Kayıt Dışı Anılar

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Ahmet Murat, Kayıt Dışı Anılar’ında bizi büsbütün değilse de hemen hemen yok olmuş bir dönemin, 1940’ların, 1950’lerin istanbul’una götürüyor. Çocukluk ve ilkgençlik yıllarını geçirdiği ve ilişkisini hiç koparmadığı Beşiktaş’ın anılarda ağırlıklı bir yeri var.

Bir Zamanlar Beşiktaş-Topografik Anatomi Dolmabahçe’den gelip Ortaköy’e doğru giden tramvay, çocukluk dünyamı ikiye bölerdi. Deniz tarafında kalan bölüm gündüz, kara tarafında kalan Köyiçi ise gece yaşama alanımız idi. Deniz tarafında kalan bölümde Dolmabahçe Sarayı ve müştemilatının duvarlarından sonra, tek katlı, sarı eski bir bina olan hamam yer alıyordu. Cadde boyu hamamın önünde küçük, mütevazı, terzi, çorapçı gibi dükkânlar vardı. Burada daha derli toplu, bir ara muhtarlık da yapmış olan Kemal’in şekerci dükkânı ve Arnavut işkembeci bulunuyordu. İşkembecinin yanı ndan, arkada yer alan kereste deposuna girilirdi. Yaz günleri, işkembecinin sarmısak kokuları ile, kerestecinin ağaç ve talaş kokuları tam bir tezat teşkil ederdi. Gayrimüslim keresteciye neden “çorbacı” diye hitap edildiğini hâlâ bilmiyorum. Keresteciden sonra, o zamanlar Beşiktaş’ın en popüler lokantası “Hüsnü Tabiat” yer alırdı. Geniş bir cephesi ve arkasında, yaz günleri geç saatlere kadar yenip içilen bahçesi mevcuttu. Daha sonra Recep Amca’nın börekçi dükkânı ve küçük bir kahve gelirdi. Kahveden sonra babamın dükkânı çıkmaz sokağın köşesini teşkil ediyordu. Bizim dükkânın tam karşısı şimdiki Ortabahçe caddesinin girişine bakardı. Çıkmaz sokağın öbür köşesinde Faik Kuru’nun tek katlı ahşap kahvesi yer alıyordu. Çıkmaz sokağın sol tarafında daha çok bekârların kaldığı, Madam Mari’nin iki katlı beton hanı bulunuyordu. Hanın kahveye bitişik ucunda Foto Yusuf’un minik dükkânı yer alırdı.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.