Günce 1953-1955 - Bütün Yapıtları

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

"Ölürsem yakında, bir dileğim var kalanlardan. Beni sevmeyenlere, beğenmeyenlere karışmam. Onlar, gerekli bulurlarsa, benim bir değerim olmadığını söylesinler. Ötekilerden benim dileğim: Öldüğümün ertesi günü yazı yazmasınlar benim için. Hani 'X'i de kaybettik, şöyle yüksekti, böyle değerliydi.' diye ağıtlar yok mu? o sözlerin yalan olduğunu hepimiz biliriz. Tiksinirim o ağıtlardan... Benim için yazı yazmasın beni değerli bulanlar. İki yıl beklesinler, iki yıldan sonra yeni unutmazlarsa, beni gene değerli bulurlarsa, ilk üzüntü de geçmiş olur, yazsınlar düşündüklerini, ölçüyü aşırmazlar. 'Kaybettik... Yitirdik...' Ölüler arkasından söylenen bu söz tiksindirir beni. Ben 'kaybolmam', 'yitmem', ölürüm, 'öldü' desinler." Ölümünden bir yıl önce 1956'da yazmış bu satırları Ataç. Bugün yapıtları aynı ilgiyle -belki daha da artan bir ilgiyle- okunan, gençlere okuma sevgisi aşılayan ender yazarlardan. Günce'sini de eleştirileri gibi bir sohbet havasında kuran Ataç; keskin, görüşlerinden ödün vermeyen tavrı, açıksözlülüğü, Türkçeye kazandırdıkları ile hiç eskimeyecek genç bir yazar.

21 Ocak: Geçen gün kitapçıda La Nouvelle Revue Française'i görünce ağlayacak gibi oldum, öylesine sevindim. Yanlış yazdım adını: La Nouvelle Nouvelle Revue Française, "nouvelle" iki tane. Adı değişsin bir şey çıkmaz ondan, belli ki gene eski dergi, benim sevdiğim dergi. 1920'den 1940'a değin, 20 yıl her ay beklemiş, okumuştum o dergiyi. Çok şeyler öğrendim ondan, düşünmeme yardım etti. Yazarlarının hepsi bir görüşte, bir düşünüşte değildi, biribirileriyle tartıştıkları da olurdu. Ama hemen hepsinde bir doğruluk, bir temizlik sezilirdi, okurları aldatmağa çalışan adamlar değildi. Monsieur Gide'in damgası vardı o dergide. Artık Monsieur Gide öldü, ama Monsieur Paulhan da onun gibi "doğru" yazarlardandır. Bunu eskiden de bilirdik, 1948'den sonra daha iyi anladık. 22 Ocak: Halk şiirinde, halk sanatında "samimîlik" olduğunu söyleyenler "samimîlik"in ne olduğunu bilmiyorlar. "Samimîlik" bir kimsenin kendi benliğini, gerçek düşüncelerini, gerçek duygularını anlatması demektir. Bu da zor bir iştir, öyle herkesin elinden gelmez, ancak büyük, pek büyük sanat adamlarına vergidir. Halk, şuradan buradan öğrendiği düşüncelerle, kendine aşılanan duygularla yetinir. Bunun içindir ki, halk şairleri hep biribirilerinin söylediklerini söylerler, hep o düşünceler, hep o duygular... Bunu "samimîlik" sananlar, yalnız yavanlık arayanlardır.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.