Edebiyat Dönencesi

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Edebiyat Dönencesi Doğan Hızlan’ın kapsamlı eleştiri yazılarını bir araya getiriyor. “Ben de değiştim, yazarlarım, şairlerim de değişti. Onları hep aynı edebi durakta beklemedim. Öznelliğin değişkenliğine onların kalıcılığı eşlik etti çoğu zaman.” “Her okuyuş, her ruh hali, her birikim bir başka algılama yolu açacaktır bize.” “Edebiyat eseri ve eleştiri bir bütündür. Edebi bir birleşik kaplar kuralı söz konusudur. Bunun aksini düşünmek tek bacakla yürümenin daha sağlıklı olduğunu savunmaktır.” Edebiyat Dönencesi’nden kimler geçmiyor ki: Vüsat O. Bener, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ahmet Oktay, Melih Cevdet Anday, Behçet Necatigil, Attilâ İlhan, Ece Ayhan, Bilge Karasu, Edip Cansever, Turgut Uyar, Özdemir Asaf, Gülten Akın, Ümit Yaşar Oğuzcan, Hilmi Yavuz, Enis Batur, Nurullah Ataç, Fethi Naci...

Yok Oluş Tek Taraflı Değildir...

Edebiyat Dönencesi, kapsamlı eleştiri yazılarımı bir araya getirdiğim bir kitap oldu. Farklı zamanlarda, çeşitli edebiyat dergileri için kaleme aldığım yazılar bunlar. Aralarında sadece “Eleştiride Öznellik-Nesnellik Sorunsalı” başlıklı yazı, TÖMER’de Eleştiri Sempozyumu’nda yaptığım bir konuşmanın metnidir. Kitapta yer alan yazılarım, eleştiri anlamında farklı bakış açılarının ürünleridir. Bunlara ben tematik yaklaşımlar diyorum. Yazıların bir kısmı şairlerin düzyazılarından yola çıkıp bir şiir kuşatmasına dönüşüyor. Bunun, o şairin şiir dünyasının daha iyi anlaşılması için gerekli olduğuna inanıyorum. Belki kendi şiirlerinin açıklaması olarak düşünmediler bu yazıları kaleme alan şairler. Şiir üzerine düşünmek ile bunu uygulamaya koymak oldukça farklı şeyler. Ancak ben yine de bir ünsiyet bağının kurulabileceğini düşünüyorum. Bilinçli yapılanlar ya da bilinçaltı uzantılar gene de şairin şiirini açıklamada önemli ipuçlarıdır. Behçet Necatigil, Hilmi Yavuz, Attilâ İlhan, Ece Ayhan üzerine kaleme aldığım yazılar bu düşünceden hareketle yola çıktığım çalışmalarımdır. Tematik çalışmalara gelince... Bazı şairlerin şiirlerinde belli temalar ağırlık kazanır. Şiir dünyalarının anahtarıdır o temalar. Şiirlerinde bunun izini sürmek, eleştiri yöntemi açısından oldukça önemlidir bu nedenle. Yalnız tema da değil, bir şairin kullandığı biçim de bize onun şiir anlayışı açısından çok şey söyler. Edebiyatı her zaman bir bütün olarak düşünmüşümdür, her ne kadar şiir eleştirisi üzerine yoğunlaşsam da. Bir eleştirmenin alanını daraltıp diğer ürünleri görmemesi gibi bir durumu düşünemiyorum. Düzyazı eserler üzerine yaptığım çalışmalar da yer alıyor bu kitapta. Bu konuda oldukça öznel davrandığım düşünülebilir. Doğrudur. Bu yaklaşımım şiirde de vardır ama düzyazıda daha fazladır. Kendime daha yakın bulduğum, benim yazarlarım diyebileceklerim için yazdığımı itiraf etmeliyim. Edebi zevkimin yönlendirmesiyle oluştu belki de bu yazılar. Son zamanlarda eleştirmenler ve eleştiri üzerine çok fazla söz söylenmeye başlandı. Ne yazık ki, bu sözlerin çoğunluğu olumsuzluk içeriyor. Eleştirmen yokluğundan, eleştirinin işlevinin kalmadığından dem vuruluyor. Eleştirmenler adeta günah keçisi ilan edildiler. Pazarlama yöntemine sığınıp piyasa için eser yazanlar bile kitaplarıyla eleştirmenlerin ilgilenmediğini, bunun da böyle bir kurumun geçerliğini yitirdiğinin göstergesi olduğunu söylüyorlar. Bir yazara, bir şaire eleştirmenler sahip çıkabilir, onun edebi değerinin kanıtlarını öne çıkarabilirler. Peki eleştirmenin yaptıklarını, yazdıklarını kim savunacak? Onun edebiyat tarihi içindeki yerini ve önemini kim vurgulayacak? Bir edebi haksızlık söz konusu değil mi burada? Nurullah Ataç ve Fethi Naci üzerine yazı yazarken bunları düşünmemiştim aslında. Ama yazıları kitaba alırken bunun yapılmasının ne kadar önemli olduğunu gördüm. Edebiyat eseri ve eleştiri bir bütündür. Edebi bir birleşik kaplar kuralı söz konusudur. Bunun aksini düşünmek tek bacakla yürümenin daha sağlıklı olduğunu savunmaktır. Edebiyat daha iyiye ve daha güzele ulaşma isteğinin bir ürünüdür. Tek bacakla ne kadar yol katedebilirsiniz ki? Edebiyatın iyi ürünleri oldukça eleştiri de var olacaktır. Yok oluş hiçbir zaman tek taraflı değildir. Doğan Hızlan, Nisan 2003

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.