- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Enayi Bir Aşk
-
Kategori:
Edebiyat / Öykü -
Yazar:
Şiir Erkök Yılmaz -
ISBN:
978-975-363-640-7 -
Sayfa Sayısı:
104 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2000 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
2. Baskı / Mart 2022
Enayi bir aşk... ve sabahlık ıslak, terlik patlak, surat sarı, kaşlar yarı yarıya alınmışken çok geç... bitmesi gerektiği gibi biten öykü ya sonra... evlenince yalnız kendisi için yaşamamaya başlayınca... küfür etmeyi bilmeyen damat... peki ya denizler, denizler gökleri aratmaz mı hiç?... sekiz bardak su içen Hilmi Bey... Haluk Hoca'nın bekçisi... sizin için sizlerle birlikte yaşayan hocanız... beceriksizliğini, çirkinliğini, hödüklüğünü duyanlar ama yılmayanlar... ve bir aşk film. Senaryo ve yönetim: Şiir Erkök Yılmaz... "Enayi Bir Aşk"... Öyküler...
Geçkince Bir Kızın Son Mektubu
Bu satırları, arkamdan, "Evlenmiş mi dünyada inanmam!" "Yok canım... Kiminle?" diyeceklerle, derinden bir "Yaaa..." çekeceklere yazıyorum (çok gerekiyormuş gibi). Sizlerden nefret ediyorum; hep nefret ettim sevgili A.'lar, D.'ler, H.'ler, R.'ler... Gençliğimi, neşemi, gülüşümü emip tüketen A.'lar... Gelse de azıcık havamızı bulsak, diye beni damıtıp damıtıp içenler... Bu karıya ne oldu bugün bozuk, deyip aç ayıyı oynatmaya kalkan D.'ler... Senden başka kimsem yok ki diye tüm zehrini kör kuyuya atar gibi içime atan R'ler. Bir gün olsun, nen var, demeyenler... İyi ki evli değilsin, diye yalnızlığıma imrenir görünüp kocalarını bulunca dünyayı unutanlar... Ay, haydi sen de evlen, diye candan dileklerde bulunup boya kalemleri ile yüzüme üşüşenler. Kadınların çekici olmaları yolunda konuşmalar yapanlar... Allah hayırlısını versin, deyip boynunu bükenler... Sizlerden hep nefret ettim. Bana beceriksizliğimi, çirkinliğimi, hödüklüğümü duyurdunuz hep. Hele sen E., en yakın arkadaşıma yamanmak için beni basamak eden E.! Sonra da beni akıllı kızdır, diye kendin gibilere peşkeş çekmeye kalkan E. Ben senin bulduklarını nasıl seveyim. Ama en çok senden iğreniyorum M., senden. Evlenmeden bir gün önce bana telefon edip "Kafaca seninle iyi anlaşıyorduk ama onun sarı saçlarına kandım" diyen M. Bana yaklaşmalarından, o ikide bir telefon edişlerinden, beni zorla evine yemeğe çağırışlarından nefret ediyorum. Beni gülünç tartışmalara zorlayıp, her tartışmanın sonunda, iyi ki bu ukala ile evlenmemişim dercesine o budala karından yana dönüp gülümsemenden... Kaç kez sana gelmemeye, seninle tartışmamaya söz verip gene geldim, biliyor musun? O sarışın karının suskunluğunu görünce kaç kez çileden çıkıp seninle kavgaya tutuştum... Seni ise hiç sevmedim K., Nedendir bilmem. Belki çok müshil hapı aldığından, belki çok sık nezle olduğundan, belki hep beyaz pantolon giydiğinden, belki de hiçbirinden ötürü... Seni hiç sevmedim K. Senin de beni sevdiğini sanmıyorum ya. Olsa olsa temiz bir mendil gibi görmüşsündür beni. Öldüğünü duyduğumda ağlamam gerektiği için ağladım. Seni hep, benden beklediğin yakınlığı bulamayınca düzdüğün, "bilmem hangi kızı karanlıkta mıncıklama" masalları ile anımsayacağım. İğreneceğim.