- COGİTO
- KİTAP-LIK
-
SANAT DÜNYAMIZ
- Sayı 203 Kentin Doğası: Birlikte Yaşamak
- Sayı 202 Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?
- Sayı 201 Gözlerimizi Kaçırmadan
- Sayı 200 Popüler Olan Üzerine
- Sayı 199 Atlaslar, Melekler, Hafızalar
- Sayı 198 Sanat Dünyamız ELLİ YAŞINDA
- Sayı 197 Ev: Neresi?
- Sayı 196 Bir 100 Yıl Listesi Denemesi
- Sayı 195 İnisiyatif Almak
- Sayı 194 Güneşli Günlerden
- Sayı 193 Saat Kaç?
- Sayı 192 Kesişimsellik ve Sanat
- Sayı 191 Direnişin Zihni
- Sayı 190 Bir Arada Olmak
- Sayı 189 Bienaller Mevsimi
- Sayı 188 Bir Varmış Bir Yokmuş
- Sayı 187 Müzeler / Hafızalar
- Sayı 186 Kültürün Tarihi
- Sayı 185 Mesafenin Politikası
- Sayı 184 Şehirlerin Katmanları
- Sayı 183 Anıtlar Düşerken
- Sayı 182 Sanata ve Sanatın Bağlarına Dair Her Şey
- Sayı 181 Sanatın Hayatta Kalma Yolları
- Sayı 180 Bugüne Bakma Sanatı
- Sayı 179 Teneffüs
- Sayı 178 Özen ve İhtimam
- Sayı 177 Geleceğe Eskizler
- Sayı 176 Bağlar ve sesler üzerine
- Sayı 175 Baharın Gelişiyle
- Sayı 174 Performansın Dönüşümü
- Sayı 173 “Sanat Dünyamız”, tarihin ve bugünün etkileşimlerinin izinde
- Sayı 172 Antroposenle Birlikte
- Sayı 171 Tutuşmuş Dünyamızda Sanatın Yöntemleri
- Sayı 170 Merakımızı Sürdürmek Üzerine
- Sayı 169 Zihnimizi Açan, Merakımızı Besleyen Sanat
- Sayı 168 Sanat Dünyamiz 45. Yayın Yılına Girdi
- Sayı 167 Günsel Renda: Türkiye Sanatı Tarihinde Zarif, Çalışkan, Üretken Bir Bilim Kadını ve Samimi Bir Hoca
- Sayı 166 Her Güne Bir Soru
- Sayı 165 Sanatta duygu, düşünce...
- Sayı 164 Sanat, Kütüphane, Bilim
- Sayı 163 Hissiyat
- Sayı 162 Sanata Bakışlar
- Sayı 161 2017 İzlenimleri
- Sayı 160 Meydana, İnsanlığa Açılan Kucak
- Sayı 159 Dünyalar İçin Dünyalar Açan Sanat ve Kültür
- Sayı 158 İlham Vermek, İlham Almak...
- Sayı 157 Sanatın Meselesi: Her Şey
- Sayı 156 İlk Sergiler - Bir Seçki
- Sayı 155 Kavramlar ve kategoriler derken...
- Sayı 154 Uçsuz bucaksız ilgi alanı
- Sayı 153 Kaybolan, kaybettirilen kavramların peşinde
- Sayı 152 Öteki kim, sahici ki?
