Biçemden Biçeme

PAYLAŞ
SATIN AL YORUM YAZ
Kitap Akrabalıkları

Memet Fuat'ın çoğunluğu Adam Sanat'ta olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlanan yazılarını ve söyleşilerini bir araya getiren Biçemden Biçeme, ağırlıklı olarak yazınsal değerlendirmeler içeriyor. Yazar bu kitabında, toplumsal sorunlarla ve siyasayla ilgili sözünü, Türkiye'deki yazın serüveninin çerçevesi içinde söylüyor. 1993-1997 yılları arasında yayımlanan çeşitli deneme ve eleştirilerin yanı sıra "1960 Sonrası Türk Yazınının Gelişmeleri" ve "Yunus Emre'de Hoşgörü" gibi iki incelemeyi de içeren ve yazın dünyasında tartışılan çeşitli konulara bir dil ustasının bilge gözlemleriyle değinen kitabın son bölümünde, 1987-1996 yllları arasında Memet Fuat'la yapılmış konuşmalar yer alıyor. Voleybol alanında Mehmet Bengü adıyla bildiğimiz Memet Fuat'ın spor üzerine düşünceleri de kitaba ilginç bir boyut katıyor. Mehmet Fuat'ın, Melih Cevdet Anday'ın deneme yazarlığı için söylediği kendisi için de geçerli: "Süssüz, açık, aydınlık bir çağrı..."

Baharı simgeleyen kuşlar gibiydiniz. Her türden, her cinsten. Yoksul ve kerpiç köy evlerinin kırlangıçları da vardı aranızda, kentlerin yeniyetme horozları da. Bozkır turnaları, dağların kartalları, şahinleri, sokakların gösterişsiz serçeleri, açık deniz martıları. Sanki aynı nisan mayıs güneşlerinin aydınlığı ile ışırdı yüzünüz. Bu yüzden birbirinize benzerdiniz gene de. Gözlerinizdeki şaşkınlık, merak ve umuttan tanırdık sizleri. Bir de aranızdaki sınıf farkını silen giysilerinizden. Kız erkek, kadife pantolonlar, kotlar giyerdiniz. Ayaklarınızda hem ucuz, hem pratik botlar, lastik ayakkaplar. Bir kazak, bir mont ya da bir parka gecenin ayazında sizi sıcak tutardı. Büyük kentlerin sokaklarını doldururdunuz. Günün tuhaf saatlerinde. Sabahları ortalık henüz alacakaranlıkken, ya da geç vakit, geceyarıları. Ellerinizde kitaplar, çantalar, banliyö istasyonlarına çıkan dar yollardan, otobüs duraklarından tartışarak geçerdiniz. Durmadan tartışırdınız. Kaldığınız evler ve yurtlar, okullarınız, gittiğiniz kantinler ve lokaller, yaşadığınız kent, ülke ve yeryüzü sanki büyük bir forumdu. Durmadan yer değiştirirdiniz. Bilinmez bir içgüdüyle ağaç dallarında sürekli yer değiştiren sakalar gibi. Yeryüzünü de aynı hızla değiştirmek isterdiniz. Kolları ve paçaları tarazlanmış, hızlı boy attığınız için kısalmış giysilerinizin ceplerinde pek para bulunmazdı ama gene de kitaplar satılır, tiyatrolar, sinemalar dolardı.

* E-posta adresiniz hiç kimseyle paylaşılmayacaktır.