- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Kaleydoskop
-
Kategori:
Sanat -
Yazar:
Selçuk Demirel -
ISBN:
978-975-08-1362-7 -
Sayfa Sayısı:
232 -
Ölçü:
16.5 x 24 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Şubat 2008 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
2. Baskı / Haziran 2012
Elinizdeki bu kitaba, Selçuk, Kaleydoskop adını vermiş. Yani çocukluğumuzun çiçek dürbünü. Bu çiçek dürbününü çevire çevire bakın. Hiç kuşkum yok, benim sözcüklerimin betimlemeye, yorumlamaya yetmeyeceği bir çizgi ve renk dünyasında yolculuğa çıkacaksınız sizler de benim gibi. Söze başlarken ne dedim: Selçuk’un çizgilerinin sözcüklere gereksinimi yok. Ferit Edgü
Selçuk’un Çiçek Dürbünü
Selçuk’un çizdiklerinin sözcüklere gereksinimi yok. Onun çizgileri; olayları, düşünceleri, duyguları, hatta kavramları görünür kılıyor. Bir gazete haberini, bir söyleşiyi, bir öyküyü, bir şiiri okur gibi okuyoruz onun çizdiklerini. En karmaşık olanı çözümleyip en yalın bir biçimde dile getirdiği için de, dünyanın dört bir yanındaki insanlar, Selçuk’un dünyasına kolaylıkla giriyor. Çünkü bu dünyada ne cinsiyet var ne de milliyet. Selçuk’un dünyası dedim... Bu dünya, söylemeye gerek mi var, iki boyutlu ak bir kâğıt üzerindeki çizgi ve renklerden oluşuyor. Günlük yaşamın bize sunduğu görüntüleri, çoğu kez tersine çevirip resmediyor. Bu nedenle de gözümüzden çok, aklımıza sesleniyor. Ama gözümüze de sesleniyor, çünkü anlatmak ya da bizlere iletmek istediklerini, ilk aşamada gözümüzün “okuyacağını” biliyor. Yapıtlarında bir uyum var. Oysa, uyumsuzun teki o. (Az kalsın “tekiri” diyecektim.) Aklın sınırlarını, mantığın zorlamalarını elinin tersiyle iteleyip nesnelerle insanlar arasında sorgulayıcı bir yaklaşımla düşsel ilişkileri geliştiriyor. Bu yönüyle de bütün gerçeküstücülere, ama özellikle Magritte’e selamlar gönderiyor. Selçuk’un yıllar boyunca çizdiklerini yakından izlemiş biri olarak, onun, her sabah uyandığında, çevresini, insanları, nesneleri (hatta kedileri), kısacası dünyayı ilk kez gördüğünü düşünürüm. Ortak dostumuz Abidin Dino da, yıllar önce, Selçuk’un geceleri karanlıkta, evindeki yatağında gözleri açık uyuduğunu ya da gözleri içeri dönük düşler seyrettiğini yazmıştı. Bunda şaşılacak bir şey yok: Her gerçek sanatçı dünyayı böyle seyreder. Böyle seyrettiği içindir ki, bizi, dış dünyanın dış görünüşlerinden koparıp düşdünyanın sonsuzluğunu seyretmeye götürür. Elinizdeki bu kitaba, Selçuk, Kaleydoskop adını vermiş. Yani çocukluğumuzun çiçek dürbünü. Bu çiçek dürbününü çevire çevire bakın. Hiç kuşkum yok, benim sözcüklerimin betimlemeye, yorumlamaya yetmeyeceği bir çizgi ve renk dünyasında yolculuğa çıkacaksınız sizler de benim gibi. Söze başlarken ne dedim: Selçuk’un çizgilerinin sözcüklere gereksinimi yok.
Ferit Edgü