Kapalı Kitap

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Geçirdiği trafik kazasında gözlerini kaybeden ünlü yazar, yıllar sonra tekrar yazmaya karar verir. Ama ihtiyacı olan tek şey vardır: "Gözleri" olabilecek biri. Kitabın yazılmasıyla başlayan esrarengiz olaylar zinciri, her gün yeni bir korku ve gerilim halkasının eklenmesiyle uzar gider. Ta ki geçmişe ait son halka eklenene kadar... Ünlü İngiliz yazar Gilbert Adair'in Kapalı Kitap'ı Türkçede ilk defa yayımlandı. Sırada Kulenin Anahtarı var.

Düşünüyorum da, genel olarak, ondan hoşlandım. Dikkatsiz, hatta sallapati, edebiyata hiç meyli yok, mükemmel de değil -ama insanın bir gazeteye ilan vererek mükemmeli elde etmesi zor zaten. Yine de işimi haydi haydi görür. Şu banyodaki sinir bozucu durumun altından da iyi kalktı neticede. Alametler iyi. * * * "Hazır mısın John?" "Evet, her şey hazır. Mac homurdanıyor. Yeni bir dosya açtım. Adını Hakikat koydum." "Hakikat mi?" "Hakikat ve Sonuçları'nın kısaltması. Başlığın tümü fazla uzun olurdu." "Anladım. Hakikat ha? Biraz fazla iddialı değil mi? Ama o kadar da kötü sayılmaz. Hakikat olsun bakalım." "Tarih atayım mı?" "Tarih mi? Evet, neden olmasın? '1999-Bahar' yaz." " '1999 Bahar'. Tamam. Eee -tam olarak nasıl çalışacağız şimdi?" "Bu kitap hem gerçek anlamda, hem de metaforik olarak daha ziyade körlük hakkında olacak; niyetim bu konu üzerine bir dizi kopuk kopuk düşünceyle işe başlamak. Prelüd gibi bir şeyle." "Yaa." "Tuhaf şey. Körlük benim takıntılarımdan, imzamı taşıyan temalardan olmamıştır hiç. Hayat bu, belli olmuyor. Aniden önüne, daha önce olanların seni hiç hazırlamadığı bir doruk noktası çıkarıp atıyor." "Mmm." "Neyse, bu düşüncelerin ilki sadece körlük değil gözsüzlük üzerine odaklansın istiyorum. Bana öyle geliyor ki, anlatı kronolojisinin söz konusu olmadığı böyle bir kitapta metin için daha güçlü bir başlangıç noktası olamaz. Bu arada sana bir şey soracaktım John." "Evet?" "Senden not etmeni rica ettiğim şu küçük vecizeyi bir kenara yazdın mı?" "Vecize mi?" "Hani ayı bir Japon filminin adına benzetmiştim ya?" "Aman Tanrım, hayır. Belli ki yazmamışım." "Belli ki yazmamışsın. Baksana bana hatırlatmanı sana ben hatırlatıyorum. Lütfen şimdi bir kenara not et, bu akşam yürüyüşe çıktığımızda defteri yanına almayı da unutma." "Peki. Gerçi o kadar da aylaklık yaptım sayılmaz. Bu sabah Mac'i kurarken Notlar diye bir dosya oluşturmanın iyi olacağını düşünmüştüm. Senin vecizeyi hemen şimdi yazıveririm. Bir saniyede şip şak." "İyi fikir. Deyim yerindeyse en route gelebilecek herhangi bir şey için o dosyayı hazır tut. Bazen John, bir yazarın kelime-akışı sorunu denebilecek bir sıkıntısı olabilir. Bu nakit-akışı sorunu gibi bir şeydir ama burada para değil kelimeler söz konusu. Söyleyecek kelamı kalmadığı, yani iflas ettiği için düşmez bu duruma, sadece sözcükler gerektiği gibi kolaylıkla akmıyordur. Bazen notlara, hatta uzun zaman önce karalanmış notlara, insanın çoktan unuttuğu fikirlere bakmak özsularının yeniden harekete geçmesini sağlar. İnan bana ne dediğimi biliyorum. Tecrübeyle sabittir."

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.