Damıtılmış Sözler

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Himi Yavuz'un sunuşuyla, Acı'dan Çiçek'e, Para'dan Sevgi'ye, Vefa'dan Zulüm'e yüzlerce konuda, unutulmuş, unutulmaz yüzlerce yazar ve şairden, 9.000'e yakın "damıtılmış söz"... Ayrıca, eski sözcük ve deyimler için sözlük...

SUNUŞ

İster “özdeyiş” (maxim) denilsin, ister “aforizma”, ister “hikmetli söz” (hakîmâne söz) ya da “atasözü” adı verilsin, tümünde değişmeyen bir yan var: bir düşüncenin en kısa, kestirme ve kuşkusuz, en çarpıcı bir biçimde dile getirilmesi… Kısalık ve çarpıcılık, bu tür sözlerin ayırd edici özelliği. Tek başlarına söylenebildikleri gibi (aforizma, özdeyiş, atasözü), bir metnin içinde o metnin bir cümlesi, bir parçası olarak da yer alabiliyorlar. Türk-İslâm geleneği şiirde de, düzyazıda da hikmetli ya da felsefi söz’e sık sık başvurur. Müfredler, rübailer ve mesnevîlerde olduğu kadar, Prof. Hilmi Ziya Ülken’in deyişiyle “tefelsüf” ya da “hikemiyyat” türünden yapıtlarda da rastlıyoruz bu sözlere. “Hikemiyat” yani, örneğin Sâdî’nin Gülistan ve Bostan’ı, Âşık Paşa’nın Garibname’si, ya da Mevlânâ’nın Mesnevî’si gibi yapıtlarda dilegelen “derin düşünceler”. “Tefelsüf” ise, bazı bilim, hukuk ve ahlak yapıtlarındaki “fikir kırıntıları”… Siz, Ülken’in “kırıntı” sözündeki küçümseyici edâya bakmayın, bu sözlerin bu toplumun düşünce geleneğinde can alıcı bir yeri vardır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu, bu kitabın Unutulmaz Sözler Antolojisi adı altında (Sander Yayınları, 1972) yapılan ilk basımına yazdığı “Giriş”te, Ertuğrul Saraçbaşı’nı “hikmet ve edebiyat okyanusu”nda bir “inci avcısı”na benzetiyor. Ve binlerce kitaptan yaptığı taramaların bize; “bu çalışmanın çetinliğini” olduğu kadar, belki daha çok, Saraçbaşı’nın “edebi zevkindeki inceliği ve fikir kültüründeki zenginliği” gösterdiğini söylüyor. Bu değerlendirmelere katılmamak elde değil elbet. Gerçekten de T.S. Eliot’ın “ömrümün tutarını kahve kaşıklarıyla çıkartmış” olan J. Alfred Prufrock’u gibi, Ertuğrul Saraçbaşı’nın da, hakiki bir ehl-i tariyk sabrıyla derlediği bu sözler, aslında, binlerce kitabın hayattan damıttığı sözlerdir. Saraçbaşı onları bu kez, binlerce kitaptan damıtıyor, – hem de, haddeden geçmiş bir beğeniyle… “Sabır” sözcüğünü kullanmam boşuna değil. Saraçbaşı’nın bu çabasının bir “ömür tutarı” olduğunu biliyorum çünkü. Hemen eklemeliyim: güzel sözlere adanmış bir ömür! Bir şairinkinden ne farkı var, – bir “harikulâdelikler avcısı” olarak… Sözümü bu kitaptan “damıtılmış” bir söz’le bağlayayım: “Sabır acıdır, ama meyvesi tatlıdır” (J.J. Rousseau – Sâdî). Şimdi bu meyveleri tadma zamanıdır…

Hilmi Yavuz

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.