Günün Adamı - Dışardakiler

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Haldun Taner’in ilk oyunu Günün Adamı 1952’de “zararlı” görülerek yasaklanmış, 1962’de Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda sahnelenebilmiştir. Bu durumu kitabın önsözünde Haldun Taner şöyle dile getirir: “Bu piyesi bir bakıma bir tenis topuna benzetmek kabildir. Bıraksalar öbür toplar kadar, hatta belki onlardan az sıçrayacak bir tenis topu. Ne var ki, bunu hızla yere çarptıklarından fazla ses çıkardı, tavana kadar sıçradı.”

Dışardakiler ise Haldun Taner’in ikinci oyunudur. Altı tablodan oluşan oyun ilk kez 1957’de Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenmiştir. Oyunda 1950’lerde topluma egemen olan “serbest teşebbüs” anlayışının yarattığı kültürel yozlaşma ve değerler çatışması başarıyla yansıtılır.

Bu piyesi dört yıl evvel, bir tatil ayında, sırf el alıştırmak için karaladım, ilk hikâyelerimi herkesten gizlemeyi nasıl bir saygı borcu bildimse, tiyatro alanındaki bu ilk denememi de ele güne çıkaracak değerde bulmuyordum. Nitekim “Günün Adamı” üç koca yıl çekmecemde uyudu durdu. Sonra dostlar aklımı çeldiler. Piyes, Şehir Tiyatrosu’na sunuldu. Kabul edildi. Roller dağıtıldı. Tam oynanacakken, temsili zararlı görülerek repertuardan indiriliverdi. Yazarı da böylece, herkesin gözünde töhmetli duruma düşürülmek istendi.

Şimdi mesele Şehir Tiyatrosu’nu aşıp İstanbul Valisi’ne, İstanbul Valisi’ni de aşıp Sayın Devlet Reisi’ne, oradan da Başvekâlet’e intikal etmiş bulunuyor.

Şu halde; “Günün Adamı”nı bugün kitap halinde bastırışım, onu asla bir matah sanışımdan değil, kendimi müdafaa için, buna adeta zorlanmış oluşumdandır.

Kaderin şu cilvesine bakın ki, onu temsilden men edenlerin bu hareketini bir derece düzeltmek, henüz bazı tiyatrolarımıza tamamen yerleşmedi ise bile, yurdumuzda yine de bir söz hürriyeti bulunduğunu ispat etmek ödevi böylece dönüp dolaşıp yine yazara düşmüş oldu.

Bu piyesi bir bakıma bir tenis topuna benzetmek kabildir. Bıraksalar öbür toplar kadar, hatta belki onlardan az sıçrayacak bir tenis topu. Ne var ki, bunu hızla yere çarptıklarından fazla ses çıkardı, tavana kadar sıçradı.

Bundan ötürü şimdi naçiz eserimin basında ve halk efkârında uyandırdığı ilgi ve sevgiden kendime yersiz bir kuruntu payı çıkarmaya kalkışacak değilim.

Bu çatışma bana şunu öğretti ki, bazen bir yazar topluma, eseriyle olduğundan çok, eserinin temsil ettirilmemesinin ortaya çıkardığı gerçeklerle daha da faydalı olabilirmiş.

Bana bu ikincisi nasip oldu. Ne denebilir...

Cevizlik, 28 Kasım 1953
Haldun Taner

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.