- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Karşıdüşünce - Vatan Gazetesi Yazıları 1961-1962
-
Kategori:
Edebiyat -
Yazar:
Fazıl Hüsnü Dağlarca -
Hazırlayan:
Erol Gökşen -
ISBN:
978-975-08-4308-2 -
Sayfa Sayısı:
136 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ağustos 2018
Uygarlık ekmekle, suyla, havayla beslenmez. Karşıdüşüncedir uygarlığı doğuran, yaşatan, geliştiren. Her çağda bizi uyanık tutan karşıdüşüncelerdir. “Elmanın yere düşmesinden”, “Aya değen ilk güdümlü mermiye”dek.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 1961-1962 yıllarında yayımlanan,“aforizma tılsımlı” "Vatan" Gazetesi yazıları Türkçeyi “ses bayrağım” diye niteleyen şairin dönemin ruhundan da beslenen düşünme pratiğini gösterirken, gerek felsefi içerikleriyle asıl yapıtı Şiirine açılan yalınlığı ve yoğunluğu birleştirerek belirli bir dil estetiğini, gerek kendi sözlüğünü ve gramerini oluşturması açısından belirli bir dil etiğini öne çıkarıyor.
Toplumun düşünmediği, ağacın durduğundan. Senin yürüdüğünden toplumun düşündüğü.
Eskiden Kurtulmak
Eskiden kurtulmak kendimizi yenilemektir.
*
Köksüzleşmek değildir eskiden kurtulmak. Eskinin geleneklerini gün ışığına çıkarmaktır.
*
Eski üstümüzdeyken “eskimiş” değildir. Ondan ayrılabiliyor muyuz? İşte o eskidir artık.
*
Eski bir adamdır, bir düşüncedir, bir tutumdur. Artık “değişmemesi ”dir onu belli eden.
*
Eskiden kurtulmak kolay olsa her gün kurtulurduk. Eskiden her gün kurtulabilen uluslar yükselişe öteki uluslardan önce varmışlardır.
*
Yeni eskinin tersi değildir. Yeni eskinin karşıtı da değildir. Eskinin “değişme”sidir yeni.
*
Eskiden kurtulmak, her an bir önceki andan kurtulmakla başlar.
*
Burda demek istediğimiz kurtuluş, bir bitkinin tohumdan yaprağa dek değişmesiyle anlatılabilir. Eski geleceğe dek bir “değişim”dir burda.