- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Baykuşlar Öterken
-
Özgün Adı:
Owls Do Cry -
Kategori:
Edebiyat / Modern Klasikler -
Yazar:
Janet Frame -
Çeviren:
Z. Ceyil Özmen -
ISBN:
978-975-08-5345-6 -
Sayfa Sayısı:
192 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Kasım 2010 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
2. Baskı / Nisan 2022
Baykuşlar Öterken, 1940’larda Yeni Zelanda kırsalında yaşayan yoksul ama eğitimli bir işçi ailesinin beş çocuğunun, özellikle de hassas ve duygusal Daphne’nin zor koşullarda büyüyüp yetişkinliğe adım atışının trajik öyküsünü anlatıyor.
İlk romanı Baykuşlar Öterken’de şiirle düzyazıyı bir arada kulllanan, klasik anlamda bir olay örgüsü kurmaktan kaçınan Janet Frame, yarattığı zaman ve mekân üstü dünya aracılığıyla birey olmanın değerini, çocukluğun örtülü hüznünü ve akıl sağlığıyla delilik arasındaki belirsiz sınırı sorguluyor.
Büyükanneleri uzun siyah entarisi, kıvırcık saçları ve yağlı cildiyle uzun zaman önce Amerika’nın Güney Eyaletleri’nde kölelik yapmış bir zenci kadındı. Sık sık vatanına dair şarkılar söylerdi,
Beni Virginny’me geri götürün,
Orada yetişir pamukla mısır ve patates,
Orada tatlı nağmeler yapar kuşlar baharda,
Orada olmak için yanıp tutuşur benim bu kara yüreğim.
Şimdi ölmüş olduğuna göre Virginny’ye geri dönmüş ve üzerinde dans edilesi siyah bir pamuk yumağını ya da kuşların, dünyaları siyah olsa, içinde yaşamak için toplayacakları karahindibayı andıran o kıvır kıvır saçlarının üzerinde güneş parıldarken pamuk tarlalarının arasında dolaşıyor olmalı.
Hayır, lahananızı yemelisiniz, kevgirler lahanayı süzmek için duvarda asılı duruyor ki yeşil suları çıkabilsin; gerçi şekeriniz varsa yeşil suyu içmeniz gerekir, yoksa büyükanneniz gibi iki bacağınızı da kaybedebilirsiniz ve yerlerine kapının arkasında, karanlıkta sakladığınız, bükülecek dizleri ve kımıldatacak ayak parmakları olmayan yeni tahta bacaklar gelir.
Kevgir?
Kevgir?
Takvim?
Takvimler duvarda asılı duruyor, üzerlerine raptiyelenmiş manav, sütçü ve kasap faturaları var ve orada sallanırken her nasılsa, yılın bütün gün ve aylarını toparlamayı beceriyorlar, tıpkı hükümlüler gibi onları numaralandırarak, kaçmaları ihtimaline karşı.
Ki bunu her zaman yaparlar.
“Zaman uçar” dedi Bayan Withers. Ve takvim diyeceksiniz, kevgir değil, sizi gidi şapşal çocuklar. Francie, Toby, Daphne, Chicks, lahana suyunuzu içip bitirin, yoksa büyükanneniz gibi iki bacağınızı da kaybedersiniz.