Kirli Küçük Yalanlar

Dr. Sandra Bantam bedenine yeniden saplanan bıçağı izliyor. Bir duraklama, bir anlık soluklanma, yanan yaralarını hissetme, bıçak geri çekilirken sızan kırmızılığı görme şansı oluyor.
Bir çığlık atıyor, acı patlamalarla yayılıyor. Duyuları aynı anda hem uyuşmuş hem de keskinleşmiş, sersemlemiş, gözleri açılıp kapanıyor, titriyor, midesi bulanıyor. Öfkeli yara öbeklerinden sızan kan beraberinde bedeninin sıcaklığını da götürüyor gibi. Bantam daha önce erkeklerin elinden çıkmış bunun gibi birçok işe tanık olmuştu. Bıçakla oyan, boğan, ırza geçen ve öldüren erkekler. Sayısız vesileyle sonuçlarını ve geride bıraktıklarını görmüştü. Ama asıl olayı hiç. O acı, dehşetli, korkunç olayı.
Başlangıçta, neredeyse tam bir gün önce, seks olacağını sanmıştı. Başka neden yalnız bir kadına evinde saldıracaktı ki? Başka neden yatak odasında çırılçıplak ve korunmasız halde onu bağlayacaktı ki? Korkunç bir saniye için, vücuduna elindeki çeliğin yerine adamın etinin girmesini yeğleyeceğini fark etti. Ama adamın amacı hiç bu olmamıştı. Bilgi istiyordu o. Püskürürcesine yoğun ve hızlı bir soru saldırısı başladı. Nerede o? Reuben Maitland nerede? Ne yapıyor? Nerede çalışıyor? Adresi ne?
Dr. Sandra Bantam göz aklarındaki kılcal damarların patladığını biliyor. Çok kan kaybettiğini biliyor. Vücut ısısının düşmekte olduğunu biliyor. Soluk almak için mücadele ederken, yine adamın neden Reuben’i bu kadar çok istediğini merak ediyor. Reuben ne yaptı? İstediği nedir? Ve bir saniyeliğine tek görebildiği yüz Reuben’inki oluyor. O anda tüm kesikler, tekmeler ve yumruklar kadar etini oyan derin bir acıyla ondan nefret ediyor.
Ve artık merak kalmıyor. Sandra sorgulamanın kesileceği gerçeğini hesaba katıyor. Kendine, işkenceci istediklerini alamayınca ne olacak, diye soruyor. Istırap mide bulandırıcı bir dalga halinde yükseliyor ve sonra diniyor.

Ya sonra?