- Sayı 151 Ortak ve Kalıcı Olan Değerler
- Sayı 150 Bienallerin Ardından
- Sayı 149 14. İstanbul Bienali
- Sayı 148 Yoğun Bir Döneme Girerken
- Sayı 147 Sanat Eğitimi Yeniden
- Sayı 146 Sanatın Kaydını Tutmak
- Sayı 145 Sanatı Anlamak
- Sayı 144 Yeni Yıl Demeti
- Sayı 143 Dünya Savaşının Sanata Yansımaları
- Sayı 142 Sanat Hayatı Değiştirir
- Sayı 141 Sürrealizm'den Kalan İzler
- Sayı 140 Dünden Bugüne Sürrealizm
- Sayı 139 Kitapla Sanatın Ebedi İlişkisi
- Sayı 138 Yılbaşı Notları
- Sayı 137 Bianeller ve Büyük Sergiler Dosyası
- Sayı 136 Çoğul Anlatım
- Sayı 135 Fotoğraf Nerede Biter? 0.2
- Sayı 134 Mevsimlerle İstanbul
- Sayı 133 Anılarımızda
- Sayı 132 Yapacak Çok Şey Var
- Sayı 131 Postanarşizm ve Güncel Sanat
- Sayı 130 Güncel Durum
- Sayı 129 Sanat Dünyasında Yedi Gün’den Alıntı
- Sayı 128 Metin Okuma Disiplini
- Sayı 127 Çağdaş Sanat, Basılı Yayınla Buluşuyor
- Sayı 126 Yıl Sonu Notları
- Sayı 125 Kanıt: Eserlerin Kendileri
- Sayı 124 Eşiksel Geçişler
- Sayı 123 Bulanık Suları Arındırmaya Çalışıyoruz...
- Sayı 122 Bir iki üç...
- Sayı 121 Bütünsel Yapıt: Gesamtkunstwerk
- Sayı 120 Hikâyeler ve Beklentiler
- Sayı 119 Sanatın Işığında Ali Can Ertuğ
- Sayı 118 Bir Yıllık Bilanço
- Sayı 117 Sanat İçin Alan
- Sayı 116 Tate Modern / Arter - Sanat İçin Alan
- Sayı 115 Sanatta Güzel Beden
- Sayı 114 Kaynak ve Platform
- Sayı 113 Hayvanlar / Hayvansı Güçler Âlemi...
- Sayı 112 Dinamikler
- Sayı 111 Japonya'da Sanat
- Sayı 110 Text Art (Yazı Sanat)
- Sayı 109 Çökerken Yükseliş (1880-1920)
- Sayı 108 Avrupa'nın Bienali Manifesta
- Sayı 107 Bir Beden Dili: Giyim Kuşam
- Sayı 106 Kıpkırmızı!
- Sayı 105 Uzakdoğu'dan Çizgi Roman: MANGA
- Sayı 104 Kısa ve Acımasız mı? Video Art
- Sayı 103 İçerdeki Dünyalar: Koleksiyon
- Sayı 102 Yaşayan Opera Yaşasın Opera!
- Sayı 101 Kırılmanın Öncesinde: Cézanne
- Sayı 100 100. sayıda 32 yaşında
- Sayı 99 Sanatın Merkezi... Nerede?
- Sayı 98 "Bir Kitapta Resim Şart"
- Sayı 97 Ezoterizm ve Sanat
- Sayı 96 Katılımcı Sanat
- Sayı 95 Yapıt Okumaları
- Sayı 94 Belge(sel)den Kurmacaya
- Sayı 93 Kirpi Tilki'ye Karşı: Schönberg, Stravinski
- Sayı 92 Kuram Sanatın Peşini Bırakmaz!
- Sayı 91 Sanat Tarihi Nasıl Yazılır?
- Sayı 90 Eureka!
- Sayı 89 Ulus Sanatla Kurulur mu? Cumhuriyet (1923-1933)
- Sayı 88 Türk Resmi İçin Bir Müze Denemesi
- Sayı 87 Le Corbusier’den Türkiye’ye
Performansın Dönüşümü
Sanat Dünyamız 174. sayısında ‘Performansın Dönüşümü’ adlı dosyasıyla performans sanatının sınırlarını, hareket alanlarını ve imkânlarını araştırıyor.
