Deri - Bedenin Örtüsü

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Fransa’nın ünlü yayınevi Gallimard’ın otuzu aşkın dile çevrilen “Découverte” serisini Türkçe’de ağırlayan “Genel Kültür Dizisi”nden yeni bir başvuru kaynağı: Deri, Bedenin Örtüsü… Gözle görünür canlı bir organ, vücudumuzun doğal savunma hattı, duyusal etkileşimlerin odağı, kişinin aynası ve başkasıyla kurulan ilişkinin aracı: Derimiz bunların hepsi.

İnsan vücudunun örtüsü olan derinin yaşamsal bir anatomik öğe sayılması ta eski Mısırlılara dayanır. Yıkanma, giyinme, taranma ve makyaj anlamında “tuvalet” de cildin sodyum karbonatla (Nil balçığıyla) ovalanmasıyla başlardı; ardından kül ve kil karışımı bir hamurla kese atılır, son olarak da kokulu yağla masaj yapılırdı. Su gündelik hayata girmişti ama banyodan çok şişelerle cilde su serpme yoluyla kullanılırd›. MÖ 800’lerde Homeros’un Yunanistanında tuvalet Mısır’dakine benzer. Birçok vazo resminde köleler hanımlarının sırtına anforalarla su döker, çıplak vücutlar pınar başında yıkanır, bununla birlikte banyonun kendini kabul ettirmesi yavaş yavaş olur: Homeros’un Odysseia’sında aristokratlara özgü bir etkinlik olan, “şehvani” sayıldığı için uzun süre kadınlara yasaklanan banyo MÖ 5. yüzyılda bile tek tük karşımıza çıkar. Nitekim Hippokrates gerekli düzenekler olmadığı için hastalarına banyo tavsiye edememekten yakınır. Banyonun seçkinler arasında yaygınlaşması için büyük şehirlerde gymnasion ve havuzların sayılarının arttığı 4. yüzyılı beklemek gerekir. Havuzdan çıktıktan sonra deri ovalanır, nitrat, kül, Kimolos balçığı ve Olympos’un iyileştirici etkileriyle yüklü zeytinyağından oluşan merhemler sürülür. Cilt resmen “bakım” görür, nane, mürrisafi ve kekikle kokulandırılır. Bu banyoların tek amacı temizlik değildir. Banyo sırasında önce bir soğuk suya ve sonra sıcak suya girilir, “güzellik ve temizlik için birebir”dir bu ikisi. Amaç vücutta bir tepki, “iyileştirici bir kriz” yaratmak kötü sıvıları atmak, derinin içiyle dışı arasındaki ilişkiyi dönüştürmektir. Islak ya da susuz hamamın terletme için kullanılması işte bu uygulamadan doğar. Herodotos MÖ 5. yüzyılda hamamlardan söz eder, MÖ 1. yüzyıldan Plutarkhos’un anlatımında Damon bir Khaironeia etüvünde zeytinyağına bulanmış halde öldürülmüştür. Roma hamamları işte bu geleneği sürdürür. Sürdürmekle de kalmaz, hamamın uzamsal düzenine yeni odalar ve su kullanımına yeni evreler ekleyerek geleneği tamamlar: Artık sıcak banyodan önce bir ılık banyo yapılır, hamam için özel bir oda (sudatorium) ayrılır. Roma Cumhuriyet döneminde yok denecek kadar az rastlanan Roma hamamları İmparatorluk döneminde su sevkıyatıyla birlikte çoğalır.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.