Karakalem Requiem

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Emekliye ayrilma partisi veren, kendi açtigi siir yarismasina katilan, bir tarih kitabi düsleyen padisahlardan dem vuran yüz parçali bir yazi. Ilhan Durusel, gelenekseli çagdas bir kalemle yeniden yaziyor. 1965 dogumlu yazar, Lehigh Üniversitesi’nde kütüphaneci. “Yeni Yazi” dizisi ise, edebiyata yeni bir bakis açisi getiriyor. Bunu yaparken de türler arasi geçisleri özendirerek kaliplarin disina çikmaya çalisan deneyimli/deneyimsiz yazarlarin yapitlarina yer veriyor.

1. Kirk mektup

Kirk mektup getiriyor kirk kus. Ilkinden baslayip sonuncuya dogru okuyorum. Kirkinci mektup son mektup degil. Ilk mektuba baglanan bitmemis bir cümleyle bitiyor. Böyle kirk kez okuyorum kirk mektubu. Kirkinci okumamda anliyorum ki kuslarin getirdikleri benim bir zamanlar postaladigim mektuplar. Bütün hayatim boyunca kirk mektup atmisim ve hepsi önümdeler simdi. Ama hangisini ne zaman, kime yazmisim bir türlü çikaramiyorum. Sanki hepsi ayni anda, ayni kisiye yazilmislar gibi. Ama ayni zamanda farkli yerlerde, farkli kisilere, bambaska seyleri söylemek için yazilmislarcasina ya da ulasmislarcasina okunuyorlar. Sonra anliyorum ki, çocuklugumdan ergenligime, yetiskinligime, kocalmisligima gönderdigim seyler bunlar. Anladigimda, mektuplar karisiyor, siralari bozuluyor. Bir de böyle okuyorum. Simdi baska anlamlara geliyorlar ve yasliligimdan çocukluguma yazilmislar gibi bilgelik yüklüler. Yedinciyi saymazsak elbet.


2. Baba kanser

Baba kanser, ölüyor. Oglu dört yasinda. Her yasgününde bir kitap yapmisti çocuk için. Baba kirk yasinda. Kirk günü var ölmek için. Yasanacak kirk gün. Uyumaya kirk gece. Kirk gün, kirk gece. Baba yazar ve elinden resim-is de geliyor. Oglu için her yasgününde bir tanesi açilmak üzere kitaplar yaparak bitirmek istiyor hayta hayat macerasini. Sanati seven ama sanatçilardan haz etmeyen bir kadi-asker baba. Yillar içinde çocuk keder ve gururla büyüyor, bir oglu oluyor otuz altinci kitapta anlatildigi gibi. Merakla, açiyor her yasgününde bu Japon tarzi kutu kitaplari. Çocugun otuz dokuzuncu yasgününden önce anne ölüyor. Ve sandik çocuga kaliyor. Babanin kirk kitap yapabildigini o zaman fark ediyor öksüz. Sadece kirk tane. Batiyordu bir yengeç ates rengi burçlarda yansiyan sularda. “Iyilesen kanser iyilik midir?” diye soruyordular. “Kanseri yendim” diyordu inatla baba. “Kanser degildin o zaman” diyordular.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.