-
Sayı:
174 -
Dönem:
Ocak - Şubat 2020
‘Performansın Dönüşümü’ üzerine
Sanat Dünyamız 174. sayısında ‘Performansın Dönüşümü’ adlı dosyasıyla performans sanatının sınırlarını, hareket alanlarını ve imkânlarını araştırıyor. Dosyada Türkiye’de ve dünyada performans sanatı tarihi ve performansın bugünkü konumu üzerine araştırma ve yorum yazıları yer alıyor. Bu kapsamda dosyada Semih Fırıncıoğlu ve Performistanbul ile birer söyleşi, Ayşe Draz, Fırat Arapoğlu, Taner Ceylan, Leman S. Darıcıoğlu, Gözde Filinta, Alper Aydın, Tuğçe Arslan, Fulya Peker’in yazıları yer alıyor. Çıplak Ayaklar Kumpanyası’nın paylaştığı "Gölge Veri" koreografi notları da okurları bekliyor. Süreyyya Evren, Deneyim Şapkaları V’te sahnesizlikten sonrasına eğiliyor. Dergide +İz bölümünde Servet Koçyiğit’in İstanbul Modern Misafir Sanatçı Programı tecrübesi, Gültekin Emre’nin Hyeseung Lee eserlerine dair izlenimleri ve Rembrandt’ın 350. ölüm yılı etkinliklerinin ardından Uras Kızıl’ın kaleme aldığı bir yazı da okunabilecek.
Performatif Belgelemeye Dair
Performansın belgeye dönüşme sürecini, sanat tarihinden örnekler ve teorileri sanatçı ve araştırmacı Ayşe Draz değerlendirdi.
Gölge Veri
2003 yılında İstanbul’da Kurulan Çıplak Ayaklar Kumpanyası, yeni gösterisi "Gölge Veri"nin prömiyerini Arter’de Selen Ansen küratörlüğünde yürütülen performans programının “Katılma” isimli ikinci bölümü kapsamında 10, 11 ve 12 Ocak tarihlerinde gerçekleştirecek. Kumpanya, performansın dönüşümlerine bakan dosyamiz vesilesiyle oyunu yöneten koreograf Melih Kıraç’ın koreografi notlarini ve eserin künyesini Sanat Dünyamız’la paylaştı.
Performans, Hareket ve Gösteri Sanatları Üzerine
Gösteri sanatları ve dil üzerine sade ve derinlikli yazılarıyla çok sayıda okura ulaşan yönetmen, besteci, yazar ve çevirmen Semih Fırıncıoğlu ile bir söyleşi yaptık.
Duvarlardan Geçerken
Gropius Bau’da 19 Ocak 2020’ye dek sürecek olan Sam Bardaouil ve Till Felrath küratörlüğünde açılan “Walking Through Walls” (Duvarlardan Geçmek) sergisi Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30. yılını mercek altına alıyor. Sergideki performans çalışmaları üzerinden Fırat Arapoğlu performans sanatının geleceğine dair sorular sordu.
Köpekler, Çakallar ve Domuzlar
Performans sanatında kullanılan hayvanlar gösterinin yapısına kattıkları ve gözardı edilen varlıkları üzerine bir yazıyı küratör ve sanat tarihçi Gözde Filinta kaleme aldı.
Abramovic Yıllardır Hodri Meydan Diyor
Marina Abramovic’in retrospektif niteliği taşıyan Türkiye’deki ilk büyük ölçekli sergisi; Marina Abramovic Institute (Mai) işbirliğiyle Sakıp Sabancı Müzesi’nde yer alacak. Bu vesileyle sanatçı Taner Ceylan, 1996’daki performansı The Monte Carlo Style üzerinden performans sanatıyla ilişkisini ve kendi Marina Abramovic’ini yazdı.
Deneysel Sanat Ayracı
Sanatçı Fulya Peker performans ve deneyselliğini ilişkisine, sonuca değil de sürece uzanan bir deneme örneğiyle bakıyor.
Bedenin Doğası, Nezaket Ekici
Tuğçe Arslan sanatçı Nezaket Ekici’nin eserlerinde beden kavramına ve yöntemlerine dair bir inceleme sundu.
