- A-Z
- KONU DİZİNİ
- Cogito
- Çizgi Roman
- Delta
- Doğan Kardeş
- Ansiklopedi
- Bilim
- Çocuk Çizgi Roman
- Deneme
- Destan
- Dünya Klasikleri
- Efsane
- Eğitim
- Etkinlik
- Gençlik
- Gezi
- Hikâye-Öykü
- İlkgençlik
- Klasik Dünya Masalları
- Masal
- Mitoloji
- Modern Dünya Klasikleri
- Okul Çağı
- Okul Öncesi
- Oyun
- Resimli Öykü
- Resimli Roman
- Resimli ve Sesli
- Roman
- Romandan Seçmeler
- Röportaj
- Seçme Denemeler
- Seçme Öyküler
- Seçme Parçalar
- Seçme Röportajlar
- Seçme Şiirler
- Seçme Yazılar
- Şiir
- Edebiyat
- Anı
- Anlatı
- Biyografi
- Deneme
- Derleme
- Eleştiri
- Gezi
- Günce
- İnceleme
- Libretto
- Mektup
- Mitoloji
- Modern Klasikler
- Otobiyografi
- Oyun
- Öykü
- Polisiye-Gerilim
- Roman
- Senaryo
- Söyleşi
- Yaşantı
- Yazılar
- Genel Kültür
- Halk Edebiyatı
- Masal
- Kâzım Taşkent Klasik Yapıtlar
- Koleksiyon Kitapları
- Lezzet Kitapları
- Özel Dizi
- Sanat
- Kare Sanat
- Sergi Kitapları
- Şiir
- Türk Şiir
- Tarih
- XXI. Yüzyıl Kitapları
- Sosyoloji - Sağlık
- TEKRAR BASIMLAR
- YENİ ÇIKANLAR
- ÇOK SATANLAR
Ayışığı Kuyumcuları
-
Kategori:
Edebiyat -
Yazar:
Yaşar Kemal / Albert Vidalie -
Çeviren:
Yaşar Kemal -
ISBN:
978-975-363-346-7 -
Sayfa Sayısı:
105 -
Ölçü:
13.5 x 21 cm -
YKY'de İlk Baskı Tarihi:
Ocak 2004 -
Tekrar Baskı Sayısı / Tarihi:
4. Baskı / Ağustos 2011
Sıradan, yoksul bir Fransız köyünün sakin yaşamı, günün birinde çalılıkların arasında bulunan bir cesetle birden değişir. Köylüler, ırgatlar, han müşterileri, gezgin satıcılar, sepetçiler bu cesetle birlikte akışı değişen günlük hayata katılırlar. Albert Vidaile “ayışığı kuyumcuları” aracılığıyla bir cinayeti aydınlatırken, bir yandan da taşranın yaşama biçimini ve yerleşik ahlak kalıplarını sorgular. Roger Vadim’in yönetiminde Brigitte Bardot’nun yorumuyla sinemaya da uyarlanmış olan Ayışığı Kuyumcuları, akıcı dili, şiirsel anlatımı ve şaşırtıcı kurgusuyla okuru kitaptaki yaşamın içine sürüklüyor. Thilda-Yaşar Kemal’in birlikte yaptıkları bu çeviri, ilk kez 1955’te Cumhuriyet gazetesinde yayımlanmıştı.
I
Burnundan, kulaklarından fırlayan kıllardan ötürü ona “Paspas” adını takmışlardı. Hurepoix taraflarındandı. Kışın sonuna kadar pancar toplama ve toprak sürme gibi ağır işlerde çalışmış, memleketine dönüyordu. Yolda, Etrechy’de bir çiftçinin yanında çalışan kızkardeşini bir yıldan beri görmediği aklına geldi. Kızkardeşine duyduğu sevgiden çok, çiftçinin hesabına mutfakta bir iyice karnını doyurmak umuduyla yolundan saptı. Croix de Bonvoir’a gitmeden önce, Etrechy’den geçmeye karar verdi. Ventose panayırına gitmek üzere Dourdan’a çıkan bir bakırcı onu arabasına alıp, kasabadan beş kilometre berideki dört yol ağzına tırısla götürdü. Bakırcıyla ırgat orada birbirlerinden ayrıldılar. Bakırcı panayıra çevirdi atlarının yönünü, ırgat da kasabaya doğru yürüdü. Martın ilk günleriydi. Güzel, kuru bir hava vardı. Daha son donlar çözülmemiş, toprak yumuşamamıştı, ama güneş gezmeye çağıran bir ılıklık, bir tatlılık yolluyordu ortalığa. Villeconin’in bahçelerle çevrili kırmızı kiremitli çatıları ve kilisesi gözüne ilişince, Paspas sağa doğru, tarlalara saptı, kestirme bir yola girdi.