- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Ey Aşk, Ey Aşk! Mavi Yüzün Görünmüyor
-
Kategori:
Şiir -
Yazar:
Ahmed Şamlu -
Çeviren:
Cavit Mukaddes -
ISBN:
975-08-0785-5 -
Sayfa Sayısı:
72 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2004
Yeni İran şiirinin önde gelen şairi Ahmed Şamlu’nun bütün kitaplarından seçme şiirler YKY tarafından yayımlandı. “Onun çabalarıyla Çağdaş Fars Şiiri klasik dönemin (Hallaç, Attar, Hâfız, Hayam) yüksek doruklarına doğru tekrar tırmanmaya yöneldi” diyen Cahit Mukaddes, kitabı hazırlayıp çevirdi.
Önsöz
Ahmed Şamlu, modern İran şiirinin temel taşlarından biri sayılıyor. Klasik Fars şiirinin ustalarından (Hayyam, Hâfız, Mevlâna...) sonra Farsçayı en güzel ve en iyi şekilde kullanan çağdaş İran şairi olarak biliniyor. Politik görüşlerinden dolayı Şah döneminde bir süre tutuklu kaldıktan sonra uzun yıllar sürgün hayatı yaşadı. Musaddık hükümetinin 1953’te CIA darbesiyle devrilmesinin ardından bir yıl hapis yattı, daha sonra yedi kez tutuklandı. O yıllarda, hapishanelerin “okulu” olduğunu söyleyen Şamlu, “insanın düşüncelerini saklamaya zorlanmadığı bir sistemde yaşamak isterim ve böyle bir sistem ancak düşlerde var olabilir. Evet, ben bir düşçüyüm.” demişti. Şah döneminin en karanlık günlerinde, korkusuzca şöyle yazdı: Ölmek için ne denli güzel bir gece Gökyüzüne söyle, Yıldızlarının elmasından bana bir hançer versin Şamlu, içinde hiçbir zaman yer almamasına rağmen, politik duyarlılığa sahip bir şairdi: “Biliyor musunuz? Belediyenin önündeki taş merdivenlere oturmuş olan günahsız Hiroşimalı, bombanın patladığı an, ondan taş merdivenler üzerinde yalnız, uğursuz bir gölge – ebedi lanetin tasviri gibi kaldığını hatırlıyor musunuz? O savaş yüzde yüz onun savaşı değildi.” Nima’dan sonra, Ahmed Şamlu’nun yeni İran şiirinin gelişmesinde büyük bir payı oldu. Yeni İran Şiiri’ne yepyeni duygular getirmekle kalmadı, eski şiir kalıplarını bir tarafa bırakarak serbest şiirin doğmasına yardım etti. Şamlu, Nima’ya (Modern İran Şiirinin ilk ismi) daima saygı gösterdi ve onu “Büyük Nima” olarak andı. Nima’yı ve onun Muhafazakârlara karşı verdiği mücadeleyi destekliyordu. Bu nedenle, makalelerinde Muhafazakârlara çok sert tepkiler gösterdi. 1971 yılında Nima’ya ve yeni şiire karşı Daşti ve Hamidi gibilerinin muhalefet seslerinin yükseldiğini, bunlardan Hamidi’nin söylediği hiciv şeklindeki bir gazelde Nima ile alay ettiğini görüyoruz: “Onda üç şey var: Vahşet, acayiplik, ahmaklık... Onda üç şey yok: Vezin, söz ve mânâ” Şamlu bu saldırı karşısında hemen harekete geçti ve şu şiirle ona karşılık verdi: “Şair Hamidi’yi bir defada, birkaç yıl önce kendi şiirinin darağacına asmışım.” Şamlu, başlarda Nima’nın etkisinde kalmış, onun tarzında şiirler yazmıştır. Fakat sonraları Mayakovski, Lorca, Eluard gibi şairlerin de etkisinden sıyrılarak kendi özgün diline ulaştı. “Nima, şiirin pençesini yüzüme atıncaya kadar şiirden uzak durdum, ilk dönemlerde Lorca bana çekici geldi. Sonra Mayakovski... Sonra bunların hepsini unutarak Hâfız’ı, Şirâzi’yi yeniden buldum ve hepsinin yerine geçti.” Hâfız hakkında da şöyle bir değerlendirmesi vardır: “Hâfız yüce bir dağdır, ona uzaktan bakılınca yalnız genel bir manzara görülür. Eğer ona yaklaşırsan onun sahralarından birini bile feth etmeden, o genel manzarayı kaybedersin. İranlı veya Farsça yazan ve diğer tanıdığım şairlerden, hiçbirisine ulaşmak bu denli zor değildir.”
Cavit Mukaddes