Özne Nesne Olarak Doğada Sanatçı
“Doğa ve bedenimiz birbirini yeniden yaratır ve tamamlar. Biz eylemlerimiz aracılığıyla doğada var oluyorken doğa da bizde, içimizde var olur” diyen sanatçı Alper Aydın, doğayla performans sanatı ve bedenin ilişkisini inceledi.
Performansı Araştırma Alanı
Sanat kütüphaneleri serisinde Yücel Manyas, Performistanbul’un bünyesinde oluşturulan Performistanbul Canlı Sanat Araştirma Alanı’nı konuk ederek henüz kurdukları performansa adanmış kütüphane ve arşivlerini konuştu.
Türkiye’de Performans Sanatı Tarihi
Performans sanatçısı Leman Sevda Darıcıoğlu son bir yıldır üzerinde çalıştığı, Türkiye’de Performans Sanatı tarihi üzerine araştırmasını paylaştı. ‘Sahi mi?’ dedirten performans örneklerinin yer aldığı yazı 1960’lar-2000’ler arasını kapsıyor.
Sahnesizlik Zamanlarından Hakikat-Sonrasının Sansür-Sonrası Reflekslerine
Süreyyya Evren Deneyim Şapkaları’nda bu defa Türkiye sanatı sahnesizlik tecrübelerine bakıyor ve yeni sorunlara işaret ediyor.
Yamalı Bohça Haritala
Gültekin Emre, Hyeseung Lee’nin eserlerini, 30 Ocak’a dek Ankara’da Kore Kültür Merkezi’nde sürecek sergisinden yola çıkarak yazdı.
Rembradnt’ın Ardından 350 Yıl
2019 yılı Rembrandt’ın ve Hollanda Altın Çağı’nın yılıydı. Geçtiğimiz yıla bakarken Uras Kızıl Remrandt’ın yüzyıllara uzanan etkisini inceledi.
Biri Seni Davet Ederse
Sanatçı Servet Koçyiğit İstanbul Modern'in yürüttüğü Uluslararası Misafir Sanatçı Programı'yla şehre konuk oldu ve misafirliğinin notlarını aktardı.
EDİTÖRDEN
- Hareket Etmenin İmkânları - Fisun Yalçınkaya
HAYATI ÇOĞU KEZ GEÇMİŞ VE GELECEKLE BİRLİKTE DÜŞÜNÜYORUZ. GEÇMİŞE YA DA GELECEĞE ODAKLANIP İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ ANI BUNLARA GÖRE ŞEKİLLENDİRMEYE MEYİLLİYİZ. ÇOCUK OLMAYI BIRAKIR BIRAKMAZ, HAYATIN BİR ANDAN İBARET OLMADIĞINI KAVRADIK, DİYE KABUL EDİYORUZ. GUY DEBORD GÖSTERİ TOPLUMU’NDA “GERÇEK ANLAMDA ALTÜST EDİLMİŞ BİR DÜNYADA DOĞRU, BİR ANLIK YANLIŞTIR” DİYOR. BU ANLIK YANLIŞLARI BULMANIN, DENEMENİN, ANIN KENDİSİNİN SANATI PERFORMANS. 20. YÜZYILIN İKİNCİ YARISINDAN BU YANA, BELGELENMESİ, KOPYALANMASI, DENEYİMLENMESİYLE TARTIŞMALI ALANLAR AÇMAYA DEVAM EDİYOR.
