- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Korku Benim Sahibim
-
Kategori:
Edebiyat / Roman -
Yazar:
Filiz Özdem -
ISBN:
978-975-08-1283-5 -
Sayfa Sayısı:
128 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ağustos 2007 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
3. Baskı / Mart 2022
Yazar kitabında iç içe geçen arayışlarla iç içe geçen korkuları anlatıyor. Etnik kimliğinin peşine düşen Sude, dedesinin izini çocukluk anılarında sürerken, gerçek, anılar ve düşler birbirine karışıyor. Her uyanış ise, kaybedilmiş bir sevgiliye sonsuza kadar kavuşamayacak olmakla bir yüzleşme. Şimdiki zamandan üç kuşak öteye gidip gelen düşüncelerin dehlizinde “…taştan kapılar, her kapının üzerinde yazılar, yazılarda sesler var…” Yazar bu kapıları aralıyor.
Tarih makas değiştiriyor. Evler yer değiştiriyor, yataklar, hayatlar, hayaller, tapınaklar yer değiştiriyor. Acılar derinleşiyor, kayıplar büyüyor. Dualar, ilenmeler birbirine karışıyor. Bir kadının yüzü hiç gülmez oluyor. Dilini bağlıyor. Eve hapsediyor kendini. Şarıl şarıl sular akıyor, kazanlar kaynıyor, sakız gibi çamaşırlar iplerde sallanıyor. Sallana sallana kaskatı buz kesiliyor, giyilirken kırılıp dökülüyor, un ufak oluyor. Hiçbir şey üstünü örtmez oluyor kadının, öyle anadan üryan. Külle ovuluyor bakır tencereler. Fırçalar taşlara sürtülüyor, sürtülüyor. Ahşaplar ovuluyor. Lekesiz camlarda yansılar kırılıyor. Yünler tiftikleniyor, atılıyor, yorganlar sırınıyor, üstlere çekiliyor, ısıtmıyor, ısıtmıyor. Hep soğuk. Yünler yastıklara bir dolduruluyor, bir boşaltılıyor. Yıkanıyor, asılıyor. Öleceğini anlayıp da meleyen koyunların kanları kuruyan yünlerden sızıyor. Tırnak aralarına, duvar diplerine, taşların çentiğine, merdivenlere, raflara, çekmecelere, kapı altlarına, sokaklara... Kadın ellerini yıkıyor, taşları ovuyor yine, rafları döküyor, çekmeceleri, kapıyı örtüyor, çıkmıyor sokağa. Gül Hanım diyor herkes ona. Hanım gül. Gülmüyor. Dikenleri uzuyor. Kayıtlarda adı Ayşe diye geçiyor. Kâğıt üstünde bir isim. Kocası Melkon, Melkon’un babası Avadis, annesi İhsabet. İhsabet’in babası Garabet, annesi Nazlı. Gül Nine’in babası Agop, annesi Maryam. Peki ninemin asıl adı neydi? Aile adları neydi? Peki dedemin adı neydi? Anası ona hangi adla seslenerek ninniler söylemişti?