- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bir Gemi Kâtibinin Esaret Hatıraları
-
Kategori:
Edebiyat / Yaşantı -
Yazar:
Hasan Basri Efendi -
Çeviren:
Cemile Kesim Moralıoğlu / Ziver Öktem -
Hazırlayan:
Bedrettin Görgün -
ISBN:
978-975-08-1675-8 -
Sayfa Sayısı:
424 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ekim 2009 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
2. Baskı / Ocak 2022
Bir Gemi Kâtibinin Esaret Hatıraları
6 Kasım 1914’te batırılan Mithatpaşa gemisinin kâtibi Hasan Basri Efendi’nin Sibirya’daki esaret hatıraları...
“Denize düştüğüm anda bir iki kere yuvarlandım, battım, çıktım. Çünkü güverteden atlamış idim. Gerçi güverte bir derece alçalmış bulunuyordu. Gemi (Mithatpaşa) ağır ağır suya giriyordu... Biz bir türlü gemiden ayrılamıyoruz. Tahtada bulunanlara bir parça gayret edin gemiden ayrılalım diyorum. Hiçbirisinde lakırdı anlamak yok. Yarabbi şimdi gemi denize girdiği anda bizi de çekecek burada öleceğiz, diye düşünüyordum.”
26 Ekim 1914 13 Teşrinievvel Cumartesi tarihinde Trabzon’a posta tarikiyle [yoluyla] hareket etmek üzere sefinemiz [gemimiz] yük ve yolcu irkâb etti [bindirdi]. Lâkin kömür yetiştirilmediğinden Pazar gününe kaldık. Pazar sabahı hareket olundu. Posta yaparak Trabzon’a muvasalat ettik [ulaştık]. Hamule [yük], tamam ihraç edilmeden Rize’ye gidip oranın yük ve yolcusunu ihraç ettik. Yalnız Rize’de haber aldığımıza göre orada posta tarikiyle gelen Rus vapurunun demir bırakmadan geriye avdet ettiğini söylediler. Hatırımıza bir şey gelmedi. Fakat bir saat sonra telgrafla Dersaadet’ten, liman idaresinden alınan emir üzerine her hâlde bir fenalık olduğunu anladık. Gelen emir, serian [aceleyle] Dersaadet’e hareket edilmesi ve Boğaz’dan girilmediği takdirde Osmanlı limanlarından birine iltica olunması hakkında idi. Orada işimiz bittiğinden hamule almayarak Trabzon’a hareket ettik. Zira eşya-yı askeriye ve cephane var idi. Trabzon’a gelip serian eşya ihraç edildi. Trabzon’un hiçbir şeyden malûmatı yoktu. Yalnız posta memuru sekiz bin lira kadar bir para var ise de Posta Nezaretinden aldığı emir mucibince veremeyeceğini beyan etti. Her hâlde bir tehlike var. Nedir, burası meçhul olarak Dersaadet’e yol verdik.