BU SAYIDA “PERFORMANSIN DÖNÜŞÜMÜ” DOSYASIYLA PERFORMANSIN GÖSTERİ SANATLARIYLA İLİŞKİSİNİ VE HANGİ SINIRLARDA GEZİNDİĞİNİ, BU ALANDAKİ KAFA KARIŞIKLIKLARINI SEMİH FIRINCIOĞLU İLE KONUŞUYORUZ. AYŞE DRAZ’IN ELE ALIŞIYLA PERFORMANSIN DÜNYA SAHNESİNDE NE GİBİ KAYNAKLARDAN BESLENDİĞİNE VE GÖZDE FİLİNTA’NIN YAZISIYLA HAYVANLARIN PERFORMANSTA NASIL YER BULDUĞUNA DİKKAT KESİLİYORUZ. TANER CEYLAN SABANCI MÜZESİ’NDE TÜRKİYE’DEKİ İLK KİŞİSEL SERGİSİYLE AĞIRLANACAK MARINA ABRAMOVIC’E VE KENDİ PERFORMANS DENEYİMİNE BİR YAZIYLA DEĞİNİYOR. 10-12 OCAK’TA ARTER’DE GÖLGE VERİ İLE PRÖMİYER YAPACAK OLAN ÇIPLAK AYAKLAR KUMPANYASI İSE BU ALANDA SINIRLARI ZORLAYAN BİR KUMPANYA OLARAK KAPAĞIMIZDA YER ALIYOR. BÖYLECE İLK KARŞILAŞMA ANINDA HAREKETİN İMKÂNLARINA BAKMAYA ÇAĞIRIYORUZ OKURLARI.
BU YAZIDA, SANAT DÜNYAMIZ’IN 1998 YILINDAKİ, 67. SAYISINI DA HATIRLATMAK GEREK. BU SAYIDA ÖZELLİKLE ’70’Lİ YILLARDA DOĞUŞUYLA, MÜZİKLE VE DOĞAÇLAMAYLA İLİŞKİSİYLE DETAYLI OLARAK ELE ALINMIŞ PERFORMANS. BUGÜNE NASIL BİR ZENGİNLİK BIRAKILDIĞINI ANLAMAK İÇİN FAYDALI BİR KAYNAK OLUŞTURUYOR.
DERGİDE DOSYANIN YANI SIRA “İZ” BÖLÜMÜ DE BULUNUYOR. BURADA REMBRANDT’IN ARDINDA BIRAKTIKLARI, HYESEUNG LEE’NİN ESERLERİNİN YORUMLARI VE SANATÇI SERVET KOÇYİĞİT’İN İSTANBUL’A DÖNDÜĞÜ MİSAFİR SANATÇI PROGRAMINDAN HAREKETLE YAZDIĞI NOTLARI OKUNABİLECEK.
- Performatif Belgelemeye Dair - Ayşe Draz
PERFORMANSIN BELGEYE DÖNÜŞME SÜRECİNİ, SANAT TARİHİNDEN ÖRNEKLER VE TEORİLERİ SANATÇI VE ARAŞTIRMACI AYŞE DRAZ DEĞERLENDİRDİ.
Geçmişi Fütürizm ve Dadaizm gibi tarihsel avangart akımlara, soy kütüğü ise tableau vivant (canlı tablolar) gibi daha eski dönemlere uzanan performans sanatının oluşum ve gelişimi altında yatan dinamikleri kabaca sıralayacak olursak bunlardan bazılarını şöyle tanımlayabiliriz: Plastik ve görsel sanatlar alanında çalışan sanatçıların malzeme olarak zamanın kurgusunu da işlerine dahil ederek sanatlarına zamansallık boyutunu kazandırmaları; plastik ve görsel sanatlarda bedenin de bir malzeme olarak ele alınması ve bedenle ifade yollarının araştırılması; bedeni tiyatro ve dansta olduğu gibi araç-sallaştırmadan, sanat üretimi sürecinde doğrudan ve dolaysız bir biçimde izleyicinin deneyimine sunma çabası; bedenin bir temsil aracı olarak değil kendini gerçekleştiren bir metin olarak değerlendirilmesi; sanat mekanizmasında izleyicinin salt bir alımlayıcı olarak pasif konumuna müdahale etmek ve onu üretim sürecine dahil ederek bir katılımcıya dönüştürmek; ve de sanat piyasasının işleyişine karşı bir direniş aracı olarak elle tutulamaz, dolayısı ile kolayca alınıp satılamaz biricik, ‘şimdi ve burada’ gerçekleşen sanat üretimi olanaklarının araştırılması. Bir yandan da performans sanatında odağın, metinsel ve plastik olandan deneyimsel olana, sanat nesnesinden sanat izleyicisine kaydırıldığı söylenebilir. Öte yandan birçok performans sanatçısı ve performans sanatı alanında iş üreten sanatçı, kendi dönemlerinde sanatın müze ve galeriler aracılığıyla ticarileştirilmesine muhalif bir duruş sergileyerek sanatlarını belli bir ideolojinin aracı olmuş geleneksel sanat mekânları dışına, sokak gibi alternatif alanlara taşımışlardır. Performans sanatı rastlantı gibi unsurları malzeme ederek sanat ve yaşam, sanat ve gündelik hayat arasındaki sınırın yeniden tanımlanmasına, öte yandan da farklı disiplinler arasındaki sınırları kaldırarak disiplinler-arası sanat pratiğine öncülük etmiştir.
