Büyümüş de Küçülmüş

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

2000’li yıllarda yaşayan çocuklara, 1800’lü yıllarda yaşayan bir çocuğun portresi… Vaktinden önce büyümeye heves eden Gigino’nun giyimi kuşamı, ilgi alanları farklı belki… Ama zaman geçse de çocukluk her yerde, her zaman aynı. Başı beladan kurtulmayan Gigino’nun hikâyesini Filiz Özdem çevirdi, Emine Bora resimledi.

“Lafı uzatmadan odasına gitti; iki dakika içinde,  yeni boyanmış güzel silindir şapkası başında, sokağa çıkmıştı bile. Sokaktan geçenler dönüp ona bakıyor, gülüyordu:
Ama o hindi gibi kabara kabara yürüyordu, sanki bayrammış gibi mutluydu. Öte yandan, bu dünyada mutluluk denen şeyin kısa sürdüğünü unutmamak lazım: Bizim Gigino da, daha kırtasiyeci dükkânına varamadan, yolda iki haylazla karşılaştı; bunlar Gigino’nun etrafında dönmeye, abartılı hareketler ve yapmacık bir saygıyla onu selamlamaya ve bar bar bağırarak, ‘Azizim, günaydınlar! Aman efendim hoş geldiniz!’ demeye başladılar.

Bu haylazlara katılan yenileri de bağıra çağıra, ‘Aman da ne güzel bir Koca Şapka! Koca Şapka Efendi, başınızdakini şöyle bir çevirseniz!”

Gigino Bey

Onu tanıdığımda on yaşında ya var ya yoktu. Adı Gigino idi.

Güzel bir çocuk sayılmazdı, ama çirkin de denemezdi. Mavi gözlü, mısır püskülü gibi sarı saçlı, hokka burunlu, çöp bacaklıydı.

Şöyle bir bakıldığında, iyi bir çocuk olduğu söylenebilirdi. Okulda harikalar yaratmasa da, öğretmeni ondan memnundu. Evde ise annesinin gözbebeği, babasının sağ koluydu. Ablaları, ağabeyleri, ola ki Gigino’nun saçının bir teline zarar vermeye kalkışsınlar! Kıyamet kopardı.

Bu çocuğun en kötü huyu neydi biliyor musunuz? İster inanın, ister inanmayın ama en fena huyu çocuk olmaktan utanmasıydı; bir an önce bir delikanlı olmak, gerçek bir erkek olmak istiyordu!

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.