İnsanın soyunu araştıran paleoantropolog bir babanın hikâyeleriyle büyüdüler. Bu nedenle bu kitabı onlara yazmadım. Onlar en mükemmel anlatının, evrimin içinde yetiştiler. Yine de bu kitap, ta ilkokul sıralarından üniversite amfilerinde ders gördükleri zamana kadar bana anlattıklarından, bazen de öğretmenlerinin evrim ve özellikle de insan hakkındaki tutarsız düşüncelerine karşı duydukları öfkeden doğmuştur.
Çok uzun zaman önce üç çocuğumdan en büyüğü olan kızım, “yarın insanın maymun soyundan nasıl geldiğini göreceğiz” diyerek dersi bitiren ilkokul öğretmeni hakkında bana bir anekdot anlattı. Kızım, “Öğretmenim, insan maymundan gelmemiştir!” demiş. Öğretmen, “Sen evrim kuramına inanmıyorsun; erkeklerin ve kadınların Adem ve Havva’dan geldiğini düşünüyorsun...” diye karşılık vermiş. Kızım da, “Hiç ilgisi yok. İnsan, maymunlar familyasının bir üyesidir ve içlerinde ortak bir atayı paylaştığımız şempanzeler gibi bize daha yakın olanları vardır” demiş. Öğretmen şaşırmış, sonunda dersi ben vermiştim. Yaklaşık on yıl sonra, bugün tıp öğrencisi olan kızım meslektaşlarımın evrim kuramı, bir başka deyişle insanoğlu ve hayat üstüne anlamsız sohbetlerini bana anlatıyor.
İki küçük oğlum da evrim konusunda çeşitli basmakalıp ve yanlış yorumları bana sürekli aktarmaktan geri kalmazlardı; ama biyolojiyle çok fazla ilgili olmayan alanlara yöneldikleri için böyle durumlarla artık fazla karşılaşmıyorlar. Bu, son yıllarda göze çarpan bir değişimi yansıtıyor: Öğretmenler bu sorunu ele alma konusunda gittikçe daha kararsız gözüküyor. Bunun iki nedeni var: Birincisi iyi yetiştirilmemiş olmaları, bundan dolayı onları suçlayamayız; ikincisi ise yukarıda sözünü ettiğim, kızım ile öğretmeni arasında geçen küçük diyaloğun köktendinciliğin dönüşüyle birlikte dramatik ve kimi zaman da şiddetli bir hal almış olması. Duyulmamış şey ama, bazen velilerin derslere karıştığı oluyor. Ama tuhaf bir şekilde fen derslerine itiraz etmek için; bu, laikliğe karşı kabul edilmesi mümkün olmayan bir saldırıdır. Ya da üniversitede öğrenciler yakın zamanda Lyon’da gördüğümüz gibi, biyoloji dersini kesintiye uğratacak kadar ileri gidebiliyorlar.
Neden anlatıların en muhteşemi bu kadar anlayışsızlık ve hatta itirazla karşılanıyor? Birkaç yıl önce, ilkokuldan lise sona kadar verdiğim derslerde, karmaşık ama aynı zamanda basit bir bilimsel anlatıyı anlamaya başlayan öğrencilerin gözlerinin parladığını görüyordum.
Jean-Marc Lévy-Leblond bana evrim konusunda bir kitap yazmamı önerdiğinde evrimin ne olduğunu anlayan ve keşfeden genç öğrencilerin o neşeli anlarını hatırladım. Bu gençlerin, evrim kuramını sabırla oluşturan değerli bilimadamlarının düşüncelerini kendiliklerinden yeniden oluştururlarken ortaya koydukları mantıklı düşünceler beni büyülemişti. Çünkü iş basit: Hayvan türlerini gözlemlemek, karşılaştırmak, sınıflandırmak ve sonra anlamaya çalışmak gerekiyor. Bu şahane bir entelektüel özgürlük, keşif ve tartışma alıştırmasıdır. Evreka! Kim demiş bilim, dünyanın büyüsünü bozar diye? Mutlaka cahilin biri olmalı, çünkü bütün korkular cehaletten ve cehalette ısrar edilmesinden beslenir.
Bu kitabı neden yalnızca (gelecekteki) torunlarıma değil de torunlarımıza ithaf ediyorum? Yanıtı evrimde yatıyor; çünkü göreceğimiz gibi, evrim bir felaketler silsilesi ya da en becerikli olanın hayatta kalması değildir. En güçlü olanın kanunu hiç değildir. Söz konusu olan, yalnızca “ortak atadan değişerek türeme”dir. Nasıl mı? Kitabın konusu bu. Sevgili çocuklar, sevgili gençler, sizin çocuklarınızdan, çocuklarınızın çocuklarından zaman içinde “değişerek türeme” içinde yeni bir insan türü doğabilir. Belki de birden fazla insan türü doğacaktır ya da evrimimizin ne olacağını bilmediğimizden insan türü belki de hiçbir değişikliğe uğramayacaktır. İşte evrimi anlamak, bunu bilmek demektir.

Foulanges, Ekim 2008.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.