Ne Güzel Günlermiş!

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Aydın Boysan, "Ne Güzel Günlermiş! "başlığı altında topladığı son yazılarında siyasetten şiir ve müziğe, gündelik hayattan uzay ve evrene uzanan geniş ilgi alanı içinde, daldan dala dolaşırken, olaylara, insanlara ve eşyaya mizah gözlüğü ile bakıyor.

Giderayak Kurtulmak

Hangi günahı, hangi makam affetme yetkisine sahiptir?.. Bu işlerin, bir kaydı-kuydu olmalı! Hangi günah, ne ceza alır bilinmeli! Tıpkı ceza kanunu gibi olmalı!.. Suçlar da, cezalar da açıkça bilinmeli. Alalım, Hıristiyanlığı... Öteki dinler de çok farklı değil ya, neyse... Örneğin günah çıkartan papazın yetkileri, sınırsız olamaz ya! Kiliseye parayı bastıran da, her günahı işleyemez ki! Yani iyi Hıristiyanlık, yalnız züğürtlere mi kalmalı! Bütün ömrü boyunca, tüm hınzırlıkları yapanların bile, öbür tarafa gidiş yaklaşırken, yüreklerine korku dolar, dindar olmaya ya da görünmeye girişirler. İsveçli Piskopos Söderblom, henüz köy papazı olduğu sırada bir hastaya çağrılıyor. Ölüm döşeğinde halsiz yatan hasta, hemen vaftiz edilmek istiyor. Bunun üzerine Söderblom hastaya, usulen soruyor: “Şeytanı ve eserlerini, sonsuza dek lanetler misin?” Hasta inleyerek yanıt veriyor: “Artık, lanetlemeye bile takatım kalmadı...” Hiçbir din, kendi inançlılarının umudunu, son nefeslerine kadar kırmaz. Giderayak da olsa... Edepsiz şiirler yazmış olan bir Fransız yaşamış. Üstelik papaz... Üstelik zındık Voltaire’in bile dostu. Bu nedenlerle ileri yaşında ağır hastalanınca, yüreğini cehennem korkusu sarıyor. Çağrısı üzerine gelen başpapaza soruyor: “Cehenneme gitmekten kurtulmak için, ne yapmalıyım?” Başpapaz yanıt veriyor: “Çapkınlıkla ilgili edebiyat yapmaktan, vazgeçeceksin!” Papaz kendine güvenemiyor: “Ya duramazsam?” Başpapaz açıklıyor: “Yalnız cehennem ateşinde yanmakla kurtulamayacaksın, sonsuza kadar yuhalanacaksın!” Son nefese kadar umut kırmamak düzeni, Müslümanlıkta da bulunuyor. “Allah’tan başka Allah olmadığına, Hazreti Muhammet’in, Allah’ın Resul’ü olduğuna” son nefeste inanan, yani kelimei şahadet getiren, Müslüman kabul edilir, doğru cennete gider. Bir Bektaşi ile bir Musevi, uzun yıllar yakın dost olmuşlar. Karşılıklı yardımlaşmışlar. Günün birinde Bektaşiye, Musevi dostunun ağır hasta olduğu, ölüm döşeğinde yattığı haberi gelmiş, Bektaşi derhal, dostunun yanına koşmuş. Hastanın iyileşmesi için, herkes kendi dininde sessizce dua ediyor. Hasta da, dudaklarını oynatıp duruyor. Bektaşi bir yandan dua ederken, öte yandan bir eliyle, hastanın ağzını kapatıyor. Sonradan, niçin öyle yaptığını soranlara, açıklıyor: “Bizim cennete gidebilmek için, ömür boyu çekmediğimiz kalmadı. Oysa Musevi dostum, giderayak tek bir kelimei şahadet getirse, sorgusuz sualsiz doğru Müslüman cennetine gidecek... Buna razı değilim.”

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.