Tiyatrodan çok görsel sanatlardan aldığı ivmeyle şekillenen performans sanatı, gelişimi ve özellikle bağımsız bir disiplin olarak kendini kabul ettirme sürecinde tiyatroyu, doğası gereği yapaylık, kandırmaca, kurgusallık, temsil ve tiyatrosallık barındıran bir sanat olarak tanımlayarak kendisini sahici ve performatif olarak nitelendirip tiyatronun karşısında konumlandırmaya çalışmıştır. Bu yüzdendir ki bir yandan tiyatro gibi ‘şimdi’nin kısa ömürlülüğünde canlı sanat olarak kendini gerçekleştirirken, öte yandan oluşum / happening örneklerinde olduğu gibi çoğunlukla tekrarı olmayanı tercih etmiştir. Glen McGillivray’ın belirttiği gibi performans sanatı, tiyatronun taklit ettiğini ve mış gibi yaptığını, buna karşın kendisinin gerçeğin esaslı ve şiddetli bir versiyonunu sunduğunu iddia etmiştir. Ancak genel olarak çağdaş sanatta bir temsiliyet krizi yaşandığını ve postmodernizmin odağına gerçekliğin kendisinin bir kurgu, temsil olduğunu almış olduğunu kabul edecek olursak, performans sanatı, iddia ettiğinin aksine her şeye rağmen temsilden tamamıyla vazgeçilemeyeceğini açığa çıkarmaktadır. Amelia Jones, “Presence in Absentia: Experiencing Performance as Documentation” başlıklı makalesine aslında hiçbir kültürel ürün ile doğrudan, dolaysız bir ilişki kurulamayacağını belirterek başlar. Performans olarak Beden Sanatı’nın (body art) irdelediği kavramlardan biri de sanat nesnesinin ontolojisidir; performans sanatçıları bedenlerini temel malzemeleri olarak kullanarak mevcudiyet olarak bedenin ontolojik önceliğini onaylamaktansa onun temsili durumunun altını çizerler. Çünkü Beden Sanatı kültür alanında sembolik bir konum kazanabilmek için belgelenmeye ihtiyaç duyar. Beden Sanatı’nın temsili yönleri, aslında beden ve öz-benliğin bütününe dair bir bilgiye erişmenin olanaksızlığını ifşa etmektedir. Bu koşullarda performans sanatı aslında kendi sahicilik iddiasını çürütmektedir; öznellikte modernist bir durumdan postmodernist bir duruma geçildiği, modernist sahicilikten postmodern durumsallığa geçişin yaşandığı bir çağda sahicilik iddiası ancak modernist bir özlemden ibaret olabilir...
Devamı bu sayıda...
