Çağdaş Sanat Konuşmaları 3 - 90’lı Yıllarda Türkiye’de Çağdaş Sanat

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

“[...] 1990’larda, yapıtın tartışılmaz saflığı yerine örgensel bir katışıklık, farklı gösterimlerden güç alan disiplinlerarasılık yerleşir. Bu nedenle 1990’lar kendilerine önceki kuşaklardan miras kalan gerçeklik ve kuramı arasındaki tekabüliyet ilişkisine çoğunlukla ironik bir gülümsemeyle yaklaşır. Yapıt ile göndergesi arasındaki çelişkinin farkında olarak, mantık hatalarının, eğretilemelerin, yapıtı meydana getiren materyalin sürekli bir değişkenlik taşıması gerektiğini düşünen çalışmalar ortaya çıkar. Dolayısıyla sahibinin açık imzasına dönüşen modernist belirleyici üslup yadsınır, “yüksek” ve “aşağı” kültür, “seçkin” sanat ve “kitle” sanatı arasındaki modernist ayrımlar yıkılmaya çalışılır. Beğeni kültürlerinin çeşitliliği, kitsch ve abartılı görsellik her an karşılaşılabilecek bir özellik olarak ortaya çıkar. 1980’li yıllarda modernizmin çözümlemeci, karşı konulmaz şekilde değerli ve üstün özelliklerine sahip yapıtları, 1990 sonlarına doğru yerini, düzenlemeye yönelik, kurulduktan sonra kaldırılıp atılabilecek, provokatif ve kimi zaman anti-estetik bir yapıya devreder. Gerçekçi ve temsili sanatın ya da geç soyut resmin sunduğu rahatlık ve avuntunun yadsınması bu dönemin belki de en belirgin özelliğidir.”

Levent Çalıkoğlu

90’lı Yıllarda Çağdaş Sanat: Kırılma-Gerilim-Çoğulculuk

Türkiye’de gelişen çağdaş sanatın 1990’lı yıllardaki dönüşümünü belirleyen birbirine bağlı birkaç dinamik söz konusu: Bu süreç, hem sanatsal kreatif bir içerik olarak beslendiği hem de tiksinerek reddettiği 1980 darbesinin sonrasında ortaya çıkan Özalcı serbest piyasa ekonomisinin aşırı tüketim kültürünün yanı başında belirdi. Doğu-Batı kültürel ve politik çelişkisinin sembolü olan Berlin Duvarı’nın yıkılmasının yarattığı sarsıntıdan etkilendi. Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nin 1977 yılında başlattığı “Sanat Bayramı” kapsamındaki “Yeni Eğilimler”, 1980 yılında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi yönetimi ve Müze derneğinin ortak girişimleri ile başlatılan “Günümüz Sanatçıları Sergisi”, 1984 yılında 12. İstanbul Festivali’nde yer alan “Öncü Türk Sanatı’ndan Bir Kesit” ve 1989-1992 yılları arasında sanatçı inisiyatifi olarak gelişen A B C D sergilerinin etkisiyle ortaya çıkan ve ilki 1987 yılında gerçekleştirilen İstanbul Bienali’nin çoğulcu, demokratik yapısından beslendi. Farklı kültürel deneyimlere zemin aralayan, ulus-kimlik temsiliyet arketiplerini bozan bu çoğulcu yapı, aynı zamanda küreselleşmenin getirdiği yeni tip yaşam ve düşünce yapısından da dalgalar buldu.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.