- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bakü’ye Gidiyorum Ay Balam - Nâzım Hikmet’in Azerbaycan’daki İzleri (1921-1963)
-
Kategori:
Edebiyat -
Yazar:
Aslan Kavlak -
ISBN:
978-975-08-1315-3 -
Sayfa Sayısı:
448 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ekim 2007 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
3. Baskı / Haziran 2021
Azerbaycan, Nâzım Hikmet’in ilk şiir kitabı Güneşi içenlerin Türküsü’nün basıldığı, Sovyetler Birliği’ne gittikten sonra yaşamak istediği, hatta ülkesinden umudu kestiğinde ölünce gömülmek istediği ülke... Azerbaycan’da gazeteleri, mektupları, dergileri ve kitapları tarayarak, gerek Nâzım tarafından yazılanları gerek onunla ilgili yazıları bir araya getiren, ayrıca kişisel tanıklıklara da yer veren “Bakü’ye Gidiyorum Ay Balam” / Nâzım Hikmet’in Azerbaycan’daki izleri (1921-1963) kitabında Aslan Kavlak, şairin Azerbaycan’la 1920’li yıllarda başlayıp ölümüne kadar süren ilişkisinin izini sürüyor. Kitapta kullanılan fotoğrafların pek çoğu ise Türkiye’de ilk kez yayımlanıyor.
“Sanatlarını hiç tereddüt etmeden devrimin ve işçi sınıfının hizmetine veren sanatçıların, benim için ayrı bir değeri vardır. Mayakovski ile Meyerhold bunlardandır. Meyerhold Tiyatrosu’nun 20’li yılların ilk yarısında oynadığı Cömert Teres, Tarelkin’in Ölümü, Orman, Kükre, Ey Çin ve Müfettiş oyunlarını gördüm. Meyerhold’la birkaç defa görüşüp konuştum, ona akıl danıştım, yardımını istedim. Bana yakınlık gösterdi, beni destekledi, sorularıma cevap verdi. Hayatımda, sanat anlayışım da damgasını vuran belli bir dargörüşlülük olmadı değil. O zaman sanatın bazı şekillerini, bazı imkânlarını yadsımış, ayrı ayrı eserleri yeni zamana layık eser saymıştım. Şimdi öyle düşünmüyorum. Gerek Stanislavski’yi gerekse Meyerhold’u çok takdir ederim. Tairov’un da ilginç çalışmaları var. Tiyatroda dikkate değer olaylar söz konusu olursa, Brecht’i de anmalıyım.” Ekber Babayev’in derlemesiyle – Bulgaristan’da basılan (Narodna Prosveta, Sofya-1972) Nâzım Hikmet’in Bütün Eserleri’nin 8. cildinde yer alan, şairin “Devrimin Hizmetinde” yazısından...