- Gölge Veri - Çıplak Ayaklar Kumpanyası
2003 YILINDA İSTANBUL’DA KURULAN ÇIPLAK AYAKLAR KUMPANYASI, YENİ GÖSTERİSİ GÖLGE VERİ’NİN PRÖMİYERİNİ ARTER’DE SELEN ANSEN KÜRATÖRLÜĞÜNDE YÜRÜTÜLEN PERFORMANS PROGRAMININ “KATILMA” İSİMLİ İKİNCİ BÖLÜMÜ KAPSAMINDA 10, 11 VE 12 OCAK TARİHLERİNDE GERÇEKLEŞTİRECEK. KUMPANYA, PERFORMANSIN DÖNÜŞÜMLERİNE BAKAN DOSYAMIZ VESİLESİYLE OYUNU YÖNETEN KOREOGRAF MELİH KIRAÇ’IN KOREOGRAFİ NOTLARINI VE ESERİN KÜNYESİNİ SANAT DÜNYAMIZ’LA PAYLAŞTI.
Her bir dans hafızanın performansıdır. Her tekrar edilişinde, geçmişi şimdiki zamana taşıyarak, geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurar.
Her bir bedene geçmişi taşıyacak bir arşiv olarak bakıldığında, hareketler bedenden bedene aktarılırken beden; nasıl birer kültürel taşıyıcı aktarıcı? Çıplak Ayaklar Kumpanyası hem kişisel hem de kolektif tarihten yola çıkarak dansı saklama, koruma, aktarma koşulları ve pratikleri üzerine düşünmeye, geçmiş anıların yeniden sunumunu yapmanın, nasıl bir dans yazımı üreteceği üzerine araştırmaya koyuldu. Bu bütünüyle saklanamaz, korunamaz ve geçici olan sanat disiplini üzerine düşünürken, koreografide, birbirinden bağımsız binlerce anının-anın gelecekte bir olasılıkta tek bir anlatının parçaları olma ihtimali üzerinden bir tahayyül kuruyor.
Devamı bu sayıda...
Fisun Yalçınkaya - Semih Fırıncıoğlu
Duvarlardan Geçerken - Fırat Arapoğlu
Köpekler, Çakallar ve Domuzlar - Gözde Filinta
- Abramovic Yıllardır Hodri Meydan Diyor - Taner Ceylan
MARINA ABRAMOVIC’İN RETROSPEKTİF NİTELİĞİ TAŞIYAN TÜRKİYE’DEKİ İLK BÜYÜK ÖLÇEKLİ SERGİSİ; MARINA ABRAMOVIC INSTITUTE (MAI) İŞBİRLİĞİYLE SAKIP SABANCI MÜZESİ’NDE YER ALACAK.* BU VESİLEYLE SANATÇI TANER CEYLAN, 1996’DAKİ PERFORMANSI THE MONTE CARLO STYLE ÜZERİNDEN PERFORMANS SANATIYLA İLİŞKİSİNİ VE KENDİ MARINA ABRAMOVIC’İNİ SANAT DÜNYAMIZ İÇİN YAZDI.
Performans sanatı ile akademide öğrenim gördüğüm yıllarda, 1987’de, The Goethe-Institut İstanbul’dan aldığım video kasetler aracılığıyla tanıştım. Kassel’de düzenlenen Documenta sergilerinin en etkileyicisi de, bana göre, yine 1987 yılında düzenlenen Documenta 8’di. Muazzam bir görsel şölenin yanında inanılmaz derin katmanları olan bir etkinlikti. Video sanatının bugün nasıl bir noktaya gelmiş olacağını, daha o zamanlar o sergideki eserler bizlere göstermişti. Performans sanatçısı Lilly Fischer’ın eserleriyle de (1947-) işte ilk kez orada karşılaştım. Performanslarındaki hammaddeler şiirler, metinler, bedeniydi... Fischer adeta benim bilmediğim malzeme ve renklerle, bambaşka bir türden resim yapıyordu. Buradan hareketle, 1990’lı yıllarda İstanbul’da düzenlenen performans günlerinde gerçekleştirdiğim performanslarım da Lilly Fischer’ın performans normları üzerinden oluşmuş ve gelişmişti. Ben daha sonra bunu bir adım daha öteye götürdüm ve 1996 yılında The Monte Carlo Style isimli happening’imi gerçekleştirdim.
