- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bir Garip Cindi Zümrüdüanka
-
Kategori:
Edebiyat / Roman -
Yazar:
Ali Teoman -
ISBN:
978-975-08-2620-7 -
Sayfa Sayısı:
152 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Eylül 2013 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
4. Baskı / Mayıs 2023
"Bir Garip Cindi Zümrüdüanka", "Konstantiniyye Üçlemesi" romanları "Uykuda Çocuk Ölümleri", "Karadelik Güncesi" ve "Gecenin Atları" ile tanınan Ali Teoman’ın kısa ve aksiyonlu bir yeraltı romanı.
Gerçekten de bütün gözü pekliğiyle amansız bir işe girişiyor yazar: Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’inden, Joyce’un Ulysses’inden ve Thomas Bernhard’ın romanlarından tanıdığımız o yüksek debili monologların bir benzerini kuruyor.
Bütün örgütlü ve toplumsal şiddetlere dilin şiddetiyle karşılık veren, adeta dilin kemiğini kıran Ali Teoman, bu “ağız dolusu”, bu kapkara romanında feleğin çemberinden geçmiş bir anlatıcıyla kalemini doludizgin sürüyor...
Tibi et igni (oku ve yak) diyor sonunda da zaten!
Adım İsmail, moruk, ama arkadaşlar Smayıl derler, hatta pek sevdiğim bazıları Zmayli... Üst tarafını koyver gitsin, kimin nesi olduğum hiç mühim değil. Tut ki, ben bu şişenin bir garip ciniyim.
Biraz ağzı bozuk bir cin, diyeceksin, pis çaputlara da bürünmüş üstelik, ayaklarda pıyrım pıyrım salapuryalar, tırnaklar uzun ve içleri kir dolu, saç sakal birbirine karışmış, surat yağlıkara bulaşığı, gözler kan çanağı, ağız desen buram buram kanyak kokuyor. Sefih bir hayatın tüm belirtileri bittamam mevcut yani. Eh, n’apalım, idare et, moruk, bu da cinlerden böyle bir cin işte. Ecinni taifesi tekmil temiz tıraşlı ve takım elbise kravat dolaşmaz ya!
Bak, seninle anlaşalım: Bu yazdıklarımı yalnızca senin için yazıyorum. Sana değil, sakın yanlış anlama, ama senin için... Nasıl? Kendimle çelişiyor muyum? Bir dediğim bir dediğimi tutmuyor mu? Varsın öyle olsun, moruk, takma kafana! Okuduktan sonra, hepsini yırt at, ya da daha iyisi yak ve denize savur külünü. Savur ki, kimse görmesin. Çünkü ezelden beri hep küllerinden doğagelmiştir Zümrüdüanka ve küllerin en iyi savrulacağı yer denizdir.