- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Bahtiyar Ol Nâzım
-
Kategori:
Edebiyat / Anı -
Yazar:
Vera Tulyakova Hikmet -
Çeviren:
Hülya Arslan -
Hazırlayan:
Anna Stepanova -
ISBN:
978-975-08-1372-6 -
Sayfa Sayısı:
472 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Şubat 2008 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
3. Baskı / Haziran 2023
Vera Tulyakova Hikmet, Nâzım Hikmet’in ölümünden sonra, onunla yaptığı söyleşiler olarak nitelendirdiği bu kitabında, şairin ülkesinden ayrıldıktan sonra, 1951’de üçüncü ve son kez gittiği Sovyetler Birliği’nde, coşkulu gençlik yıllarında idealinde yarattığı sosyalizmin gerçekleştirilememesi ve yeni insan tipinin yaratılamaması karşısında yaşadığı hayal kırıklıklarını, şaşkınlıklarını, acılarını; SSCB’de XX. Kongre öncesinde ve sonrasında Merkez Komite’nin sanata ve sanatçılara olan yaklaşımını, Sovyet Yazarlar Birliği çevresinde yaşanan olayları ve bütün bunların karşısında Nâzım Hikmet’in taviz vermez duruşunu anlatıyor. Nâzım Hikmet’in derin yurt sevgisi, karısı Vera’ya duyduğu sınırsız aşk ve kıskançlıkları; Aragon, Neruda, Erenburg, Pasternak gibi dünyaca ünlü yazarlarla yakın dostluk ilişkileri ve edebiyat tartışmaları; ölüm önsezileri ve korkusu, çizgi dışı aşkları, şairin iç dünyasına girilerek, kişisel duygularıyla, içten ve şiirsele varan bir dille aktarılıyor Bahtiyar Ol Nâzım’da. Kitabın son sayfalarındaki ölüm üzerine söyleşiler, insanı derinden sarsan ölçülerde...
Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak. Ceylanı kurtardım avcının elinden ama daha baygın yatar ayılamadı. Kopardım portakalı dalından ama kabuğu soyulamadı. Oldum yıldızlarla haşır neşir ama sayısı bir tamam sayılamadı. Kuyudan çektim suyu ama bardaklara konulamadı. Güller dizildi tepsiye ama taştan fincan oyulamadı. Sevdalara doyulamadı. Giderayak işlerim var bitirilecek, giderayak.
Ben ve Valentina Brumberg evine vardık. Sen kapıyı ardına kadar açtığında yoğun bir kahve kokusu çarptı burnumuza. Bakışlarımı sana kaldırdığımda kızıl renkli kıvır kıvır bir yumak gördüm. Üstümüzü çıkarmamıza yardım ederken koyun postundan ağır paltomu az kalsın yere düşürüyordun. Yarı boş, geniş salona geçtik, sanki şakacıktan geçici olarak döşenmiş izlenimi veren rahat, tuhaf bir barınaktı... Odanın ortasındaki yazılı kâğıtlarla kaplı büyük yuvarlak masanın başında, asık suratlı kırk yaşlarında bir adam kendini kaptırmış çalışıyordu. Bizi kafasıyla öylesine selamladı. Bu tercümanın Ekber Babayev’di . Siyah takım elbiseli, siyah gömlekli ve kara kıvırcık saçlarıyla kederli bir hali vardı. Bu haliyle bir tabut ustasına ya da bizim çizgi filmlerimizin detektiflerine benziyordu. Ve Biz, Valentina ve ben, birbirimizle konuşmadan, bu kişinin Nâzım Hikmet’e tahsis edilmiş KGB ajanı olduğuna, hiç şüphe etmeden, karar verdik.