Devamı bu sayıda...
Bedenin Doğası: Nezaket Ekici - Tuğçe Arslan
Özne Nesne Olarak Doğada Sanatçı - Alper Aydın
Performistanbul Canlı Sanat Araştırma Alanı - Yücel Manyas - PCSAA Ekibi
- Türkiye Performans Sanatı Tarihi: Sahi mi? - Leman Sevda Darıcıoğlu
PERFORMANS SANATÇISI LEMAN SEVDA DARICIOĞLU SON BİR YILDIR ÜZERİNDE ÇALIŞTIĞI, SANATÇILARLA GÖRÜŞMELERİ ÜZERİNDEN SÖZLÜ TARİH ÇALIŞMASI OLARAK YÜRÜTTÜĞÜ TÜRKİYE’DE PERFORMANS SANATI TARİHİ ÜZERİNE ARAŞTIRMASINI PAYLAŞTI. ‘SAHİ Mİ?’ DEDİRTEN PERFORMANS ÖRNEKLERİNİN YER ALDIĞI YAZI 1960’LAR-2000’LER ARASI DÖNEMİ KAPSIYOR.
Kaleme aldığım bu yazı yaklaşık bir yıldır Türkiye performans sanatı arşivine yönelik yaptığım araştırmaların kaba taslak bir özeti niteliğinde ve sürmekte olan bu çalışmanın paylaşılan ilk verisi. Her veriye erişmeye çalışsam da tarihin eksiksiz bir kaydını sunma iddiasında değilim; bunun bir tarafı çalışmanın henüz sona ermemiş olmasından, bir diğer tarafı ise tarihin kaydının her zaman tehlikeli bir mevzu olmasından ileri gelir. Hafıza ve tarih onu tutanla cisimleşen olgular. Ben her ne kadar bu tarihin peşine düşerken dönemin sanat alanında aktif kişileriyle yaptığım görüşmeleri var olan belgelerle destekleyerek ele alsam da, kişilerin belleğinde yer almayan ve ulaşabildiğim kayıtlara girmemiş olan performans işlerinin olması olasılıklar dahilinde. Yaklaşık bir yıl önce kendimden önceki kuşaklardan sanatçılarla yaptığım sohbetlerle ilk tohumları atılan bu çalışma, beş yıldır bu disiplinin içinde bir yol yürümekte olan sanatçı olarak bastığım toprağı tanıma, benden önce bu topraktan geçmiş olanların izlerini bilme arzumdan doğdu. Yanı sıra Türkiye’de performans sanatı dendiğinde bu alanda birçok değerli iş gerçekleştirmiş olan sevgili Şükran Moral ve Nezaket Ekici’den fazla isim sayılamaması, performans sanatının bu ülkede halen yeni ve anlaşılmaz bulunması gibi durumlar da beni bu çalışmayı yapmaya iten temel etkenler oldular. Elbette Türkiye çağdaş sanat sahnesi içerisinde Moral ve Ekici neredeyse tüm pratiğini performans sanatında gerçekleştiren, geçmişten günümüze sadece bu alanda üretimini sürdüren iki ender isim. Lakin hazırlamayı amaçladığım bu arşiv çalışmasının boyutları, bu tarihe dair yaptığım sohbetlerden bugüne beni de hayrete uğratacak kadar genişledi; geçmişten günümüze pratiğinde bir noktada performansı kullanmış olan sanatçı sayısının 100’ü aştığını, bu sanatçılar arasında genel olarak sadece klasik sanatlarda üretim gerçekleştiren birçok sanatçının da yer aldığını ve bu listenin halen artmakta olduğunu söylemeliyim.
Devamı bu sayıda...
Yamalı Bohça Haritalar - Gültekin Emre
Rembrandt’ın Ardından 350 Yıl - Uras Kızıl
Biri Seni Davet Ederse - Servet Koçyiğit